Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu

Terörün dili, Türkiye’nin gücü

Terörün dili, Türkiye’nin gücü

İzmir’de büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Ancak bu hali bile karşı karşıya bulunduğumuz terör probleminin büyüklüğünü, terör eylemlerinin sıklık ve hacminin giderek artmakta olduğunu göstermeye yetti. IŞİD ve PKK sıralı eylemlerle, FETÖ bizatihi malum sinsi yapılanmasıyla Türkiye’yi hedef alıyor.

Bütün analizler bu halin yani eylemlerin devam edeceğinde de birleşiyor. Birbiriyle kavgalı üç örgüt şehirlerimizde düzenli eylemler yapma konusunda bir tür mutabakat halinde bulunuyor. Seçilen şehirler, mekanlar ve yöntemler alınan bütün önlemlere rağmen terör eylemlerinin sınır tanımazlığını da ortaya koyuyor.

Olayların şiddetlendiği günlerden itibaren teröre karşı tavır ve tepkiler de tabiatı gereği şiddetleniyor. Yine tabiatı gereği reaksiyonların dili tekrara düşüyor. Buna bizim gibi yazan çizenlerin söyledikleri sözler de dahildir.

***

Terör hafızası güçlü bir ülkeyiz… Saldırıların ne anlama geldiğini, neyi amaçladığını, nereye kadar varabileceğini tahmin edebiliyoruz. Bu hafıza ve acı tecrübeler nedeniyledir ki terör bunca şiddete rağmen toplumda yarılma ve ayrışma yaratmaya muvaffak olamıyor. Acı eşiğimiz de dayanıklılık seviyemiz de bu bahiste bir hayli yüksektir.

Şimdi bu hafızadan da bilistifade bugünkü tabloya karşı neler yapılması gerektiğini neler de yapılmaması gerektiğini konuşalım.

Mesele hiç şüphesiz bir milli güvenlik meselesidir. Bu doğru bir tanımlamadır. Ama ölçüsü kaçan bazı ifadelerde sona yaklaştığımız hissine çok vurgu yapılıyor. Ki, buna itiraz edilmelidir. Ne kadar kanlı olurlarsa olsunlar ve hatta ne kadar dış destek alırlarsa alsınlar terör örgütlerinin kapasitesi devletle kıyaslanamaz. Kıyaslanmamalıdır…

Toplumsal dayanışma temel ihtiyacımız ve en değerli sermayemizdir ama terörü yenecek olan güvenlik sektörünün çaba ve kabiliyetleridir. Toplumun vazifesi farklı fikirler, farklı etnik ve dini yapılarıyla birlikte empati halinde olmaktır. Cari tabirle dayanışmayı güçlendirmektir ve Türkiye toplumu bu konuda başarılı bir sınav vermektedir. Bu zemin üzerinde güvenlik güçlerinin daha teknik, daha profesyonel ve daha vizyoner olması istikametinde eleştiri ve tavsiyelere de kulak vermek isabetli olacaktır. Malum propaganda girişimleri hariç, terörle mücadele bahsinde eleştirilere terör cümlesi muamelesi yapmak dayanışmayı zayıflatır. Bu çapta terör saldırısıyla karşı karşıya olan bir ülkede daha çok tartışma, daha çok fikir üretimi ve daha çok analiz yapılmalıdır.

***

Terör gayet tabii aynı zamanda uluslararası faktörleri de içinde barındıran bir meseledir. Meselelerimizi çözemezsek, yaralarımızı açık bırakırsak bunun dışarıdan kaşınmaya devam edileceğini unutmayalım. Geçmişte de böyle değil miydi? On yıllardır PKK konusu her açıldığında sürekli olarak dış güçlerden şikayet edildi. Kesinlikle haklı bir şikayetti ama bu tespit sorunun çözümü için bir anlam ifade etmedi.

Madem meselenin bu yönünde mutabıkız o zaman meseleyi o “dış güçler”le açıkça konuşmalıyız. Konuşmalıyız ve uluslararası dayanışmayı, müttefiklerle işbirliğini artırmalıyız. IŞİD’le mücadele için Suriye’de, El Bab’da olmak gerekiyor. Doğru… Ama hem bu örgütle hem de PKK ve FETÖ’yle mücadele için aynı zamanda dünya başkentlerinde diplomatik karargahlar da kurmak zarureti bulunuyor. Dış güçleri, Türkiye’ye karşı eylemler konusunda daha duyarlı ve aktif hale getirmek, kayıtsızlıklarını ortadan kaldırmak için daha çok diyaloğa ihtiyacımız gün geçtikçe artıyor.

Türkiye ile ilgili gerçek bütün dünyanın bizi bölmek ve parçalamak için planlar yaptığından ibaret değildir. ABD seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği dünyada bunu düşünenler de vardır. Ama daha büyük gerçek, müttefiklerin de muarızların da vazgeçemeyeceği bir ülke oluşumuzdur. Bölünmek, yıkılmak, parçalanmak korkusunu atalım. Bilelim ki Türkiye için asıl mesele zaman ve avantaj kayıplarıdır; demokrasi yolunda engellere takılmaktır.

Özgüvenimizi kaybetmezsek ve soğukkanlı kalmayı başarırsak terörü durdurmak mümkün olacaktır.

***

İzmir’deki saldırıda kaybettiğimiz adliye görevlisi Musa Can ve kahramanlığı asla unutulmayacak polis memuru Fethi Sekin’e Allah’tan rahmet diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Karaalioğlu Arşivi