Türkiye’nin sınır dışı operasyonları ile ilgili olarak Batı âleminin yaptığı açıklamalar üç aşağı beş yukarı aynı!

Hassasiyetinizi anlıyoruz diyerek Türkiye’ye hak veriyormuş gibi yaparken hemen bu işin fazla uzamaması gerektiğinin altını çiziyor ve bir bakıma Türkiye’ye “artık dur” diyorlar.

İyi hoş da nasıl durulur?

Hassasiyetimizi anladıklarını iddia edenler bir yandan da terör örgütlerine silah ve mühimmat yardımlarını sürdürüyorlar. Hem de bu desteğin devamlı olacağını söylüyorlar.

Terör örgütleri aldıkları destekle nereyi vuruyorlar? Reyhanlı’yı vuruyorlar, Hatay’ı vuruyorlar yani Türkiye’yi vuruyorlar. ABD’lilere sorarsanız bu silahlar DEAŞ ile mücadeleden başka yerde kullanılmıyor.

Lafta DEAŞ ile mücadele edildiği söyleniyor ama verilen silahlar ile Türkiye’nin şehirleri vuruluyor.

Türkiye’de kendisini taciz edenlere karşı operasyon başlatınca, “Hassasiyetinizi anlıyoruz ama” diye başlayan cümleler peş peşe kurulmaya başlanıyor.

Hayır, hassasiyetimizi anlamıyorlar hem de hiç anlamıyorlar.

Hassasiyetimizi anlamış olsalar terör örgütlerine destek vermeyi sonlandırırlar. Oysa terör örgütlerine destek hız kesmeden sürüyor.

Bir de terör örgütüne küresel toplumun minnet duyması gerektiğini iddia ediyorlar.

Adeta Türkiye’nin nasırına nasırına basıyorlar.

Sonra da kalkıp, “Hassasiyetinizi anlıyoruz” diye Türkiye’ye masal anlatıyorlar. Bütün dertleri Türkiye’nin önünü kesmek! Ve de sevgili teröristlerini korumak. Amerika da, Almanya da, Fransa da terör örgütlerine toz kondurmuyor ve onları has elemanları olarak görüyorlar.

Evet, bugün Türkiye’nin şehirleri Amerikalıların terör örgütlerine verdiği silahlar ile vuruluyor.

Türk vatandaşları bu silahlar ile canlarından oluyor.

Ve de terör örgütüne arka çıkanlar hiç utanmadan silahların DEAŞ’a karşı kullanıldığını söyleyemeye devam ediyorlar.

Bölgede tehdit unsuru olmaktan çıkan DEAŞ’ı bahane ediyorlar ama verdikleri silahlar Türkiye’den başka bir yerde kullanılmıyor.

Sonra da “hassasiyetinizi anlıyoruz” diye Türkiye ile adeta dalga geçiyorlar.