Hassas denge!
Ocak 2016
1 dolar 80 Rus rublesine yükseliyor
1 dolar 4,0 Brezilya reali ediyor
1 dolar 17 Güney Afrika zarına çıkıyor
1 dolar 68 Hindistan rupeesi oluyor.
Bugün ise;
1 dolar = 59 ruble, 3,30 real, 14,3 zar ve 65 ruppe ediyor. Kısaca bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin nerede ise tamamında yerel paralar, dolar karşısında 2016’ya göre ciddi oranda değer kazanmış durumda.
Oysa Ocak 2016’da 1 dolar 3,0 lirayı görmüştü. Şimdi ise 3,80-90 aralığında.
Dolar 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi ardından bile 3,0 lira sınırında kalmıştı. Hatırlayın o günlerde sıkça yazmıştım: Yerli yatırımcı hiç kimse “dolar satın” dememesine rağmen, 15 Temmuz ertesinde 12 milyar dolardan fazla döviz satışı gerçekleştirmişti.
Türk Milleti vatanını savunduğu gibi parasını da savundu.
***
15 Temmuz 2016 hain girişimi ardından 3,10 sınırına kadar yükselen, ama hemen ardından yerlilerin sattığı döviz ile 2,90’lara gerileyen bir TL çıktı karşımıza.
Ama iş bitmedi.
Bugün 1 dolar 4,0 lira sınırını zorluyor. Hatta daha bir ay kadar önce bile 3,40 lira olan dolar, şimdi 3,80-90 aralığında geziniyor.
Soru şu: Ne oldu da 2016 başından bu yana emsal ülkelerin parası dolar karşısında değer kazanırken, Türk Lirası yüzde 30 değer kaybetti?
15 Temmuz hain girişiminde bile değeri korunan TL, artık değeri korunamayan para haline geldi?
***
Daha önce yazmıştım. Lira’nın değerinde ilk ayar bozulması Mayıs 2016’da ülkemizdeki Başbakan değişimi ile yaşandı. Seçilmiş Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevden ayrılma (veya başka şey) aşamasında 1 dolar 2,79 lira ediyordu. Ve ilk ayar bozumu ile dolar TL karşısında 3,0 liranın üzerine çıkmıştı.
O tarihlerde dolar 2,80’in altında, enflasyon da yüzde 8,0’in altındaydı.
Merkez Bankası fonlama faizi ise yüzde 8,50 seviyelerinde seyrederken, ortalama döviz kuru 3,0 lira düzeyindeydi. (Ortalama döviz kuru=1 dolar+1 euor/2)
Bugün geldiğimiz noktada Merkez Bankası fonlama faizi yüzde 11,96-12,00 aralığında seyrediyor. Ortalama döviz kuru ise 4,20 lira ile rekor kırarken, enflasyonda da Ekim itibari ile 10,37’yi gördük. (Not: Enflasyon verilerinde 12 aylık ortalama değişimi alıyoruz ki, aylık dalgalanmaların sapması az olsun)
***
Ne oldu da Mayıs 2016 sonrası, TL bir türlü ayar tutmamaya başladı? Nasıl oluyor da emsal ülkelerin bile oldukça üzerinde faiz vermemize rağmen, TL’nin değerini korumayı başaramıyoruz?
Bugün Brezilya’da enflasyon 2,54...Faiz ise yüzde 7,50. Rusya’da ise enflasyon 3,0 iken, faiz oranı yüzde 8,25. Güney Afrika’da ise yüzde 5,10 enflasyona karşılık yüzde 6,75 faiz oranı mevcut. Yeni yıldız denilen Hindistan’da ise yüzde 3,28 enflasyona karşılık yüzde 6,0 faiz uygulanmaktadır. (Veriler Tradingeconomics sitesinden alınmıştır)
Anlayacağınız bize benzeyen ülkeler paralarının değerini düşük enflasyon sayesinde korumayı başarıyorlar. O ülkelerin her birinde faiz oranları enflasyonun üzerinde seyrediyor. Yani reel faiz veriliyor.
İyi de sadece yüksek reel faiz de yetiyor mu? İşte o zaman kısa bir eskiye dönüş gerekiyor. İlk olarak ülkenin temel dengeleri ile oynandığında ekonomik dengeler de oynuyor...
İkinci olarak ise, dün yazdığım gibi: Büyümeyi canlandırmak için verilen parasal hormon, üretimi artırmayıp tüketimi artırdığında da enflasyon azıyor.
Kısaca bize ekonomik veriler, dengelerle fazla oynanmaması gerektiğini söylüyor. Faizin sebep değil, sonuç olduğunu söylüyor. Sorunları çözmeden emirle bu işlerin düzelmediğini göstertiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.