Anketten çıkan reçete
Yakın tarihin en önemli davası bugün Silivri’de başlıyor. Mahkeme nasıl bir karar verirse versin, Ergenekon sürecinin çok önemli sonuçları olacaktır. Artık her paşa, makam odasında bilgisayarın karşısına geçip ‘Sarıkız’, ‘Ayışığı’ şeklinde renkli çizgilerle darbe senaryoları hazırlamanın maliyetini hesaba katacaktır.
Figüranlara fazla lafım yok. Memleketin toprağı çok mümbittir, ihtiyaç duyulduğunda her devirde yeterince figüran bulunabilir.
Dava sürecini yakından izleyeceğiz, bugünkü yazımda üzerinde durmak istediğim konu, AK Parti’nin son dönemde izlediği stratejidir. Yolsuzluk iddiaları ve terörle mücadele etrafında devam eden siyasi tartışmalar ile küresel ekonomik krizin yansımalarından iktidar partisi ne ölçüde etkilendi? 29 Mart yerel seçimlerine doğru AK Parti’yi hangi tehlikeler bekliyor?
Metropoll’ün yaptığı son Ekim ayı araştırmasına göre; Şu anda toplumdaki genel algılama, AK Parti açısından geçen aylara göre daha karamsar bir tablo ortaya koyuyor. Bu karamsarlığın sandıkta nasıl bir reaksiyona gireceğini kestirmek ise hayli güç görünüyor. Bu süreci belirleyecek ana faktör, kuşku yok ki iktidar partisinin kendisidir.
Çünkü, icraatlar kadar toplumdaki algılanma şekli çok önemlidir. Bakın, Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Korgenaral Mendi’nin Ergenekon sanıklarını Kandıra’da sadece insani amaçla ziyaret ettiğini söylemiş olmasına rağmen, Metropoll’ün araştırması toplumun yüzde 42.9’unun bu ziyaretin davayı olumsuz etkileyeceğini düşündüğünü ortaya koydu.
O nedenle atılan her adımda toplumun muhtemel reaksiyonu dikkate alınmalıdır. Oluşacak algı, size çok ağır fatura çıkarabilir.
Neden karamsarız?
Aynı araştırmaya göre; Hayattan memnuniyet oranı her ay düzenli olarak artarken, bu ay toplumda karamsarlık hakim olmaya başladı. Bu oran geçen ay yüzde 49.1’di, şimdi yüzde 24.9’a kadar geriledi. Türkiye’nin iyiye gitmediğini düşünenlerin oranı ise yüzde 45’den yüzde 70’e kadar çıktı. AK Parti’ye oy verenlerin bile yarısı aynı karamsarlık kervanına katılanlar arasında yer alıyor.
Ayrıca; Kadınlar erkeklere göre, çiftçiler, ev hanımları ve aylık geliri 500 YTL’nin altında olan gelir grupları diğer kesimlere göre daha karamsar gözüküyor.
Toplum artık sorguluyor. Mesela; Aktütün karakoluna yönelik saldırı esnasında güvenlik güçlerinin ihmali olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 51.4 gibi yüksek oranda seyrediyor.
Aynı şekilde toplumun yüzde 37.8’i hükümeti terörle mücadelede başarılı bulurken yüzde 35’i başarısız görüyor. Üstelik iktidar partisini başarısız görenler içinde kendi seçmenlerinin yüzde 19’u bulunuyor.
Halkın yüzde 42’si Başbakan Erdoğan’ı Aydın Doğan’la girdiği kavgada haklı görürken, Aydın Doğan’ın saflarında yer alanların oranı yüzde 19.6’da kalıyor. Tabi, Doğan’ı haklı görenlerin çoğunluğu CHP’li seçmenlerden oluşuyor.
Ancak, Erdoğan’ın boykot çağrısı toplumda aynı karşılığı bulmamış. Halkın yüzde 64.9’u boykot çağrısı için ‘yanlış’ diyor. AK Partili seçmenlerin bile yüzde 43.9’u bu çağrıya tepkili.
Bu tepki, Doğan Grubu medyasına güvenden kaynaklanmıyor. Aksine halkın yüzde 51.9’u Doğan Grubunun yayınlarına genel olarak güvenmediğini belirtiyor. Güven beyan edenler ise ağırlıklı olarak CHP ve Genç Partili seçmenler.
Bir başka kritik test konusu ise Erdoğan’ın üslubuyla ilgilidir. Erdoğan’ın son dönemdeki konuşma tarzı ve siyaset üslubunu ‘çok sert’ bularak onaylamadığını düşünenlerin oranı yüzde 47.5 iken, ‘normal’ diyenler yüzde 48’dir. Toplum bu konuda tam ortadan ikiye bölünmüş durumda.
Yolsuzlukla mücadele konusunda da toplumda benzer bir bölünmüş hali var. Ankete katılanların yüzde 51.5’i iktidar partisinin bu mücadelesini ‘etkin’ bulmazken, yüzde 43.4’i tam destek veriyor.
Oylara gelince
Kararsızlar ve sandığa tepki gösterenler dağıtılmaksızın halkın yüzde 35’inin AK Parti, yüzde 15.5’inin CHP ve yüzde 8.6’sının MHP’ye oy vereceği anlaşılıyor. Kararsız, siyasal tavrını açıklamayan ve tepkili seçmenlerin oranı ise yüzde 31.2 gibi hayli yüksek oranda gözüküyor.
Buradan çıkarılacak sonuç şu: Artan karamsarlık, AK Parti’ye oy verenler arasında kırgın bir kitle oluşturmuş durumda. Ankete öfke halinin yansıdığını görmek mümkündür.
Dikkati çeken nokta ise, AK Parti’ye kırgın olanların bir başka partiyi tercih etmemeleridir. CHP oylarında kısmı bir tırmanış var ama bu eğilim soldaki toparlanmadan kaynaklanıyor. MHP hala baraj riski yaşıyor.
İşte o nedenle seçime kadar geçecek süre, hem iktidar partisi hem muhalefet açısından kritik önemdedir. Yüzde 31.2’lik ‘kararsız pasta’daki pay dağılımı, siyasi yelpazedeki yeni konuşlanma koordinatlarını belirleyecektir.
Anketten çıkan reçete
İktidar olarak AK Parti, ankete yansıyan toplumsal refleksi gözardı etmeden yol haritasını şekillendirirse gücünü koruyabilir, hatta arttırabilir.
Mesela;
-Yolsuzlukla mücadele konusunda zamanında ve daha güçlü mesajlar verilmelidir.
-Küresel krizden en fazla etkilenen alt gelir grupları, özellikle çiftçi ve ev hanımlarının talepleri öncelikli olarak ele alınmalıdır.
-Terörle mücadele konusunda sivil inisiyatif arttırılmalıdır.
-Medya ile kavganın dozu ‘boykot’ gibi sansürü hatırlatan önerilerle tırmandırılmamalı, ‘diklenme’ ve ‘dik durma’ arasındaki ince çizgi korunmalıdır.
Özetle anket böyle diyor.