Suudlar ateşle oynuyor!
Batılıların Türkiye ile İran’ı birbirine düşürme tezgâhını bozduk ve Rusya’nın da dâhil olduğu yeni bir oyun kuruyoruz: Türkiye, Rusya ve İran devlet başkanları arasında gerçekleştirilen Soçi Zirvesi, özelde Suriye’nin siyasî geleceğini belirlemeye dönük önemli bir stratejik hamle. Ama bu zirve, genelde, bölgenin hem siyasî hem de stratejik geleceğinin kilometre taşlarını döşeyen tarihî bir zirve.
Soçi Zirvesi’yle birlikte, Batılılar, kısmen de olsa bölgenin geleceğinin şekillendirilmesinde devre-dışı bırakılacak...
“Kısmen” dedim; çünkü Rusya üzerinde İngilizlerin, özellikle de Amerika’daki Yahudi gücünün çok ciddî baskısı var. Ruslar, kısmen de olsa Batılılardan bağımsız hareket edecek güce sahip değiller henüz.
Ama bölgenin iki ana aktörü Türkiye ile İran’ın Rusya’yla birlikte hareket etmesi, bölgenin geleceğinin şekillendirilmesinde Batılıların devre dışı bırakılması sürecinin başlangıç noktasını oluşturacak önemli bir adımdır.
SUUDLARIN TESLİM ALINMASI VE KULLANILMASI
Ancak Batılılar Türkiye, Rusya ve İran üçlüsünün stratejik birlikteliğini kırmak ve etkisizleştirmek için boş durmuyor, her yolu deniyorlar.
Batılıların bu üçlü ittifakı kırmak için geliştirdikleri en önemli karşı hamle, Suudları teslim almaları ve kısa vadede bölgeyi ateşe verecek, uzun vadede ise İslâm’ın bölge halklarının direniş ve diriliş kaynağı olma gücünü kıracak şekilde kullanmaları Suudları.
Suudlar iki asır önce oynadıkları tehlikeli rolü şimdi de oynamaya hazırlanıyorlar: Bir yandan İsrail’in önünü alabildiğine açacak, gücüne güç kayacak bir oyun tezgâhlıyırlar; öte yandan da dün neo-selefîlik üzerinden hâricî mantığını bütün İslâm dünyasına dalga dalga, enlemesine ve oylamasına yayma misyonunu yerine getiren Suudlar şimdi de İslâm’ın protestanlaştırılması, içinin boşaltılması, direniş ve diriliş imkânlarının buharlaştırılması misyonunu yerine getirmeye soyunuyorlar!
DÜN İNGİLİZLERİN KUCAĞINA OTURDULAR, BUGÜN YAHUDİLERİN KUCAĞINA OTURUYORLAR....
Özetle Suudlar hem İslâm dünyasını bu kez İsrail’in boyunduruğuna girdirmek hem de İslâm’ın müslüman toplumları toparlama ve ayağa kaldırma gücünü “bitirmek” gibi çok tehlikeli bir rol oynuyorlar!
Suudların tek derdi, Suudi Arabistan’ın İngilizlerin oyunlarıyla parçalanmasının ve siyasî kaosun eşiğine sürüklenmesinin önüne geçebilmek.
Bunun için de İslâm dünyasını cehenneme çevirecek mezhep ve meşrep çatışmalarının eşiğine sürüklemekten de, İslâm’ın direniş ve diriliş kaynağı olma imkânlarını yerle bir etmekten de çekinmiyorlar!
Dün İngilizlerin kucağına oturan Suudlar, şimdi de İsrail’in / Yahudilerin kucağına oturuyorlar.
SUUDLAR DURDURULMALI!
Sorun sadece Suudların kendileriyle ilgili olsa, “ne işiniz varsa görün” diyebilirdik; ama sorun hem İslâm dünyasının ateşe sürüklenerek çıkmaz sokağın eşiğine fırlatılması hem de İslâm’ın müslüman toplumların emperyalistlerin her türlü saldırılarına karşı direniş ve diriliş imkânlarının buharlaştırılması yakıcı sorunu!
Suudlar, yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklar.
Ama iş bununla da kalmayacak, sözünü ettiğim iki tehlikeli yönelim hem İslâm dünyasını hem de bizzat İslâm’ın geleceğini derinden sarsacak geri dönüşü zor son derece tehlikeli boyutlar kazanacak...
O yüzden Suudların bu tehlikeli oyunlarının durdurulması ve İslâm’ın Suudların tekelinden kurtarılması gerekiyor.
Bu mesele, Suriye sorunundan daha tehlikeli yıkımlara yol açabilir çünkü.
Bu süreçte, Suriye meselesinin çözüm yoluna girecek olması, önemli bir adım olarak değerlendirilmeli.
Yine de her zaman söylediğim gibi, tuzaklara karşı her dâim dikkatli olmak ve ince eleyip sık dokumak zorundayız. Vesselâm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.