AKP’nin içine düştüğü “sıkıntılı durum” açıkça gösteriyor ki bir partinin geleceğinde en önemli rolü “belediyeler” oynuyor.

İktidar partisi aylardır partili belediyelerine “çeki düzen” vermeye uğraşıp duruyor.

Belediyeleri düzeltemezlerse “yeniden iktidara gelmelerinin” hayal olduğunu biliyorlar.

Oysa AKP yöneticilerinin bugün “yaka silktiği” belediyeler geçmişte Milli Görüş’ü “iktidara” taşımışlardı.

Milli Görüş önce belediyelerde kendisini göstermiş ve yaptığı hizmetler ile milletin gönlünde taht kurmuştu.

Evet, belediyelerdeki başarılı hizmetleri Milli Görüş’ün iktidara gelmesinde bir hayli etkili oldu.

Şimdi ise tam aksi yaşanıyor.

Milli Görüş’ü “iktidara taşıyan” belediyeler Muhafazakâr Demokrat görüşü “iktidardan götürmeye” hazırlanıyor.

Bunun önüne geçebilmek için başkanlar “görevden istifaya” zorlanıyor ve yerlerine gelen yeni isimler ile “durum kurtarılmaya” çabalanıyor.

Ama nafile!

Görevden alınanların yerlerine gelen isimlerin öncekilerden bir farkı bulunmuyor ki!

İktidar partisi belediyelerde başkan değiştirerek netice alacağını sanıyor ama bize göre yanılıyor.

Çünkü belediyelerde “isim” değişikliğinden çok “zihniyet” değişikliğine ihtiyaç var.

Sanırız iktidar partisi yöneticilerinin şöyle bir muhasebe yapmaları bir hayli yararlı olabilir.

Mesela, “Hangi zihniyet partileri belediyelerden iktidara taşıdı?” diye kendi kendilerine sorsalar cevabı hemen bulacaklarından eminiz.

Ya da kendilerine daha farklı bir soru sorsalar. “Belediyelere hâkim olan hangi zihniyet partimizi iktidardan edecek?” deseler.

Verecekleri cevap yine belli değil mi?

O halde iktidar partisi yöneticilerinin yapacağı tek şey var; isim değişikliği ile vakit öldürmek yerine zihniyet değişikliği ile kendilerini bir an evvel kurtarmak.

Yani çıkarmış oldukları Milli Görüş gömleğini yeniden sırtlarına geçirmek.

Fazla kilo aldıkları için o gömlek olmuyorsa yapacakları şey o lüzumsuz kilolardan bir an önce kurtulmaktır.

İki zihniyet arasındaki fark nasıl ortaya çıkıyor değil mi?