MHP ve AKP adına yapılan açıklamalar gösteriyor ki bu iki parti “birbirlerine mahkûm” gibiler!

Ya da bir başka ifadeyle bu iki parti “birbirlerinin esiri” haline gelmiş gibiler.

MHP lideri AKP’den söz ederken “sonuna kadar birlikte ve yan yana mücadele edeceklerini” müjdeliyor.

AKP lideri de bu jesti karşılıksız bırakmama adına “MHP ile her türlü adımı atmaya varız” diyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse “iktidar partisi” ile “bir muhalefet partisi” arasındaki “muhabbete” ad koymakta zorlanıyoruz.

Ne diyelim, Allah mübarek etsin!

İki parti arasındaki bu muhabbetin sadece “olumlu” yönleri yok “olumsuz” yönleri de var.

İYİ Parti’nin doğmasında MHP lideri Bahçeli’nin “uzun süredir izlemekte olduğu politikanın” etkisi olmadığı söylenebilir mi?

Benzer bir reaksiyon iktidar partisi içinde söz konusu. AKP’nin “MHP’nin dümen suyundan gidiyor” gibi bir görüntü vermesi pek çok AKP’linin içine sinmiyor.

Ama şu anda “hiçbirinin sesi” çıkmıyor.

Daha doğrusu sesleri çıkamıyor!

Ses çıkaranın anında “istifasının istenmesi” ve bu yolda “baskılara” maruz kalması kaçınılmaz gibi görünüyor.

Evet, iktidar partisinde genel başkana karşı birazcık kafa kaldıranın hemen “metal yorgunu” olarak takdimi mukadder! Yaşadığımız gelişmeler MHP’nin önümüzdeki seçimlerde “baraj sorunu” ile karşı karşıya kalacağını gösteriyor.

Aynı şekilde iktidar partisi de “yüzde 50 artı 1” sorunu ile baş başa olacak.

Biri barajı “rahatça aşabilmek” için diğerine, diğeri de “yüzde 50 artı 1” sorununu yaşamamak için ötekine muhtaç olunca bu tür açıklamalar kaçınılmaz oluyor demek ki!

AKP ile MHP arasındaki “muhabbetin” artıları kadar eksileri de olduğu muhakkak. Bakarsınız fazla muhabbet beraberinde “aynı çatı altıda” birlikte siyaset yapmayı da beraberinde getirebilir.

Birbirlerine iltifata böyle devam ederlerse birlikte siyaset niye olmasın.

Gün ola, harman ola!

Bakalım bu muhabbetten nasıl bir sonuç çıkacak?

MHP ile “her türlü adımı atma kararlılığı” iktidar partisine puan mı kazandıracak yoksa puan mı kaybettirecek?

Bekleyip, göreceğiz!