Yusuf Kaplan

Yusuf Kaplan

Suudlara biçilen tehlikeli roller!

Suudlara biçilen tehlikeli roller!

Auudi Arabistan’da sanıldığı gibi taht kavgası filan yaşanmıyor! 

İslâm’ın dönüştürülmesi, yapay bir mezhep çatışmasının icat edilmesi ve Ehl-i Sünnet omurganın bin yıllık kurucu ve koruyucu ana temsilcisi Türkiye’nin önünün kesilmesi olarak özetleyebileceğimiz üç tehlikeli projenin taşeronları hazırlanıyor Suudi Arabistan’da.

Bu üç tehlikeli projenin mimarları İngilizler! 

Ama İngilizlerden söz eden yok hiç bir yerde! Oysa bu coğrafyada İngilizlerden habersiz yaprak kımıldamaz!

TAHT KAVGASI DEĞİL, İSLÂM’IN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ VE İSLÂM DÜNYASININ YENİDEN DİZAYN EDİLMESİ MÜCADELESİ...

Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Bin Selman, ülkenin gerçek hâkimi gibi hareket ediyor: “Gibi”si fazla aslında: Suudi Arabistan’ı fiilen o yönetiyor...

Televizyonlarda yorum yapan akademisyenler, Suud’da yaşanan kavgayı, taht kavgası olarak yorumluyorlar. Ne büyük bir gaflet bu öyle!

Suud’ta yaşanan kavga, taht kavgası değil oysa.

Mesele keşke bu kadar basit olsaydı. Sadece Suud’taki iktidar savaşı olsaydı keşke mesele.

Daha büyük bir dizaynla ve sinsi bir oyunla karşı karşıyayız: Hem “ılımlı İslâm” projesiyle İslâm’ın dönüştürülmesi hem de İslâm dünyasını içerden ateşe verecek bir mezhep savaşının icat edilmesi ve İslâm dünyasının yeniden dizayn edilmesi mücadelesi bu!

İNGİLİZLERDEN HABERSİZ YAPRAK KIMILDAMAZ!

Lübnan Başbakanı Hariri’nin ülkesinden kaçarak Suudlara sığınmaya zorlanması, bu mezhep çatışmasının fitilinin ateşlenmesi çabasıdır.

Tam anlamıyla sinsi bir İngiliz oyunu var burada: Lübnan, Şiiler, dolayısıyla İran tarafından fiilen işgal edildi ve ele geçirildi. Şiilere, dolayısıyla İran’ın bu Pers yayılmacılığına karşı koyacak, dolayısıyla sığınılacak aktör Suudlardır, imajı oluşturuluyor!

Başka bir ifadeyle, İran’ın bütün Arabistan Yarımadası’na adım adım yerleşmesine, teker teker ülkeleri düşürmesine karşı Ehl-i Sünnet’in temsilcisi, koruyucusu ve kollayıcısı Suudlardır, denmeye çalışılıyor!

Çok büyük ve tehlikeli bir oyunla karşı karşıyayız.

İngilizler yine devrede...

Şunu zihnimizin bir köşesine iyi kazımamız gerekiyor: Özelde Suudi Arabistan’da, genelde bütün bir Arap Yarımadası’nda İngilizlerden habersiz yaprak kımıldamaz.

İngilizler, bir taşla bir kaç kuş birden vurmak istiyorlar.

Hem Suudlara “ılımlı islam”ın temsilcisi olma rolü veriyorlar hem Suudları Ehl-i Sünnet’in temsilcisi konumuna yerleştirmeye çalışıyorlar hem de çeyrek asırdır İran’ın önünü açıyorlar... İran, Irak’tan Suriye’ye, Lübnan’dan Körfez ülkelerine kadar bütün Arabistan yarımadasını adım adım işgal ediyor... 

Burada hedef, yapay bir mezhep çatışmasının taraflarını belirlemek, tohumlarını ekmek ve mezhep çatışmasını gerçeğe dönüştürmek...Böylelikle İslâm dünyasını, tarihte benzerine az rastlanır bir şekilde mezhep savaşlarının eşiğine sürükleyerek İslâm dünyasının toparlanmasını imkânsızlaştırmak.

HEDEF: EHL-İ SÜNNET OMURGA’NIN BİN YILLIK KURUCUSU VE KORUYUCUSU TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEK VE DURDURMAK!

Ama asıl amaçlanan şey, hem İran’ın önünü açarak hem Suudları Ehl-i Sünnet’in gerçek temsilcisi katına yükselterek bin yıldır Ehl-i Sünnet’in kurucusu ve koruyucusu rolü oynayan Türkiye’yi devre dışı bıraktırmak!

Başka bir ifadeyle hem İslâm dünyasını mezhebî sınırlarla yeniden dizayn etmek, sahte bir mezhep savaşı icat etmek hem de İslâm dünyasını tam ortadan ikiye yarmak ve böylelikle İran’ın, Suudların, ılımlı İslâm’ın önünü açarak Ehl-i Sünnet’e büyük darbe vurmak!

Ehl-i Sünnet omurga’nın üç büyük temsilcisi var: Pakistan-Hindistan coğrafyası, Mısır ve hinterlandı, Türkiye ve hinterlandı.

Pakistan, Afganistan ve Bangladeş tam anlamıyla hadım edildi.

Mısır darbeyle durduruldu; hinterlandı Sudan, Somali, Libya çepeçevre kuşatıldı, iç karışıklarla boğuşturuluyor...

Sadece Türkiye dimdik ayakta duruyor ve direniyor...

İngilizler, Suudları Vehhâbîlik üzerinden İslâm dünyasında hâricî mantığının en güçlü omurga konumuna yükseltilmesinde kullandılar tam iki asır.

Şimdiyse, bir yandan, ılımlı İslâm projesini Suudlara havale ederek İslâm’ın protestanlaştırılması, dize getirilmesi ve dönüştürülmesi için savaşıyorlar, öte yandan da, İran’ın yayılmacılığına karşı İslâm dünyasının bin küsur yıllık Ehl-i Sünnet omurgasının gerçek temsilcisinin Suudlar olduğu imajını yaymaya, pekiştirmeye çalışıyorlar...

Özetle, Suudlar, çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar: Hem İslâm’ın dönüştürülmesi hem yapay mezhep savaşlarının icat edilmesi hem de İslâm dünyasının silbaştan yeniden dizayn edilmesi gibi üç tehlikeli projenin figüranlığına soyunuyorlar!

Suudların yatacağı yer yok: 2 asırda İslâm dünyasının merkez coğrafyasını, kaynaklarını sömürgeci emperyalistlere peşkeş çektiler ve köleleştirdiler çünkü.

Nihâî hedef, İslâm dünyasını yeniden Ehl-i Sünnet omurga ekseninde toparlayacak, ayağa kaldıracak Türkiye’nin önünün kesilmesi ve durdurulmasıdır.

Sinsi ve tehlikeli büyük bir oyunla karşı karşıyayız. Basîret, feraset ve ilm-i siyaset gerek bize. Vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Kaplan Arşivi