Herkes için adalet!
Herkes için adalet, herkes için barış, herkes için özgürlük!
CHP bugün çıkmış “Adalet”ten bahsediyor.. Ben 46 yıldır yazan bir gazeteci yazarım. Bugüne kadar 500 yıldan daha fazla mahkûmiyet talebi ile yargılandım ve hiç hapse girmedim. Bir günde 5 defa, haftada 5 kez yargılandığım oldu.. Bu davaların önemli bir kısmı CHP’lilerin suç duyuruları ile gerçekleşti..
Beni beraat ettiren hakimi sürdüler.. O hakim Adalet Bakanlığı’nda göreve başlayınca, Demirel askerlerin baskısı ile Erbakan’a muhtıra niteliğinde bir yazı gönderdi.
Yıllarca basın kartı vermediler. Sürekli basın kartı vermediler.. Bunu yapanların çoğu CHP’lilerdi. CHP’yi destekleyen gazeteler, radyo ve televizyonlarda linçe tabi tutuldum. Kimse çıkıp da “ne oluyor ya hu” demedi, diyemedi, diyemezdi!.
Kılıçdaroğlu şimdi çıkıp bana masal anlatıyor. Külahıma anlat sen onu..
CHP’nin trolleri o günlerde media lincine tabi tuttular.
Dünya sigarasızlar gününde “Bugün sigara içmeyin; parasını İHH ve Mazlumder’e verin” dedim diye hem hakkımda dava açıldı, hem de İHH ve Mazlumder’in hesaplarına el kondu. Adalet isteyenlere bakın hele.. Ben de, “Bugün de sigara içmeyin; parasını ADD, ÇYDD’ye verin” dedim, banka hesap numaralarını da verdim, ne dava açıldı, ne de onların hesaplarına el kondu.
Adalet isteyenlere bakın hele!
ADD, BÇG, ÇYDD’nin, CHP’nin Cesur Yürek’i Şantal Zakari’yi hatırlatayım.. yürüyüşle ilgili bir yazı kaleme alan dönemin Hürriyet başyazarı, bugünün CHP Milletvekili Oktay Ekşi ise provokasyona övgüler dizmişti. CHP’li Ekşi, 2 Ağustos 1997 tarihli yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “Chantal’ın ortaya koyduğu müthiş bir medeni cesaret... Birkaç bin kişi, gözü dönmüş bir şekilde Ankara’yı basmaya gitmiş... Ve Ankara’nın göbeğinde cereyan eden bu kıyam teşebbüsü sırasında gencecik bir kız, çantasından çıkardığı bir Atatürk resmini, 31 Mart kalıntılarına göstererek ‘İşte! Benim de Atatürk’üm var!’ demiş. 307 yıl önce İtalya’dan Türkiye’ye göç etmiş bir ailenin kızı olan Chantal’ın babası Jan Zakari, dün kendisiyle konuşan gazetecilere, biz ‘Atatürkçü bir aileyiz’ diyor.” Eee, böyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı halde Atatürkçü olanlar da var!
O gün o ”cesur yürek” hikayesi tamamen bir kurmaca imiş. CHP’liler, Kemalist takımı, laikçiler yine oyuna gelmişlerdi. İşin aslı şuydu: İngilizce yayınlanan “colinpantall.blogspot.com” (Colin Pantall’ın Günlüğü) isimli “blog”a konuşan Mike Mandel, karısıyla birlikte “State of Ata” (Ata’nın Ülkesi) isimli bir kitap hazırlamak için Türkiye’yi dolaştıklarını anlatarak, “O ünlü yürüyüşle ilgili kısım, bizim kitap projemizin en önemli ve renkli ayağını oluşturur. En ilginç şey,Şantal’ın gösteri sırasında geliştirdiği tiyatrodur” dedi. “Kurgumuz laik basın için fırsat oldu” diyen Mandel, Hürriyet’te Ertuğrul Özkök’ün “Kahraman Türk kızı” diye tanıttığı Zakari’yle yürüyüş günü gerçekleştirdikleri kurmacayı şöyle anlattı: «Yeni eğitim yasasının protesto edileceğini biliyorduk. Yürüyüş başladı.Şantal›a hemen yanımızdaki Atatürk kartpostalını verdim ve aşağıya inmesini söyledim. Daha iyi çekim açıları yakalayabilmek için Şantal bazı mimikler yaptı, göstericilerden homurdananlar oldu.. Ayrıca, orada bir Reuters kameramanı olacağını da biliyorduk. Şantal›ın laikliğe destek olmak için o sırada bir beyanı, bir jesti oldu. Reuters görüntüleri piyasaya çıkınca, ‘Batılı görünüşlü Atatürkçü genç kadın’ medya için mükemmel bir sembol oldu.Şantal, ‘Cesur Kız’, ‘Cumhuriyet Girl’, ‘Cesur Yürek’ ilan edildi. Gazeteciler bizi Göreme’de buldu. ‘Atatürk’ün destekçisi kız hikayesi’nin üzerinde durmadan oynandı, bütün kanallar bunu gösterdi.”
