Pek muhterem Enver Paşa, Talat Paşa ve de İsmet Paşa Hazretleri... Ayrıca Sayın Doktor Nazım, Sayın Doktor Bahattin Şakir ve Sayın Şükrü Saracoğlu...
"Sizin zamanınızdan" beri epey zaman geçti... Yirmi birinci yüzyıla girdik de onun da sekiz yılını yedik bile... 2008 yılını bitirmek üzereyiz... Dün sabah kalktım, gazeteleri açtım...
"En zengin 100 Türk" listesi yayınlanmış.
Yukarıdan aşağıya, en zenginden en az zengine kadar taradım.
Liste başlarını, Ankara, Adana ve Gümüşhaneli aileler tutmuşlar.
Yirminci sırada, "İsak Lodrik" adında bir vatandaşa rastladım.
Yirmi dokuzuncu sırada da "Lucien Arkas" adında bir başka gayrımüslim vatandaş var. Kendisi "levanten".
Aaah ah, nerede o Whittall'lar, Paterson'lar, Wood'lar, Cramer'ler, Giraud'lar, değil mi paşam? Dabkoviç bile görünmüyor ortalıkta.
Köklerine kibrit suyu döktük, ellerini ayaklarını budadık.
Çok değil, elli yıl öncesine kadar TBMM'de gayrımüslim milletvekili bile bulunurdu oysa! Elbette DP sıralarında.
"Ünlü" İshak Alaton, gele gele ancak kırk birinci sırada geliyor. Garih ailesi, kırk ikinci.
Listenin geri kalanı Müslüman.
En zengin 100 Türk listesinde, dört gayrımüslim vatandaş bulunuyor. Hepi topu dört.
Rum yok, Ermeni yok. Hiç yok.
Rahat uyuyunuz paşalar, beyler...
Operasyon başarıyla tamamlanmıştır.
Sermaye el değiştirmiş, yeni bir Türk ve Müslüman burjuva sınıfı yaratılmıştır. (Bazılarının çocukları oturmasını kalkmasını henüz bilmiyorlar ama zarar yok, zamanla öğrenecekler.)
Osmanlı kalıntıları tasfiye edilmiş, bir zamanlar bu topraklarda başka halkların da yaşamış olduğu, unutulmuş ve unutturulmuştur.
Kala kala birkaç yüz Rum, birkaç bin Ermeni ve Yahudi kalmıştır ama onların da çoğu çulsuzdur, "tehdit unsuru" oluşturmuyorlar.
Tehcir tedbirleri, mübadele kararları, varlık vergileri, kırımlar, yangınlar, yağmalar, meyvelerini vermişlerdir.
"İstanbul ve Batı ve Orta Anadolu'nun etnik temizliği" tamamdır. Güneydoğu işine de iyi sıhhatte olsunlar karışırlar.
Muhterem paşalar, beyler, ağalar...
Bilmiş olduğunuz gibi, bugün de Ergenekon davasının ilk duruşması başlıyor.
Ruhlarınızın mahkeme salonunu teşrif edeceklerinden eminim.
Biz gazeteciler, her zamanki gibi "tarihin tanıkları" bölümündeyiz. Fakat sizler "hangi iskemlede" oturacaksınız, işte onu tam kestiremiyorum.