Önceki yazımızda terörle mücadelede yapılan hatâları ana hatlarıyla çeyrek asırlık bir perspektiften aktarmaya çalışmıştık. Bunu yaparken de yaşadığımız günlerde birlik ve
bütünlüğe ihtiyacımız olduğunun idrakiyle kurumları sıyanete itina ettik.
TBMM’nin yeni yasama yılına başladığı bu hafta, gerek iktidar, gerekse muhalefet sözcülerinin, birlik hâlinde teröre karşı değerlendirmelerde bulunması memnuniyet verici bir gelişmedir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın kararlı tavırları ve ifadeleri yanında, özellikle Baykal’ın ve Bahçeli’nin çok önemli değerlendirmeler yaptıkları ve terör konusunda isabetli teşhislerde bulundukları görülüyor.
Terörle mücadele toplantılarında yapılan görüşmelerden, -medyaya aksettiği kadarıyla- dikkate değer yeni tedbirlerin ortaya konulduğu anlaşılıyor.
Bu çerçevede naçizane görüşlerimizi bir ‘Terörle Mücadele Program Taslağı’ başlığı altında özetle sıralamak istiyoruz.
***
Önce, Terörle Mücadele Programı’nın ana ilkelerini sayalım:
I- ‘Türkiye Devleti, milleti ve ülkesiyle bölünmez bir bütündür’ (Anayasa md. 3). Terörle mücadelede hiçbir şekilde bu ilkeden tâviz verilemez.
II- Teröristle halkımız ayırt edilmeli; bir taraftan halkımıza her bakımdan sahip çıkıp onları teröristlerin, bölücü siyasetçilerin, iç ve dış provokatörlerin istismarından korurken; diğer taraftan hiç çekinmeden ve zaafa düşmeden kanunları uygulamalı ve her ne pahasına olursa olsun cesaretle güvenliği sağlamalıyız. Devlet hem kerîm hem de hâkim olabilmelidir.
III- Terörle mücadelede sadece askerî tedbirlerle yetinilmemeli, devletin her bakımdan bütün imkânları kullanılabilmelidir.
***
Terörle Mücadele Programı
I- Güvenlik Tedbirleri:
1. Sınır Ötesi Harekât: Sınır ötesi harekât izni TBMM’den 5 yıllık süre için çıkarılmalı ve harekât derhal başlatılmalıdır. Harekât, sadece hava harekâtı şeklinde değil, kara harekâtı şeklinde de olmalıdır. Harekâtın hedefi, daha önce olduğu gibi dar tutulmamalı, Kandil Dağı’nı da ihata edecek şekilde teröristlerin bulunduğu bütün mevzilerin temizlenmesi sağlanmalıdır.
2. Güvenlik Bölgesi: Sınır ötesi harekâtın bitiminde, derinliği 30 km.den az olmayan bir ‘Güvenlik Bölgesi’ oluşturulmalı; terör örgütünün tam olarak imhasına kadar bu bölge devam ettirilmelidir.
3. Jandarma Komando Kolordusu:
21. yüzyılda düşük yoğunluklu çatışmaların özellikle Ortadoğu’da süreceği dikkate alınarak, mevcut 2 komando tugayının âcilen bir ‘Jandarma Komando Kolordusu’na dönüştürülmesi ve devamlı olarak operasyona hazır hâlde tutulması lâzımdır.
4. Profesyonel Jandarma Birlikleri: Terörle mücadelede, askerliğini yapan normal erat kullanımından artık vazgeçilmeli; tamamen profesyonel uzmanlardan meydana gelen, iyi eğitilmiş jandarma birliklerinin sayısı arttırılmalıdır.
5. Polis Özel Harekât Birlikleri: 1985’te kurulan ve terörle mücadelede önemli hizmetler veren, ancak daha sonra kaldırılan ‘Polis Özel Harekât Birlikleri’ tekrar kurularak bölgeye sevk edilmelidir.
6. Âcil Müdahale Timleri: Çatışma ânında derhal çatışma mahalline gönderilecek ‘Âcil Müdahale Timleri’ kurulmalı ve mevcut birlikler takviye edilerek hızlandırılmaları sağlanmalıdır.
7. Fizikî Kontrol Sistemi ve Karakolların Tahkimi: Fizikî şartlar yüzünden kontrol sağlanamayan sınır bölgesinde, her türlü teknik imkânlar kullanılarak etkili bir ‘Fizikî Kontrol Sistemi’ kurulmalıdır. Ayrıca, saldırılara karşı iyi tahkim edilmiş karakolların düzenlenmesi şarttır.
II- İstihbarat Tedbirleri:
1. Terörün yoğun olduğu bölgede sıkı bir ‘İstihbarat Ağı’ kurulmalıdır.
2. Bölgede yeni bir ‘İstihbarat Yapılanması’na gidilmeli; bunun için MİT, Emniyet, Jandarma ve Genelkurmay istihbaratları koordine edilerek bölge için tek merkezli, hareket kabiliyetine ve yetkisine sahip ayrı bir birim teşkil edilmelidir.
3. ‘Psikolojik Harekât’ üzerinde durulmalı ve teröre karşı etkin bir program hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Terör örgütünün ve dış odakların çıkarmaya çalıştıkları bir kardeş kavgasına karşı tedbirler alınmalıdır.
4. Terör örgütü lider kadrolarının -Apo dahil- enterne edilmeleri ve tesirsiz hale getirilmeleri sağlanmalıdır.
Yarın bu konuya devam edeceğiz.