Cerablus’tan Çukurca’ya: PKK/PYD ile savaş işgalcilerle savaştır
Çukurca, Aktütün, Şemdinli hattında terörle mücadele değil, bir tür savaş yürütülüyor. 7 Haziran seçimleri sonrası Cizre, Silopi, Nusaybin çevresinde yürütülen operasyonlar nasıl terörle mücadele değil, işgal senaryolarına direniş ise, bu bölgeleri “yabancı unsurlar”dan temizleme mücadelesi ise, günlerdir Çukurcaçevresinde de işte bu “yabancı unsur”lar temizleniyor.
Haziran seçim sonuçları üzerinden Türkiye'yi rehin almaya dönük siyasi operasyonlar yürütülürken, PKK'nın ülkeyi güneyden vurmasınasıl çokuluslu bir proje olarak öne çıkarılmışsa, Fırat Kalkanı Operasyonu'na karşı da Türkiye'yi yine içeriden vurmaya dönük birçokuluslu bir plan devreye sokulmuştur.
K. Irak-Akdeniz Koridoru, Karadeniz'e kapı açmak
Şehirlerimizi vuran terör dalgaları Türkiye'yi durdurmaya yetmemiş olmalı ki, Suriye PKK'sı PYD'nin sınırın Suriye tarafındançevreleme hesapları yetmemiş ki, tehdit ve saldırı dalgaları Irak-İran sınırlarından servis edilir olmuştur.
Tam da bu çerçevede, Kuzey Irak-Akdeniz Koridoru ile Karadeniz'e kapı açma hesaplarının enerji koridorlarına bağlı jeopolitik hesaplar açısından inceden inceye düşünülmesinin zaruretiortadadır.
Bu hesaplar hiçbir şekilde bölgedeki etnik meselelerle alakalı değildir, 21. yüzyıla dönük çokuluslu planların parçasıdır. Suriye-Irak haritasını yeniden çizenlerin “Türkiye cephesi”ne dair planlarıdır. Bu planlar ise, ağırlıklı olarak müttefiklerimizin planlarıdır.
Yüzyılın başında aynı bölgede, aynı oyunlar
Hatırlarsanız, yirminci yüzyıl başlarında yine aynı bölgede benzer bir harita oyunu oynandı ve bizler o oyunu kaybetmiştik. Kafkaslar, Doğu Anadolu, Musul-Kerkük-Basra hattında o günlerde neler yaşandı, hatırlamakta fayda var. Çünkü o oyun da enerji-güvenlik stratejilerine göre biçimlenmişti.
Çukurca çevresinde yürütülen operasyonlarda öldürülen terör örgütü mensubu sayısı 186'ya çıkmışsa, acaba bölgede ne kadar terörist toplanmıştır? Bölgeye ne tür bir yığınak yapılmıştır?Jandarma Genel Komutanı Org. Yaşar Güler, bölgede bir tür ölüm-kalım savaşı yürütüldüğünü söylüyor. Sadece bu cümle bile, durumun dar anlamda terörle mücadelenin çok ötesinde olduğunun göstergesidir.
Irak-İran sınırındaki yığınak kimin planı?
Bu yığınağın amacı nedir ve Türkiye'yi bu bölgeden vurmak kimlerin planıdır? Sınırın Suriye tarafına PYD'yi yerleştirenler,Irak-İran tarafında PKK'yı yeniden harekete geçirmişler, her iki örgütü de aynı zamanda Türkiye içlerinde saldırılara yöneltmişlerdir.
Bu güçler kimlerdir? Türkiye ile böylesine ölümcül bir hesaplaşmaiçine giren ülkeler hangileridir? Türkiye'yi Suriye'de durdurmak isteyenlerle Irak-İran sınırından vurmak isteyenler aynı ülkeler midir? Bütün bunların, PKK'nın yıllardır devam ettirdiği terör saldırılarıyla tanımlanması artık mümkün değildir.
PKK/PYD ile savaş işgalcilerle savaştır
Çünkü PKK da, PYD de artık Kürt meselesiyle bağlantılı olmaktan çıkmış, çokuluslu, çok cepheli güç hesaplaşmasının bir parçası olmuştur. Etnik kimliğin ötesinde, özellikle Atlantikçi çevrelerin bölgeyi yeniden dizayn etmeye dönük projelerinin cephe unsurları haline gelmişlerdir.
Öyleyse Suriye'de PYD ile, İran-Irak sınırında ve içeride PKK ile mücadele etmek, küresel istila projeleriyle yüzleşmek, hesaplaşmak, onlarla savaşmaktır. Türkiye; Cizre'de, Silopi'de nasılçokuluslu güçlerle çatışmışsa, Çukurca çevresinde de çokuluslu güçlerle çatışmaktadır. Suriye'de kendini çevreleyen PYD ile mücadelesi, bölgeye yönelen işgalci, istilacı güçlerle savaştır.
