D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Halep yüzlü çocuk!

Halep yüzlü çocuk!

Suriye’deki rezil üstü rezil savaşı anlatmak için binlerce kitap yazılabilir. Bunlar elbette Suriye savaşının çeşitli yönlerini öğrenmek için gereklidir. Fakat, bir resim, bir çocuk resmi, bu kirli savaşı bütün dehşeti ile, vahşeti ile anlatıyor, âdeta tecessüm ettiriyor. 

Halep’e yapılan hava saldırılarının bilmem kaç binincisi sonrası enkaz altından çıkarılan Ümran çocuğun resmi, Aylan bebekten sonra bu savaşın unutulmaz tabloları arasında yerini aldı... 

O resimlerin üstüne asılacak bir resim var: Tek dişi kalmış canavarın resmi!

İşte üç resimde zihinlerden asla silinmeyecek Suriye Savaşı!

“Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar”, Birinci Dünya Savaşı’ndan yüz yıl sonra sonra bölgemize döndü ve bütün zâlimliği ile hükmünü icra ediyor. Suriye savaşı, asla bu coğrafyanın kendi savaşı değil. Daha doğrusu öyle olması istenmedi. Suriye halkı direnişi başlattıktan sonra varılacak sonuç, “tek dişi kalmış canavar”ı tedirgin etti. Bir müslüman ülke kendi kararını kendi verecek ve kendi kendini yönetecek. Bu ihtimal dahi tek dişi kalmış canavarı çileden çıkarmaya yetti! Türkiye kötü örneğini çoğaltmak demek bu! Emperyalizmin gözünde Suriye’nin bir hükmü yok; çünkü petrol yok, hazır servet yok. Suriye’nin geleceği, onu bölgeye monte ettiği İsrail’in güvenliğinden ötürü ilgilendiriyor. Eğer Suriye kendini yöneten bir ülke olursa, Türkiye ile uzun sınırından ve elbette tarihî-kültürel bağlarından ötürü iki ülkenin yakınlaşması en çok İsrail’in güvenliğini tehdit edecek! “Tek dişi kalmış canavar”, bir süre daha Obama maskesi kullanacak! İşte bu islâmın mürtedi, zencilerin beyaza kesmişi, ABD stratejisini uygulanabilir kılan emirleri veren zâlim!

Aylanın katili o, Ümran’ın yüzündeki tarifsiz acıların müsebbi o!

Suriye meselesini ülke ve bölge meselesi olmaktan çıkaran ABD! Büyük Ortadoğu projesinin büyüklüğünün büyük rezillik, büyük alçaklık, büyük şerefsizlik, büyük namuzsuzluk... olduğunu Suriye’de cümle âleme gösterdi. Bütün dünyayı keni icadı kukla terör örgütü bahanesi ile Suriye’ye sokan, çözümü her aşamada imkânsızlaştıran ABD!

Şimdi diyeceğim ki, “ABD yanlış ata oynuyor!”

Hayır, artık ABD yanlış ata filan oynamıyor, resmen –affedersiniz- eşeğe oynuyor. İki terör örgütü, iki merkeb onun biniti. DAİŞ eşeğini salıyor, PYD eşeğini de onun peşine takıyor! 

“Haleb”in türkçesi “süt”! Ümran bir süt çocuğu, Halep yüzlü çocuk! Halep’te çocuklar değil süt, bir kuru ekmek parçasına muhtaç.

Yıllardır bombalanan, yakılıp yıkılan Halep’in bugünkü resmi o çocuğun yüzü! O yüze bak Halep’i gör!  O çocuğun resmi yaşanan acıları ne kadarını anlatabilir ki? Ümran çocuk bize Suriye’deki kirli savaşın bir karesini gösteriyor. Bu bile insan olana yeter! Bu savaş, Suriye’nin savaşı değil, Suriyelilerin savaşı değil... Bu savaş emperyalistlerin kuklalar savaşına dönüştürüldü.

Yüz yıl önce, bu coğrafyayı keyiflerince böldüler, parçaladılar, aslan payını birileri aldı. Bir asır bu statüko devam ettirildi. Bu statükoya isyan başlayınca devreye girdiler ve bölgedeki İsrail kara lekesini büyütmek için her türlü ahlâksızlığı irtikab ettiler. 

Halepli çocuğun kıyafeti kıyafet değil, yüzü de kıyafeti gibi, bir savaş alalaması (kamuflajı). Onlar savaşlarda savruldular, savaştan kaçtılar denizlerde öldüler. O masumların nefreti dünya efendilerinin sonunu getirecek! 

Ahlâkın en düşük derecesi: Sana yapılmasını istemediğini başkasına yapmamak! Bunlar bu derecenin de altında! Yani düpedüz ahlâksızlar! Gaziantep, bölücü terör örgütünün nüfuz edemediği bir ilimiz. Amerika’nın allak bullak ettiği sınırın hemen dibinde.

Bu yüzden sızmak zor değil. İşte bir sokak düğünü hedef seçiliyor.  Tabii en önce hükümet yetkilileri işin üzerine gidiyor. Ve nihayet, aylardır sesi çıkmayan HDP açıklama yayınlıyor.

Saldırıda ölenler arasında partililer, üyeleri olduğu için kınıyor! Saldırı ancak sana olursa “terör” olur, seninkiler yaparsa ne olur?  HDP bunun cevabını vermedikçe ahlâkın en alt derecesine bile yükselemez.

Eğer bunlar Elaziz saldırısından sonra terörü lanetleyen bir açıklama yapsalardı, o zaman bir kademe yükselirlerdi. “Belhum adal” derecesinde kalmaya devam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi