Kameralar neden kapalı?
Son yazıda “Trafik ahlaktır” dedim.
Rusya bile vatandaşlık verirken trafik cezası şartına bakıyor. Bir çok ülkede trafik kurallarına uyum, ahlaki seviyeyi belirlemede ana gösterge olarak izleniyor.
Bu ülke nice değerlerini trafik canavarına yem etti. Adnan Kahveci, Recep Yazıcıoğlu, Bedri İncetahtacı...
Değer miydi?
Ordu Belediye Başkanı Enver Yılmaz “Kameralar açıkken 8 ayda kimse ölmedi; kameralar kapandıktan sonra 1 yılda 20 kişi öldü” diyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, TEDES tuzağını ilk haber yapan sizdiniz. Evet, doğru... TEDES tuzağını ilk haber yapan KARAR Gazetesi oldu. Hatta arka planında FETÖ yapılanması da çıktı. Bizzat Emniyet Teşkilatının şirket ortaklığı ile kurulan düzenden bahsettik. Hani Çorum/Osmancık örneği vardı. 1 KM aralıkla kurulan ve peş peşe radarlar ile adeta vatandaşa tuzak kurulmuştu. Şehirlerarası yolda 110 km hız bir anda 50 km’ye düşünce peş peşe cezalar geliyordu.
Hem de 5 km içinde 5 ceza...
Elbette bu güvenlik odaklı bir sistem değildi. Vatandaştan daha çok ne koparırsam kar ederim sistemiydi. İyi de işin orta yolu yok mu? Yani ana kuralları doğru tespit etmek ve doğru denetlemek çok mu zor?
Geçen yıl Samsun ili Terme ilçesinin Ünye tarafından giriş kavşağından bahsetmiştim. O kavşakta kaç ölümlü kaza olduğunu ben bile hatırlamıyorum. Sadece bildiğim benim köyümden de o kavşakta canını verenler oldu. Sorun şuydu; sola dönüş için sol şeritten giderken bir “cep” olmadığı için araçlar sol şeritte ya yavaşlıyor veya durmak zorunda kalıyorlar. Çok basit bir “cep dönüş” yapılmadığından her yıl onlarca insan can veriyor. Sahi bu kadar ölümün sorumlusu kim olabilir?
Ordu’da TEDES sistemi tek ceza üzerine kurulmuş. Şehir merkezi 70 km, tüneller 80 km ve şehirlerarası yol 110 km hız sınırında. Aynı yolda günde 3 kez geçerek sınırı aşıyorsan 3 ceza yiyorsun. Yani peş peşe radarlar ceza yazmıyor. Ama çok daha düşük nüfuslu olan Çorum/Osmancık ilçesi 50 km sınırda 5 kamera ile adeta yol vermiyordu.
Şimdi şunu sormak zorundayız: Sorun kamera düzenlerinde mi? Yoksa sistemi doğru düzgün koymayan ve uygulamayan kamu kurumlarında mı?
Hatırlayın yeni düzeni: Diyor ki, kameralar hız sınırının en yakın yüzde 10’u mesafede kurulabilir. Yani hız sınırı 100 km ise iki kamera arası 10 km olabilir. Osmancık ilçesinde 1 km ara ile kurulan radarlar ve kesilen tuzak cezalar nedir peki?
Sayın Maliye Bakanımız Naci Ağbal bile bunların tuzak olduğunu açıkladı. O zaman Maliye Bakanlığı neden bu cezaları tahsil etmeye devam ediyor? Hatta neden tuzak olarak nitelenen ödenmiş cezalar geri vatandaşa ödenmiyor?
***
Biz ülke olarak illa bir uçtan diğer uca gidiyoruz. Adam gibi kuralları koyarak gerçek suçluları yakalamayı başaramıyoruz. Bir kaç yerde tuzak kuruldu diye bırakın TEDES’leri (aslında aynı) EDS kameralarını bile kapattık.
Ve yollarımız kan gölüne döndü. Bir yılda 7 binden fazla kişi trafikte can verdi.
Sistemi denetleme için TSE şartı getirildi. İyi ama TSE bu denetlemeyi yapıyor mu? Yoksa yapamıyor diye mi kameralar kapandı? Bakın şehir içlerinde sörf yapan magandaları durdurmaz isek nasıl adalet sağlayacağız?
Daha hayatına yeni başlayan bir çocuk şunu dedi: “Siyasi suçlarda hemen hapse atıyoruz ama insan ezenleri serbest bırakıyoruz; neden?”
Trafik hakkında çok söz söylüyorum. Mesela bu iş okullarda ve camilerde başlamalı. Hani defalarca yazdım: Neden okulların çocuk bahçeleri öğretmenlerin otoparkı olarak kullanılıyor? Daha ilkokulda müdürün/öğretmenlerin arabasını kendi oyun bahçesinde gören öğrenciler, büyüyünce yaya kaldırımına kendi arabasını park etmez mi?
Camilerde daha girişe ayakkabımızı çıkarıp bırakıyoruz. Oysa ayakkabılık vardır ve başkaları da ayakkabısını çıkarıp-giymek için yer arar. Hep tekrar ediyorum: Yayaya yol yok, bisikletliye yol yok... Ezilenlerin ise daha cenazeleri kalkmadan, ezenler serbest kalıp yollarda boy gösteriyor. Gel de adalet arama...
SGK İFLAS MI EDİYOR?
2016 yılında 11.309 milyon lira ödenek ayrılan SGK’ya 20.392 milyon lira açık bütçeden finansmanı yapılmış.
2017 İlk 5 ayda ise bütçeden SGK açık finansmanı için 17 milyar 885 milyon lira ödenmiş. Oysa 2017 yılının tamamı için öngörülen ödenek 21 milyar 623 milyon lira.
SGK’ya ayda yaklaşık 3,6 milyar lira açık finansmanı sağlanmış. Oysa önümüzdeki 7 ay için planlanan ödenekten kalan para 3,7 milyar lira. Bu gidişle yıl ortasında SGY’ya ayrılan ödenek bitmiş olacak.
Dikkat: Açık finansmanı zaten SGK’nın zararıdır. Ayrılan ödenek bile yıl ortasında bitiyor. Kısaca SGK’da açığın da açığı oluşuyor. Neyi çok söylersen başına gelir derler ya; galiba bunu yaşıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.