Çok acil hemen şimdi....
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s şimdilik pas geçti. S&P gibi hemen kredi notunu düşürmedi. Halen iki reyting şirketi ülkemize “yatırım yapılabilir” notu vermiş durumda. Bunlardan biri Fitch, diğeri de Moody’s. S&P’nin notu zaten yatırım seviyesinin altındaydı, yani kötü not vermişti ki not indirimi fazla etkili olmadı.
Moody’s veya Fitch yatırım notu verdiklerinden her ikisinden biri kredi notunda bir indirime giderse işler kötüleşir. Yani S&P’nin not indirimi ile kıyaslanamaz bir tablo karşımıza çıkar. Bazı fonlar istemese de paralarının bir kısmını ülkemizden çekmek zorunda kalırlar. Kurlar üzerinde baskı artar ve kredi kanalları ağır yara alır.
Bugün reel kesimin döviz açık pozisyonu 2002 yılındaki -6,7 milyar dolardan -195 milyar dolara çıkmış durumda. GSYH’ya oranı yüzde 2,8’lerden yüzde 28,0’e kadar geldi. Reel kesimde en ciddi riskler ise enerji sektöründe. Kur artışları enerji sektörü üzerinden bankacılık sektörünü de güçlü şekilde etkileyebilir.
***
Moody’s önceki gün Türkiye’yi pas geçti. Ama henüz hiçbir şey bitmedi. 2014 yılında politik riskler üzerinden negatif incelemeye geçen Moody’s, şimdide başka risklere dikkat çekiyor. Pas geçen açıklama hiç ama hiç rehavete kapılmamıza yol açmasın. Ağır uyarılar var.
Türkiye , yıllarca uyardığım bir yanlış içinde. Kargadan başka kuş, faizden başka ekonomi politikası uygulamadı. Faiz piyasası ekonomide yüzde 12,0 ağırlıktan yüzde 70,0’lik büyüklüğe ulaştı. Bu kaynağında önemli kısmı sıcak ve soğuk para (borç) olarak yabancılardan geldi.
Yabancı parası ile sürdüğümüz 14 yıllık sefa sürecinde yatırım-üretim-istihdam yerine tüketim-inşaat ekseninde sanal refah yaşadık. Acı gerçeklerle elbette yüzleşeceğiz. Umarım en zor zamanımızda olmaz ama işimiz çok zor.
***
Zamanımız çok ama çok kısa. Moody’s için 90 günlük süre işliyor. Bizi görmek isteyecek.. beklemeye hiç tahammülümüz yok.
Bugün büyük ekonomi reformları adı altında yapılanlar önemli ama çok yetersiz. Türkiye büyüme gücünü kaybetti. Nereden mi söylüyorum bunu: Bakın eskiden yüzde 7,0 üzerinde büyüme yaşadığımızda enerji dışında cari açık veriyorduk. Artık yüzde 4,0 büyümeye ulaştığımızda dahi cari açık veriyoruz. Bu ne anlama geliyor? Yabancı parası olmadan büyüme ve kalkınma sıfır...
Ne yapmalıyız? Yıllardır tekrarlarım ama yine söyleyeceğim:
1-) Kamuyu ulufe dağıtma merkezi olmaktan bir an önce çıkarmalıyız. Kamu, ya daha az vergi toplamalı, ya da topladığı vergileri daha çok yatırıma yönlendirmeli. (Maliye Politikası baştan aşağı yenilenmeli)
2-) Finans politikası maalesef sadece faize bağlı. Bankalara kredide “ipotek sistemini” KOBİ ve sanayide derhal yasaklamalıyız. İşleyen değer özellikle KOBİ’ler için çok önemli.
3-) Allah rızası için 12,0 dolardan 4,0 dolara düşen doğalgaz fiyatlarını derhal yurtiçinde de indirmeliyiz. Enerji, bir insanın vücudundaki kan gibidir. Doğalgaz’da yüzde 25-30 indirim marjı çoktan oluştu. Bu sayede elektrik üretim maliyetleri de düşecek ve sanayinin yanında enerji şirketleri rahatlayacak.
Bu yazdıklarım şimdilik çok ama çok acil ilk 3 adımdır. Sorun Merkez Bankası’nın faizinde değildir. Allah aşkına bir Allahın kulu görmüyor mu: Faizler düşünce üretim değil, daha çok ithalat ve cari açık artıyor. Yabancı mallarına ucuz kredi vermiş oluyoruz. Faiz düşmesin demiyorum ama bu şekilde değil. Sorun başka yerde...Sorun daha büyük. Faiz lobisi hikayeleri ile bu iş hiç ama hiç çözülmez.
ENERJİDE FETÖ İZLERİ
17-25 Aralık sürecinde gördük ki, FETÖ yapılanması Türkiye’nin büyük projelerini adeta engellemek üzere yapılanmış. Uganda’da bulunan rafineriyi bile takip eden bir SAHTE İMAM var karşımızda. Ve bu yapı yine gördük ki TANAP gibi büyük projeleri kıskaca almış. Nereden mi? SOCAR-PETKİM üzerinden.
18 Milyar dolarlık SOCAR projeleri ve 12 Milyar dolarlık TANAP (sadece yatırım miktarı) kıskacında Nisan ayında CEO Kenan Yavuz ekarte edildi. Operasyonlarla nihayet şimdi yüzleşiyoruz.
Bildiğiniz üzere Türkiye’nin büyük enerji projelerinde TANAP bir kilit nokta. Türkmenistan gazı, K. Irak gazı ve şimdi de İsrail gazı için merkez ülke Türkiye.
TANAP’ın tekrar açılması için PETKİM’de yapılanmayı iki hafta önce yazmıştım.“Azerbaycan ile Türkiye hattında bir paralel hikaye” başlığı altında ele aldığım meselede önemli adımlar atılıyor. Umarım yeniden bu işi gerçekten, bilen FETÖ yapılanmasının tasfiye ettiği kadrolar işin başına döner.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.