Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Siyasetçiler ‘Adana’daki Kahve’ye uğrasın

Siyasetçiler ‘Adana’daki Kahve’ye uğrasın

Siyasetin tadı tuzu yok. Bazen yazsan ne olacak, yazmasan ne olacak diyorum.

Siyaset yazmaktan kaytardığım günleri kar sayıyorum.

Bugün de kaytardım. Bence iyi yaptım.

Bir fotoğraf:

Bizim uşaklar, kahvehaneye yerleşmişler. Masaları birleştirip toplantı düzenine geçmişler. Bir taraftan da çekirdek çitliyorlar.

Çekirdek, şair ve musikişinas arkadaşım Mevlana İdris’in itiyatlarındandır. Mevlana’yı gördüğüm zaman aklıma çekirdek gelmez... Dostluk gelir, şiir gelir, ney gelir, kalem gelir, kitap gelir, çocuk gelir, masal gelir.

Ama çekirdeği gördüğüm zaman mutlaka Mevlana’yı hatırlarım. Bazı yaz gecelerinde ortamıza bir koca külah çekirdek koyup biteviye yediklerimizi...

Mevlana, geçenlerde Karar’daki köşesinde o kahvehanedeki toplantı düzeninin resmini yayınladı.

Resimde arkadaşlar, duvara bir Suriye haritası yansıtmışlar.

İçlerinden biri Zeytin Dalı Harekatı’nı haritada göstererek anlatıyor.

Karar’daki fotoğraf, bir akl-ı evvelin eline geçmiş. Eleman, ‘Türkler Adana’da bir kahvede Afrin’i tartışıyor’ gibi bir izahat ile fotoğrafı Twitter’da paylaşmış. Takipçileri kalabalıkmış. 400 bin civarında.

Acayip bir ‘Adana’daki kahve’ geyiği dönmüş sosyal medyada. Vatan, millet, Sakarya, gırla gitmiş.

Bir taşra kahvesinde bile meseleler böyle ciddi tartışılıyorsa, memleketteki bilinç düzeyini varın siz hesap edin!

Halbuki, kahvehanedeki efrat twitçilerin zannettiği cinsten değil.

Mevlana’nın da yazdığı gibi, hemen hepsi ehli kitap ve ehli kalemdir.

Kahvenin orta halli bir müdavimi bol keseden ‘Adana’daki kahve’ analizi yapan ukalayı cebinden çıkarır.

Bugünlerde kahvedekiler twit cemaatiyle kafa buluyor.

Bizim Çorlulu Ali Paşa ve İlesam müdavimi arkadaşlar birkaç senedir o kahvehaneye gidiyorlar.

Adı ‘Antik Kafe.’ Yeri Süleymaniye.

Ben, oradaki arkadaşlarımı uzun zamandır ihmal ediyordum.

Cumartesi günü, sıla-i rahim olur diyerek Süleymaniye’ye gittim.

İyi ki gitmişim.

Özlemişim hepsini.

Burhan Karagöl’ü gördüm. Soy ağacını karıştırmış. “Ulan bizimkiler 200 senedir Ağasar’dan çıkamamışlar” diyor.

Aydın Çetiner’i gördüm. Alper Kanca’yı gördüm.

Bizim sayacı Veysel’i gördüm. (Veysel’de hafifçe bir ‘cezbe’ durumu vardır.)

Fatma Ragıbe Kanıkuru bile gelmiş. Yakın zamanda yazdığı yazıları paketleyip elime tutuşturdu.

Ali Verçin, Mevlana İdris, Kemal Sayar, hangi birini sayayım.

Atılgan Bayar bile orada.

Rahmete giden dostları yad ettik. Hilmi Abi’yi, Erol’u, Nusret’i, Hüsamettin’i, Ali Uğur’u...

(Mehmet Niyazi Abi rahatsızmış. Onu da öğrendim. Üzerimizde hakkı vardır. Şifa bulur inşallah.)

O akşam sofrayı Ali Verçin hazırladı. Güzel bir Pervari balı bulmuş. Siirt domatesi getirtmiş. ‘Organik’miş.

Bir felsefi konu attı arkadaşlar ortaya.

Alper Kanca moderatör.

Şimdi tartışmayı nasıl özetleyeyim? Aklımda kaldığı kadarıyla, hakikati doğru anlamak için bir zihinsel temizlik yapmamız gerektiğinden söz ediyordu Turan Hoca.

Bunu birkaç dakika izah ettikten sonra soru-cevap kısmına geçildi. İsteyen soru soruyor, isteyen cevap veriyor.

Akıl, mantık, dil, nahiv, Tanrı, felsefe, hatta tasavvuf... Herkes katılıyor. Seviye yüksek.

Bir ara telefona bakmak için kalktım. Dönüşte Sayacı Veysel “Yusuf Abi” dedi, “Dur sana bir şey diyecem.”

“De bakalım” dedim.

“Akıl akıl deyip duruyorlar ya... Aklın varsa, kullanmıyorsan, ne yapacaksın aklı? At onu çöpe!” dedi.

Haklıydı...

Yani, geçen Cumartesi akşamını ‘felek’ten çaldım’ diyebilirim.

(Bir gün bu tabiri bir cemiyette kullanmıştım. Sonra kısa süren bir ‘felek’ tartışması yaptık. Bu cümledeki ‘felek’ felsefi bir şey değildir. Hayatın akışıdır, diyeyim de yeni bir tartışma çıkmasın.)

Siyasetçiler bu kahveye ara sıra uğrasalar iyi olur.

Ukalalık yapmak için değil.

Sakın öyle bir şey yapmasınlar, mahcup olabilirler.

Milletin önüne konulan her şeyi yemediğini görmek için gitsinler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Ziya Cömert Arşivi