Muharremciler
Kurultay yaklaştıkça muhalif basında heyecan artıyor... Maç anlatan çocuğun ağzıyla söylersek "artık nefesler tutuldu, zorlu mücadele başlıyor"...
Oysa ortada hiç de zorlu bir mücadele yok. (Maçların çoğunda da yoktur ama televizyon seyircisine "gaz vermek" şarttır, başka kanala kaçmasın.)
Çünkü olması için bir neden yok. CHP iktidara mı yürüyor da kızışsın?
Kılıçdaroğlu kalacak, bugün ortalıkta dolaştırılan isimler de gelecek hafta başından itibaren hızla unutulacaklar.
Fakat bazı arkadaşlar, "tek konulu" oldukları için, "acaba Muharrem kazanır mı" diye çarşıyı kızıştırıyorlar.
Diğer adayları da kimsenin ciddiye aldığı yok.
Tut ki kazandı... CHP'de ne değişecek?
Bu bir "Tayyip Erdoğan'a kim daha etkili küfür edecek" yarışıdır.
Muharrem Bey'in bir "pilanı, porocesi ve poroğramı" var mı, Yüce Divan'a otobüs seferleri düzenlemekten ve Beştepe'yi cumhurbaşkanının başına yıkmaktan başka?
Bir ara yıldızı parlayıp Kemal Bey tarafından hızla söndürülen Gürsel Tekin hiç olmazsa daha renkli bir kişilikti, SABAH gazetesine el koyacaklarını söylüyordu.
CHP üyeleri de seçmenleri de "kaybetmekten yılmışlar, yılgınlık korkunç bir seviyedeymiş", CHP'li bir arkadaşın söylediğine göre...
Kazanmak için ne yapmaları gerektiğini oturup düşünemiyorlar. "Halk cahil, kime oy vereceğini bilmiyor" kafasında gittikleri sürece de düşünebilmeleri mümkün değil.
Yoksa "tut ki birşeyler yapsalar bile gene kaybedeceklerini, hiçbir şekilde asla kazanamayacaklarını" idrak etmenin huysuzluğu ve hırçınlığı mı?
Muharrem Bey yeni bir heyecanı istenildiği gibi yaratacak bir isim değilmiş ama hiç olmazsa yeni bir umutmuş...
Seçimi kazanamayacağını biliyorsan, neyin umudu bu kardeşlik?
"Galatasaray kongresini Dursun'un kaybedip Mustafa'nın kazanması" gibilerden bir sürpriz beklentisi...
Ufukları bunu aşamıyor.
Birkaç "etlice" belediye, en büyük başarıları olacak. Mecliste koltuk sayısını üç beş "kıpırdatabilirlerse" de bunu başarı diye pazarlayacaklar.
Ve böyle de sürüp gidecek bu acıklı güldürü...
Kimileri "baskın seçimden" korkuyorlar. İktidar, Afrin rüzgârını arkasına alıp 15 Temmuz'da baskın seçime gidebilirmiş...
Kimileri de hâlâ Meral Hanım'ın partisi tarafından aday gösterilebileceğini sanıyorlar. Anayasaya göre bu mümkün değil.
Ama dönüp dolaşıp aynı şeyleri geveliyorlar. Zor zenaat.
Birkaç gazetecinin tutuklu ya da tutuksuz yargılanması, birkaç memurun görevine iade edilmesi ya da edilmemesi seçmenin hiç umurunda değil. Herkes kime oy vereceğini ya da vermeyeceğini biliyor.
İşte bu yüzden zor zenaat.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.