3.905 kelimelik bir konuşma yaptı Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe meydanında. Bu konuşmanın içinde geçen kelimelerin bir istatistiğini yaptığımızda, ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.

Bu konuya geçmeden önce yürüyüş ve mitingle ilgili bir iki hususu not edeyim.

İKİ KONUYU NETLEŞTİRELİM

Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü başladığında bir yazı yazmıştım (16.06.2017). Bir yürüyüşçü olarak teknik bilgiler vermiştim. Ayrıca bu yürüyüşü Kılıçdaroğlu’nun tamamlamasının çok zor olduğunu, on gün içinde bitebileceğini yazmıştım. Yanıldım. 69 Yaşında Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüdü. Öyle hile, hurda da yapmadı. Bu performansı nedeniyle kendisini tebrik ederim. Her zaman derim, siyasetçinin adrenalin kaynağı başka türlü çalışır. Buna Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’na ve yürüyüşe yönelik eleştirilerinin katkısı da çok oldu sanırım. Nasıl hırslandıysa artık CHP lideri?

Bu konuda ikinci yazım, CHP açıklamalarının ve yürüyüşün FETÖ davalarına etkisini konu edinmişti (5 Temmuz 2017). Mahkemelerde, darbeci askerlerin kendilerine bir güven geldiğini, bir şeye umut bağladığını bizzat gözlemledim. Maltepe mitingiyle birlikte ülkede bir şeylerin olacağı ve kurutulacaklarını FETÖ el altından çok yaydı.

En başta yürüyüşün ve mitingin sorunsuz tamamlanması çok önemli bir konuydu. CHP yönetiminin bu konuya gösterdiği hassasiyetin yanı sıra, güvenlik kuvvetlerinin çok başarılı çalışmalarını da not etmek lazım. Mitinge saldırı hazırlığında olan IŞİD militanlarının yakalanması hayati önemdeydi. Burada da teşekkürü güvenlik kuvvetleri almış oluyor.

Ancak CHP söylemlerinin ve FETÖ’ye karşı tutumlarının hala darbecilere umut verdiği yönündeki eleştirilerimin geçerli olduğunu söylemeliyim. Maltepe mitingi konuşmasında da bunu gördüm.

Konuşmanın istatistik bilgilerini görüne bana hak vereceksiniz.

KONUŞMADA FETÖ MÜ, ERDOĞAN ELEŞTİRİSİ Mİ ÇOK?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının tam dökümünü CHP.org.tr yayımladı. 3 Bin 905 kelimelik bir konuşma.

Katılım sayısı konusunda CHP ile İstanbul Valiliği arasında 1 Milyon 425 Bin kişilik fark var. Bu kadar farklı rakam nasıl çıktı anlamadım.

Kılıçdaroğlu’nun konuşma metninin tamamını okuduğunuzda, mitingin Erdoğan ve AK Parti’ye karşı ve onu mahkum edecek bir üslupla hazırlandığını göreceksiniz. Adalet temalı mitingin, tüm konsepti, aslında “kontrolü darbe” tezini ispatlamayı amaçlar gibiydi. Darbeyi yapan FETÖ’ye yönelik eleştiri, bunun arasında kayboldu.

Bunu kullanılan kelimelerden de anlayabilirsiniz.

8 defa “FETÖ” kelimesi kullandı Kılıçdaroğlu. Bunlardan sadece bir tanesinde, ‘FETÖ’ye karşı olduğumuz için yürüdük’ diyerek örgütü kötüledi. Bunun haricinde örgütün adını anarak şiddetle, nefretle, hainlikle suçlayarak güçlü FETÖ vurguları yapmadı.

Erdoğan ve AK Parti iktidarını suçlamak için kullandığı kavramların fazlalığı ise dikkat çekiciydi.

“darbenin siyasi ayağı” 8 defa

‘Sarayın 15 Temmuzu’ 7 defa

‘20 Temmuz darbesi’ 9 defa

‘Saray’ 17 defa

Bu kelimelerden yola çıktığınızda, iktidara yönelik eleştiriler, FETÖ örgütüne yönelik eleştirileriyle kıyaslanmayacak kadar çoktu. Kılıçdaroğlu tüm konuşmasını sanki darbeyi FETÖ değil de AK Parti iktidarı yapmış gibi kurguladı.

İşte bu, “kontrollü darbe” tezinin devamıdır ki, mahkemelerde FETÖ’cü sanık ve avukatların sığındıkları en önemli limandır. CHP bu yönde kendisine gelen eleştirileri ısrarla görmezden geldiği ve tezini sürdürdüğü için de, FETÖ ile aynı kulvara yürüdüğü algısını güçlendiriyor.

KONUŞMADA HİÇ DEĞİNİLMEYEN KELİMELER

Maltepe mitingi CHP’ye çok büyük moral vermiş gibi gözüküyor. Her ne kadar 5 CHP milletvekili, 3 MKYK üyesi ve birkaç CHP’li belediye başkanı (istatistik Bülent Mumay’a aittir), AK Parti miting fotoğrafını, CHP mitingi diye paylaştıysa da, yine de moralleri yüksek tuttular.

Eylemin tadını aldılar. Mecliste siyaset yapmanın da tadını alırlar umarım. Çünkü sivil toplum örgütü gibi davranmaya başladılar.

CHP 1 Milyon 600 bin kişiyi Maltepe meydanına topladıklarını söylerken (sanırım bu rakam CHP için Atatürk döneminden bu yana rekor anlamına gelir), neden erken seçime gitmeyi hiç dillendirmedi acaba? Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında hiç geçmedi bu kelime.

Bir eleştirimi daha not ederek konuyu kapatayım. Sakarya’da hunharca öldürülen Suriyeli aileden tek kelime etmedi Kılıçdaroğlu. Oysa göçmenleri Suriye’ye geri gönderme söylemi CHP’den çıkmıştı. Bundan güç alan insanlar varsa, Kılıçdaroğlu bu cinayet vesilesiyle olayı kınamalı ve güçlü mesajlar vermeliydi. Yapmadı.

Son dedim ama bir de bu yürüyüşü ve mitingi kötüleme yarışına girenlere bir şey diyeyim. ‘FETÖ gerçekleri’ diye bir sosyal medya hesabı, Kılıçdaoğlu’nun elinde taşıdığı ‘adalet’ yazısının fontuyla, Samanyolu tv’nin fontunun aynı olduğunu keşfetmiş! Bu eşsiz keşif, yürüyüşü FETÖ’cülerin yaptırdığına dair en önemli delillerden biriymiş diye yayıyor.

FETÖ ile mücadelede bu tür üstün zekalı kişilerle çalışılıyorsa vay halimize. Yok bu hesap kendi başına keşifler yapan biriyse, vay onun haline.