İşgal girişimi ve 7 Haziran
Öyleyse, Suriye sınırından Irak sınırına, İran sınırına kadar, bütün sınırlarımız, işgalcilerin tehdidi altındadır, bu tehdit terör örgütleri eliyle yürütülmektedir. Mücadele verdiğimiz güçler Irak'ı işgal eden, Suriye'yi parçalamaya çalışan güçlerdir. Bu güçlerse, bölgesel ortakları da olan Atlantik ittifakının üyeleridir.
İşte bunlar, 7 Haziran seçimlerinden sonra başlatılan sert operasyonlarla beli kırılan PKK'yı yeniden güçlendirip, aynı oyunu yeniden oynamaya karar vermişlerdir. Aynı şekilde, Suriye'deki çok cepheli hesaplaşmayı Türkiye içlerine servis etmeye, Türkiye'yi yeniden içeriden vurmaya çalışmaktadır. Türkiye'yi Suriye'de oyun dışına itmeye çalışan güçlerle, PKK/PYD üzerinden yürütülen bu planın sahipleri aynıdır.
IŞİD'le Suriye/Irak, PKK/PYD ile Türkiye
Şunu asla unutmayın:
IŞİD, Suriye ve Irak'ı parçalamak için dizayn edilmiş bir örgüttür.
PKK ve PYD ise Türkiye'yi parçalamak için dizayn edilmiştir.
IŞİD'in Sünnilikle, Araplıkla hiçbir alakası olmadığı gibi,PKK/PYD'nin de Kürt etnik kimliği ile hiçbir alakası kalmamıştır.
IŞİD'in tasfiyesi Araplarla savaş olmadığı gibi, PKK/PYD'yi vurmakKürtlerle çatışma anlamına gelmemektedir.
Aksini iddia edenler, büyük planın sivil ayaklarıdır. Mesela HDP, coğrafyaya yönelik topyekûn saldırıların ortaklarından biridir. İşgal güçlerinin siyasi uzantısıdır.
Her iki örgütte bölgeye yönelen istila senaryolarının aparatlarıdır. Yüz yıl sonra coğrafyanın haritasını yeniden çizme planları yapanlar, bu örgütler üzerinden bölgedeki bütün ülkelere savaş açmıştır. Örgütlerin hangi ülkeye saldırdıklarının anlamı yoktur. Temelde bütün coğrafya ile savaşmaktadırlar.
IŞİD kendine verilen rolü büyük oranda oynamış, Suriye ve Irak ortak bir parçalanma felaketine sürüklenmiştir. Şimdi PKK-PYD üzerinden aynı oyun Türkiye'ye karşı oynanmaktadır.
Kimse Türkiye'yi oyun dışına itemez
Suriye'de çokuluslu, çok karmaşık güç hesaplaşmasının içindeyiz.Cerablus ile başlayan operasyon, kim ne derse desin, Türkiye'nin bölgedeki varlığını açıkça ortaya koymuştur.
Kimsenin Türkiye'yi oyun dışına itemeyeceği bu operasyonla ilan edilmiştir.
Kimsenin Türkiye'yi içeriden vurup diz çöktüremeyeceği, Çukurca mücadelesiyle ilan edilmektedir.
İçeride de, Suriye'de de verdiğimiz mücadele sadece örgütlere karşı verilen mücadele değil, çokuluslu hesaplara karşı direniş anlamına gelmektedir. Bu mücadelenin sonu, oyunun kurallarını değiştirmek, bölgede taşları yerinden oynatmak olacaktır. Yeter ki, askeri güvenlik ayağını başarılı şekilde sürdürürken, siyasi açıdan zihin bulanıklığına kapılmayalım.
Büyük planları 15 Temmuz'da çöktü
Onlar kaybetti.. 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi, onların nihai zaferi olacaktı. Bütün örgütler, darbeden sonra harekete geçirilecek, Türkiye'nin kaderi Suriye ile ortak olacak, ortak parçalanma süreci başlatılacaktı.
15 Temmuz'da Gülen ve teröristleri eliyle ülkenin sinir sistemi ele geçirilecek, kalbi durdurulacak, içeriden çökertilip felç edilecekti. Ardından çevredeki güçler, yedek güçler harekete geçecek, güneyden saldırılar başlayacak, içeride etnik kavgalar ve Alevi Sünni çatışmaları başlatılacaktı. FETÖ ile PKK/PYD'ye yeni örgütler eklenecek, Türkiye'nin işi bitirilecekti.
15 Temmuz'u kaybettiler, rezil oldular. Şimdi 15 Temmuz'unortaklarına karşı içeride köklü bir temizlik harekatı yürütülüyor. Devlet kendini yeniden kuruyor, terör unsurları sistemden ayıklanıyor. PKK'yla karşı çok ağır operasyonlar yürütülüyor. Tam bu dönemde Suriye'de o koridor planlarını başlarına geçirecek bir harekat yürütülüyor.
Onlar nasıl ortak saldırılar yapmışlarsa, şimdi ortaklar bir felaketi tadıyor!
Zafer Türkiye'nin olacaktır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.