Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörist başının iadesi için Amerika’ya yaptıkları başvurunun “birkaç gün içinde sonuçlanacağını” açıkladı... (Gazete haberi.)

Bu kuru haber cümlesinden anladığımız şu;

ABD’li yetkililer, iade meselesini bir sonraki yönetime havale etmeyecek...

Yani, “canlı bomba” Clinton’ın ya da Trump’ın kucağına bırakılmayacak.

Ya (şarta bağlı olarak) “iade mekanizması” devreye sokulacak, ya da Fetullah’ın kaçmasına göz yumulacak.

Hazır konu açılmışken, FETÖ çevrelerinde dolaşan bir söylentiyi de aktarayım:  

Müridan, Başkanlık seçimini Clinton’ın kazanması durumunda, “iade tehlikesinin tamamen ortadan kalkacağına” inanıyor. (Fetullah Gülen’in koltuk değiştirerek verdiği “Amerika’dan göçmeye hazır olun” mesajıyla bozulan moraller, muhtemelen bu “söylenti”yle düzelmiştir.)

Çünkü, seçimi Clinton’ın kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Clinton’a yapılan astronomik bağışlar, FETÖ’yle ittifak kurmuş PYD-PKK unsurlarının yine Clinton tarafından “DAEŞ’e karşı işbirliği yaptığımız müttefiklerimiz” diye taltif görmesi, FETÖ’yü ümitlendirmiş görünüyor... Belki de “PYD-PKK’ya sahip çıkan yeni Başkan, bu unsurlarla ittifak halinde olan camiamıza da sahip çıkacak, kabul ettiği astronomik bağışların karşılığını ödeyecektir” diye düşünüyorlardır.

Trump’ın kazanması durumunda ne olacağına ilişkin bir tahmin yürütmüşler midir?

Bilmiyorum.

Fetullah Gülen’in koltuk değiştirme numarasını anlamlandıranlar, bunun bir işaret olduğunu söylüyor. Yani, Trump’ın kazanabileceğine yönelik bir işaret... “Trump kazanırsa, ülke değiştirmeye hazır olun!” işareti.

Ben FETÖ’cüler kadar ümitsiz değilim.

Kim kazanırsa kazansın, Amerika Birleşik Devletleri’nin FETÖ’ye ve terörist başı Fetullah Gülen’e bakışı değişmeyecektir. Pentagon ve CIA “mutemet kişi” gözüyle baktığı sürece, Fetullah Gülen hakkındaki “devlet kararına” her iki Başkan adayı da uymak zorunda kalacaktır.

Bekir Bozdağ’ın, “İade başvurumuz birkaç gün içinde sonuçlanacak” açıklaması bunu teyit ediyor.

Yani, Amerika devleti açısından Fetullah Gülen meselesi, Başkanlara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir.

İade konusundaki görüşlerimi daha önce yazmıştım.

Aynı görüşleri muhafaza ediyorum.

170’i aşkın ülkede okullar açan ve bir tür “haber alma servisi” gibi çalışan FETÖ (Rusya’dan bu nedenle kovulmuşlardır), bir “CIA yatırımı”dır... ABD’nin, “istihbarat” alanındaki en büyük yatırımı belki de.

Soru şu:

Sırf Türkiye istedi diye, Amerika bu yatırımından vazgeçer mi?

Ben bu soruya kolayca “evet” cevabının verilebileceğini düşünmüyorum.

Mutlaka “maliyet” hesabı yapacaklardır.

Daha doğrusu, Türkiye’nin Fetullah Gülen’e karşı ne önerdiğine, bu yatırımlarından vazgeçmeleri durumunda doğabilecek zararın nasıl telafi edileceğine (edilip edilmeyeceğine) bakacaklardır.

Fetullah Gülen meselesi, “hukuki bir mesele” değildir.

Gerçi ABD’li yetkililer, “Fetullah Gülen’in Türkiye’de darbe örgütlediğine ilişkin delilinizi getirin, bağımsız yargımız karar versin” diye birkaç aydır ortada top çeviriyor ama bunun hukuki bir mesele olmadığını herkes biliyor.

Fetullah Gülen meselesi, siyasi bir meseledir.

Çözümü de, büyük ölçüde “siyasi” olmak durumundadır.

Dolayısıyla, Amerika’nın beklediği “karşılık”, siyasi bir karşılık olacaktır.

Bu bilgilerin ışığında, Fetullah Gülen’in ederi konusunda bir tahmin yürütebilirsiniz.

CIA, en büyük yatırımından vazgeçmesi karşılığında Türkiye’den kaç para istiyor sizce?