Saadet Partisİ tarafından Yenikapı’da düzenlenen “İsrail zulmünü” protesto mitingini sosyal medyanın büyük bir kısmı görmezden geldi.
Sanki Saadet Partisi böyle bir çağrıda bulunmamış gibi!
 
Sanki yurdun dört bir tarafından binlerce insan Yenikapı’ya akmamış gibi! Sanki binlerce insan Yenikapı meydanında İsrail’i protesto etmemiş gibi!
Bu muhteşem tabloyu görmediler ve de yok saydılar. Yok, hayır aslında “görmesine gördüler de göstermek” işlerine gelmedi.
Böyle bir miting yapılmamış gibi davranmayı tercih ettiler.
 
Ama böyle bir miting yapıldı ve binlerce insan Yenikapı’da toplandı. Elbette böylesine muhteşem bir protesto “yok saymakla” yok olmuyor!
Var olan bir şeyi yok saymanın güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktan bir farkı yok. Güneşi görmezden gelseniz, ayı görmezden gelseniz “yok” olurlar mı?
Saadet Partisi tarafından organize edilen bu mitingi “yok” saymaları sadece sosyal medyaya olan güveni bir kez daha sarstı. Binlerce insan bizzat içinde yaşadıkları bir olayı yazılı ve görsel medyada göremeyince bir kez daha şüpheye düştü.
Ve medyanın “kime hizmet ettiği” sorgulanmaya başladı.
 
Medyanın Yenikapı’da yaşananları “yok saymasının” ardındaki sebepleri üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz.
Bağlı oldukları merkezlerin bu mitingin duyurulmasına karşı çıktığını ve onları uyardığının farkındayız.
 
Belli merkezlerin güdümündeki medyanın yanı sıra Mescid-i Aksa denilince “mangalda kül bırakmayan” yandaş medyanın da Yenikapı protestosuna ilgisiz kalması oldukça düşündürücü, değil mi?
Muhtemelen işin içinde “Saadet Partisi var” diye bu muhteşem protesto ile aralarına “mesafe koymaya” çalışmış olmalılar. Ama koydukları bu mesafe kendileri açısından da bir “samimiyet testi” halini aldı. Mescid-i Aksa’yı dillerinden düşürmeyen bu tiplerin Yenikapı mitingine “mesafeli duruşu” elbette dikkatlerden kaçmadı.
 
Şimdi sokaktaki vatandaş bu arkadaşların miting sırasında ne yaptıklarını sorguluyor. Nerede oldukları ve “kimden yana tavır” aldıkları merak konusu oluyor.
Ve ne kadar “görmezden-duymazdan” gelinmeye çalışılsa da Saadet Partisi’nin “ayak sesleri” geliyor.           
Hiç şüphesiz Saadet Partisi’nin meselelere sahip çıkışı karşısında Mescid-i Aksa konusunda kaypak davrananların eli ayağı birbirine dolaşıyor ve bu muhteşem tabloyu yok sayarak kendilerini kandırıyorlar.