Her şey bir kurmaca..
Gördüğümüz gibi, CHP hem kullanan, hem de kullanılan bir parti. Herkes kullanmış ve herkesi kullanmışlar. Şimdi de FETÖ kullanıyor. Bu kullanma işi Kasım Gülek zamanında da olmuş, Ecevit zamanında da, Baykal zamanında da olmuş, Kılıçdaroğlu zamanında da. Sivas olaylarında 2. İnönü’yü (Erdal İnönü’yü) Almanlar kullanmıştı, hem de tepe tepe. Missouri zırhlısı geldiğinde Amerikalılar kullandı. Daha önce Ruslar kullandı. Taksim anıtının tarihine bakın. Hitler de kullandı, Mussolini de.. Fransızlar da kullandı. BÇG de kullandı, FETÖ de, Ergenekoncular da kullandı, HDP’liler de.. İngilizler ta Lozan’dan beri kullanıyorlar bunlardan bazılarını. Kullanmaya ve kullanılmaya doymadılar. Bugün kimin nasıl kullandığı da ortada!
Bunlar faşist İtalya Mussolini’sinin “Terbiye diktatörlüğüne hayran”lar. Onun için “Anadolu yaylalarında, ayakları ile şaraplık üzüm ezen Normandiya köylülerini” ararlar. Onun için Cumhuriyetin 10. Yıl albümünde Hitler’den bir alıntı yaparak, ortak ideallerden, Nazizm’e ilham kaynağı olmaktan söz ederler.. Hitler’in doğum günü partisine gidenler kimlerdi sahi! “Faşist İtalya’ya selam” manşeti atanlar kimlerdi?. O günlerde bunların gazetesi Nazım Hikmet’in resmini basıyordu, “okurları bu resme tükürsünler” diye.
Kılıçdaroğlu böyle bir siyaset ikliminde boyveren bir kişiliktir..
Sahi o Cesur Yürek ilan ettikleri gibi, biri çıkıp Kılıçdaroğlu’nun yürüyüş güzergahında elinde kelime-i tevhid pankartı ile yol kenarında sessizce duracak olsa ne olur? Yürüyüşün ilk günü Rabia işareti yapan Gazi’ye ne yaptıklarını gördük. Kırmızı görmüş boğa gibi saldırırlar. Herhalde “Cesur Yürek” diye selamlamazlar değil mi?
Birinin Kılıçdaroğlu’na çok konuşmaması gerektiğini söylemesi gerek. Çünkü söylediği her söz yarın ayağına dolanabilir ve aleyhine delil olarak kullanılabilir..
Bana göre hava hoş, konuşsun, daha çok konuşsun, yürümeye devam etsin. Demirel olsa “yürümekle yollar aşınmaz” derdi.
Kılıçdaroğlu’nun kılavuzu kim bilmiyorum, FETÖ olabilir mi? FETÖ’nün umudu Kılıçdaroğlu ise bu iş bitmiştir. Kılıçdaroğlu’nun ahı gitmiş, vah’ı kalmış. Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede. Kılavuzu Kılıçdaroğlu olanların varacakları yer ise şimdiden belli değil mi?.
CHP’liler ya da Kılıçdaroğlu’nun yapacak bir şeyleri yok. Gölge etmesinler, kimsenin kendilerinden başka bir ihsan istediği de yok. Selâm ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.