Hani mağdur yoktu?
Biz FETÖ ile mücadele edilirken “daha dikkatli olunması” ve insanların durduk yerde “mağdur edilmemeleri” gerektiğini söylediğimizde iktidar sözcüleri “mağdur falan yok” diye lafı kestirip atıyorlardı!
Ama şimdi üzülerek görüyoruz ki bugüne kadar “iktidarı kayıtsız şartsız” desteklemiş kalemler bile bizim çizgimize geldi ve ortaya çıkan mağduriyetten yakınmaya başladılar.
Şimdi FETÖ ile “hiç ilgisi olmayan” akademisyenlerin ihraç edildiğini ileri sürerek “Erdoğan’ın altının oyulduğunu” ifade ediyorlar.
Ve “Kim yapıyor bu temizliği?” diye soruyorlar!
Kimler mi bu kalem sahipleri?
Hayrettin Karaman hocadan tutun da Yusuf Kaplan’a kadar pek çok kalem erbabı iktidarı bu konuda uyarmaya çabalıyor.
Karaman hoca yapılacak temizlikte “daha hassas olunmasını” istedikten sonra “tövbe edenlerin affının” gerektiğinin altını çiziyor!
Yusuf Kaplan ise üniversiteden atılanlar listesini görünce “tepesinin attığını” ilan ederek bu işgüzarlığın “kimin eseri” olduğunu sorguluyor.
Cem Küçük bile akademisyen ihracı karşısında “çok sayıda haksızlık var” diye sesini yükselterek “bu işin içinde bir iş var” deme ihtiyacını duyuyor.
Bunlar “akademisyen ihracı” sonucu ortaya konulan tepkiler.
Bir de “akademisyen olmayanların” durumu var.
Bir iftira, bir yalan sonucu “başı ağrıyan” nice insan var.
Evet, biz daha işin başında “FETÖ ile mücadele ediyoruz derken birçok işgüzarlığa imza atıldığını ve insanların durduk yerde mağdur edildiklerini” söylediğimizde iktidar sözcüleri hiç oralı
olmuyordu.
Ve “Mağdur falan yok” diye kestirip atıyorlardı.
Bizleri de FETÖ’cülere arka çıkan, destek veren kişiler gibi göstermeye çalışıyorlardı. Oysa derdimiz FETÖ’cülere arka çıkmak ve savunmak değildi.
Derdimiz “durduk yerde insanların mağdur edilmelerinin” önüne geçmekti. Ne acıdır ki Başbakan Yıldırım da aynı dertten mustarip!
Adalet Bakanı Bozdağ’dan 15 Temmuz gecesi bomba atan ve kurşun sıkanların bir an evvel cezalandırılmasını ve öteki mağduriyetlerin önüne geçilmesini istiyor.
Evet, şimdi herkes ortaya çıkan “mağduriyetten” yakınıyor ama insanları mağdur edenler hakkında henüz bir adım atılmış değil.
Bizlere de Yusuf Kaplan gibi, “Kim yapıyor bu işleri?” diye sormak kalıyor. Sahi kim yapıyor bu işleri ve Yusuf Kaplan’ın da dediği gibi Erdoğan’ın altını kimler oyuyor?
“At izi it izine karıştı” tespiti sanki bugünleri anlatmak için yapılmış bir tespit gibi değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.