Davutoğlu'dan Obama yorumu

Davutoğlu'dan Obama yorumu

ABD Başkanlık seçimleri her zaman önemlidir ama bu kez iki açıdan tüm dünya bu seçimlere kilitlenmiş durumda.
Acaba demokrat Barack Obama ABD'nin ilk siyah başkanı olacak mı?
Ve küresel krizin sarstığı dünyaya, Demokratlar yeni bir nefes aldıracak mı?
New York'a doğru yola çıkarken uçakta Başbakan Erdoğan'ın dış politika başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile karşılaşıyoruz.
Davutoğlu, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin dış politikasını belirleyen insanların başında geliyor.
2001'de yazdığı "Stratejik Derinlik" kitabıyla dış politikaya farklı bakışını ortaya koyan Davutoğlu'na, kısa da olsa ABD seçimlerinde Obama'nın açık ara önde olduğunu hatırlatıp nasıl gördüğünü soruyorum:
"Öyle görünüyor ama öyle sonuçlanır mı belli değil."
Biraz daha merakla "Durum değişebilir mi yani?" diye soruyorum.
Davutoğlu buna da şu cevabı veriyor:
"Kamuoyu yoklamaları öyle gösterebilir ama seçmen sandık başına gidince başka bir karar verebilir."
Gördüğüm kadarıyla başbakan Erdoğan'ın dış politika başdanışmanı ABD seçimlerine çok temkinli yaklaşıyor.
New York'ta ise durum çok farklı...

ABD'nin "ötekisi"

Dünyanın merkezi bu kentte bir seçim havası yok ama kime sorsanız Barack Obama'nın kazanacağını, hem de çok farkla kazanacağını düşünüyor. Aynı şeyi New Yorklu Türkler de söylüyor.
Türkler arasında Obama'nın çıkışı ve yarattığı dalga, Başbakan Erdoğan'a benzetiliyor. Obama da ABD'nin "öteki"si konumunda ve bu özelliği nedeniyle "çevre"nin oylarını da harekete geçireceği söyleniyor. Türkler ağırlıkla Obama'yı destekliyor. Ama Türkiye ile ilgili sorunlar nedeniyle de tereddüt yaşıyorlar. Özellikle de Ermeni soykırımı ve Kıbrıs meselesinde Obama'nın tavrı çok tartışılıyor.
Ama Obamacı Türkler, onun henüz Türkiye'nin stratejik önemini bilmediğini, öğrendiğinde Türkiye'ye karşı tavrını değiştireceğine inanıyor. Onu desteklemelerinin asıl nedeni ise kaçak göçmenlere yeni statü getireceği beklentisi ve ABD'yi ekonomik krizden çıkartacağı umudu.
New York'ta seçim havası yok ama beklentiler bu yönde.

AK Parti İstanbul taraflı mı?

AK Parti İstanbul İlçe kongreleriyle ilgili yazımız üzerine İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu aradı. Babuşcu, kongrelerde taraf olmadığını belirterek şöyle dedi:
"Pendik kongresinde kürsüye çıkıp 'Bülent Kula'yı destekliyorum' demedim. 4 aday söz konusuydu. Biz sadece tek adaya indirilmesi için uğraştık. Ama son anda bir arkadaşımız ayrı liste çıkardı ve seçimi kazandı. Kimseyi işaret etmedik."
İl başkanı Babuşcu'nun cevap hakkına saygılıyız ama ona en iyi cevabı yine bir AK Partili veriyor. O cevapta aslında parti içi demokrasinin nasıl olması ve nasıl algılanması gerektiği gerçeği de saklı:
"Yarışan listelerden birinde bulunmam hasebiyle birkaç hususun altını çizmek isterim. Birincisi evet Bülent Kula İl Teşkilatımızın işaret ettiği başkan adayımızdı ama karşısına çıkan mensubu olduğum liste muhalif liste değildi.
Turgay Kılıç'ın listesi Pendik teşkilatının İl Başkanlığı'na rağmen ama kesinlikle İl Teşkilatı'na karşı çıkarmadığı bir listeydi. Kaldı ki her şeye rağmen partimizde kimse kimseye muhalif değil. Elbette evvelki kongrelerde yaşanan tek seslilik, belki de insanların AK Parti ile parti içi demokrasiyi birlikte düşünmelerinde zorluk çıkarabilir ama geçirdiğimiz Pendik seçimi tam anlamıyla parti içi demokrasi idi, partimizde yıllardır iktidarda olmanın ataletini yıkan bir sinerjiye sebep olmuştur. Bu sinerji Pendik'ten sonra yapılan Maltepe kongresinde de kendini hissettirmiş, yarışan iki liste güle oynaya seçime girmiş, güle oynaya seçimden çıkmıştı."

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi