Büyüme formülü: Baz 6,1 Para 5,0= %11,1
Dünya da rekor büyüme sağladık. Ülke olarak ise son 6 yılın rekorunu kırdık.
Başarı mı?
Başarı...
***
Revizyonlar sonrası 2017 yılında: I. çeyrek %5,3; II.çeyrek %5,4 ve son olarak III. çeyrek %11,1 büyüme sağladık. Böylece yılın ilk üç çeyreğinde %7,4 büyüme sağlanmış oldu.
İlk 9 ay itibariyle sektörlerin durumu ise;
Tarım %3,3; Sanayi %9,5; İnşaat %10,2; Hizmetler %11,0 büyüme gösterdi.
***
2017-II.çeyrek itibariyle 834.807 milyon dolar olan GSYH, 2017-III.çeyrekte 844.125 milyon dolara çıkmış oldu.
2016 sonunda ise GSYH 862.744 milyon dolardı.
TL bazında ise, 2016 yılında 2.609 milyar lira olan GSYH 2017 III.çeyrekte yıllık bazda 2 trilyon 959 milyar liraya ulaşmış oldu.
Böylece GSYH hesabında son bir yıllık dolar kuru 3,506 lira olarak hesaba katıldı.
***
Nominal bazda GSYH ilk üç çeyrek toplamında yüzde 18,9 artış kaydetti. Toplam işgücü ödemeleri ise yüzde 12,0 artışta kaldı. Üretim üzerindeki net vergilerde de yüzde 50,9 artış oldu.
Yılın ilk iki çeyreğinde 5,3 ve 5,4 büyüme oranlarına karşılık, yüzde 3,4 ve 3,1 artan hanehalkı tüketimi, III. çeyrekte 11,1 büyümeye karşılık 11,7 artış yaşadı. Böylece yılın 9 ayında yüzde 7,4 büyüme oranına karşılık, hanehalkı tüketim harcaması yüzde 6,1 artmış oldu.
Makine yatırımında kıpırdama: Bu yılın ilk iki çeyreğinde yüzde -12,1 ve -9,3 azalan makine teçhizat yatırımı, III:çeyrekte yüzde 15,3 arttı. Fakat ilk dokuz ay itibariyle bakıldığında makine teçhizat yatırımı hala yüzde -2,3 küçülmeye işaret ediyor.
Makine teçhizat yatırımı geçen yılın ilk dokuz ayında ise sadece yüzde 1,9 artabilmişti.
Makine yatırımına karşılık ilk üç çeyrekte inşaat yatırımları yüzde 16,0 artış kaydetti. İnşaat yatırımları geçen yıl ise (il 3 çeyrek) yüzde 3,0 artmıştı.
Baz etkisi (%6,1): GSYH hesabı bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırılıyor. 2016 yılı III: çeyreğinde ekonomide -0,8 daralma yaşanmıştı. Oysa 2016 yılı ilk iki çeyrekte ekonomi yüzde 4,8 ve 4,9 büyüme göstermişti. Eğer benzer büyüme 2016 yılı III.çeyrekte de olsaydı baz etkisi olmayacaktı.
Baz etkisini kaldırdığımızda 2017 yılı III. çeyrek büyüme oranı yüzde 11,1 değil, yüzde 5,0 olarak karşımıza çıkacaktı. Yani geçen yılın üçüncü çeyreğinde olması gereken 4,9 büyüme ve 0,8 küçülme etkisi giderildiğinde, bu yılın rekor büyümesinin aslında yüzde 5,0’de kaldığı görülüyor.
Nitekim mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme oranlarına baktığımızda, bu yılın ilk iki çeyreğinde, yüzde 1,6 ve 2,2 olan büyümenin son çeyrekte rekora rağmen yüzde 1,2’ye düştüğünü görüyoruz.
Para etkisi: Aslında 2017 yılını kurtaran hamle KGF’den geldi. Kredi Garanti Fonu üzerinden piyasaya saçılan 200 milyar lira üzerindeki para ekonomiye can suyu oldu. Bunun yanına bir de ertelenen vergiler ve kamu alacaklarını koymak gerekiyor. Ek olarak ise, merkezi bütçenin kesesini açması söylenebilir.
Tüm bu parasal genişlemelere bakıldığında piyasaya 300 milyar liraya yakın suni sermaye enjekte edilmiş oldu. Ve bu kadar geniş parasal genişleme ile ekonomi yüzde 5,0-5,4 arası reel büyüme gerçekleştirdi.
AB’nin sıfırı bizim %4,0’ümüze eşit: Büyüme oranlarında her nedense gelişmiş ülkeler ile karşılaştırma yapılıyor. Oysa bizim gibi nüfus artışı olan gelişen ülkelerde büyüme dinamiği zaten daha yüksektir. Örneğin bizde ağustos 2016-ağustos 2017 döneminde +15 yaş üstü nüfus 1 milyon 167 bin kişi artmıştır. Bu nüfus artışının ekonomide stabil olması bile yıllık yüzde 4,0 civarı kendiliğinden bir büyüme getirmektedir. O nedenle ekonomik büyümede asıl başarıyı bu stabil seviyenin üzerindeki büyümede görebiliriz.
2015 yılında çalışma çağındaki nüfusun kişi başına geliri 14 bin 898 dolar iken, bu gelir 2017 üçüncü çeyrekte 14 bin 068 dolara geriledi bile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.