Dünya neresi? Halep nerede?
Malum, yeryüzünün üzerindeki "gözler" her şeyi görüyor.
Kenya'nın toz toprak içinde bir köyünde ABD'nin en üst seviyede tehlikeli teröristler listesinin 2 ve 3 numaralarının toplandıklarını da görüp izliyorlar.
Orası Kenya, yani Birleşik Krallık'ın hamilik yaptığı topraklar. Dolayısıyla operasyonun komutasını İngiliz albay Katherine Powell üstleniyor.
Teröristlerin üzerine gönderilecek bombalar için tuşa basacak olanlar ise ABD Hava Kuvvetleri'nden iki pilot.
Uydular yoluyla koordinatlar belirleniyor. Teröristlerin buluştuğu evi merkez alan bir "ölüm alanı" (killing zone) oluşturuluyor.
Fakat o da ne!
Annesinin pişirdiği üç beş ekmeği satıp geçimlerine katkıda bulunacak küçük bir kızçocuğu tam oraya tezgâh açıyor.
ABD'li pilotlar çok duygulanıyor.
Bu durumun protokole uymadığını ve ahlaki bir engel teşkil ettiğini belirtip operasyonun iptalini istiyorlar.
Harekât merkezindeki Albay Powell ise bir daha bu fırsatı yakalayamayacaklarını hatırlatıyor ama nafile.
Sonunda devreye Dışişleri bakanlıkları giriyor. Konu acil olarak savaş hukukçularına danışılıyor.
Tam bir saat, kırk iki dakika boyunca...
Masum kız çocuğunun hayatı tartışılıyor.
Şimdi yukarıdaki satırları okurken, belki içinizden "Ne anlatıyor bu adam!" diye geçirmişsinizdir.
Çünkü yok böyle bir dünya!
Zaten film bu.
Bizde Ölüm Emri adıyla gösterilmiş 2015 yapımı "Eye in the Sky" filmi.
Geçen gece izledim.
Bir kez daha kafamı sert bir duvara dank diye vurmuş gibi oldum.
Bizimle böyle dalga geçiliyor işte!
Böyle uyutuluyoruz.
Kim bilir kaç kişi bu filmi izlerken o dijital uydu görüntülerinin "büyü"süne kendini kaptırmıştır.
Bu türden tonla film var.
Mesela "Eagle Eye" diye bir filmi hatırlıyorum.
Bombardıman yapacakları noktada bir cenaze törenine rastlayınca kumanda merkezindeki Amerikalıların durumun "Cenevre sözleşmesi"ne uymadığı gerekçesiyle tereddüde düşmelerini anlatıyordu.
Gülsen olmaz, ağlasan faydasız bir yalan rüzgârı!
Aslında film falan anlatacak değildim.
İki gündür, Halep'ten korkunç haberler, yıkıcı görüntüler geliyor. Ağır bombardıman altında kan revan içindeki bebecikler...
Hani dünya, dünya deyip duruyorlar ya...
Onu soracaktım: Halep nerede peki?
Hani insan hakları diyorlar, savaş hukuku diyorlar falan...
Halepli bebeciklerin zerre hakkı, hukuku yok mu?
Ama filmlerde pek hassas fakat gerçekler karşısında kayıtsız bir dünyaya böyle sorular sormak ne kadar boş, nasıl anlamsız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.