Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Mescid-i Aksa Filistinliler’i emziriyor

Mescid-i Aksa Filistinliler’i emziriyor

Biz, yeryüzünde ‘alacaklı gibi’ dolaşmaktan hoşlanıyoruz. Tarihten alacaklıyız, coğrafyadan alacaklıyız, etrafımızdaki bütün kavimlerden alacaklıyız.

Muhtemelen İslam’dan alacaklıyız, Müslümanlardan alacaklıyız.

Benliğimiz öyle taşkın ki bizi biraz alkışlasalar, haşa Allahu Teala’dan bile alacaklı çıkacağız!

Farkındayım, cümlelerimde biraz abartı var.

Şu tahdidi koyarsam abartı mazur görülür zannediyorum.

Sözlerim herkese teşmil edilmesin. Sadece ortalıkta şişine şişine dolaşan tarih sarhoşu kahvehane ve internet şövalyeleriyle alakalıdır.

Elbette tarihimiz çok zengin. Büyük işler başarmış cedlerimiz.

Kimi iyi, kimi kötü, büyük işler.

Tabii ki, tarihte veya kendi hayatımızda bir seçicilik yaparız. Kötü iş yapan ceddimizi değil, iyi iş yapan ceddimizi tutarız.

Kötülükleri unutmaya çalışırız, iyilikleri hatırlamaya çalışırız.

Tarihimizin bizi mutlu etmesi için bazı şeyleri ayıklarız.

Bu ayıklama ameliyesi tarih ilmini bile tıraş eder. Zamanla, tarihimizin beğenmediğimiz taraflarını okumaz ve yazmaz hale geliriz, hatta unuturuz.

Bu lafların arkasından bir tarih diskuru iyi giderdi.

Şu anda lüzum görmüyorum. Aklımda başka bir şey var.

Yeryüzünde alacaklı gibi dolaşıyoruz ama, borçluyuz.

Nereden çıktı bu borç?

Filistin’den. Biz, Filistinlilere borçluyuz.

Şanlı tarihimiz dursun bir kenarda. Sultan Abdülhamid’in yüzümüzü ak eden direnişi de dursun.

Ne oldu oldu. Savaşı kaybettik veya kaybeden tarafta kaldık ve bir dizi ihanetin sonunda Filistin’de bir Yahudi devleti kuruldu.

Hadi soğukkanlı olalım, tarihtir, birtakım devletler kurulur birtakım devletler çöker.

Ve sonunda, Filistinliler’i İsrail’in insafına terk ettik.

Bu yazının en büyük tenakuzu, İsrail ile insaf kelimelerinin yan yana gelmesidir.

İnsaf ne gezer İsrail’de?

‘İsrail’in zulmüne’ demek daha münasiptir.

‘Emanet’i bir avuç Filistinli’nin eline bıraktık ve unuttuk.

Filistinliler, canla başla, insan takatinin çok üstünde bir gayretle emaneti muhafaza etmeye çalışıyorlar.

Öldürülenler onlar, haneleri yıkılanlar onlar, etraflarına duvar örülenler onlar.

Onların bebeklerini eziyor tanklar, onların çocuklarını parçalıyor bombalar.

Emanet ne?

Mescid-i Aksa.

Bir Kadir Gecesi’nde ziyaret etmiştim Mescid-i Aksa’yı.

Biraz hissettim, biraz idrak ettim, Mescid-i Aksa’nın bir Filistinli için ne demek olduğunu.

Mübarek Mescid’de gece sabaha kadar namaz kılan, Kur’an okuyan, hatta uyuyan binlerce Filistinli.

Sanki Rahmani bir kaynağa bağlanmışlar.

Sanki Mescid-i Aksa, Filistinlilere kuvvet veriyor.

Sanki Mescid-i Aksa, Filistinliler’i emziriyor.

El-Aksa’nın kilimlerine uzanmış uyuyan Filistililer’in yüzünde bile, anne şefkatinin verdiği güven duygusunun yansımasını gördüm.

Gurbet orası. Dağı, taşı her tarafı gurbet.

İşgal edilmiş vatan, gurbettir. Gurbetin en çok ıstırap verenidir.

Sokaklar, kapılar, çarşılar işgalci askerlerle dolu.

O gurbette bir tek el-Aksa’nın kubbesi altında bulursunuz, Allah’ın armağanı merhameti ve şefkati.

Filistinliler, o kubbenin altında tattıkları Rahmani şefkatin müptelası olmuşlar.

Bırakmıyorlar Mescid-i Aksa’yı.

İsrail, Mescid-i Aksa ile Filistinliler arasındaki bağı kurutmak istiyor.

Önceki hafta Cuma Namazı kılınmadı Mescid-i Aksa’da.

1967 savaşından beri ilk defa oluyormuş bu.

İsrail, el-Aksa’yı kapattı.

Filistinliler camiye geldiler.

Geri dönmediler.

Kudüs sokaklarını mescit edindiler. Cuma Namazı’nı sokaklarda kıldılar.

Biz, Millet-i İbrahim’iz.

Ümmet-i Muhammed’iz.

Emanet, sadece Filistinliler’in değil. Hepimizin. Hepimiz sorumluyuz.

Biz, burada laf üretiyoruz.

Hesabı Filistinliler ödüyor.

Biraz kaba mı oldu, ‘laf üretmek?’

Evet, içimizdeki acının bir tezahürü kelimelerimiz. Biraz ‘nefs-i levvame’yiz. Evvela kendimize sitem ediyoruz. Mazur görülsün kabalığımız.

Ama lütfen, ‘alacaklı gibi’ dolaşmayalım.

Çünkü...

Ellerine bıraktığımız emaneti, mübarek ‘Beyt-i Makdis’i bizim nam-ı hesabımıza müdafaa etmek için neredeyse 70 senedir İsrail’in zulmü altında evlatlarını veren, canlarını veren Filistinliler’e borçluyuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Ziya Cömert Arşivi