Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Bindiği dalı kesmek!

Bindiği dalı kesmek!

Başbakan Binali Yıldırım’ın 34’ncü İl Müftüleri Toplantısı’nda yaptığı konuşmayı sosyal medyadan okurken, “Bindiği dalı kesmek denilen şey bu değilse nedir?” diye sormak ihtiyacını hissettik.

Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında il müftülerine güzel güzel nasihat ettikten sonra bakın lafının sonu nereye gidiyor. Önce il müftülerine denilenlere bir kulak verelim:

“Müftülerimiz, imamlarımız, vaizlerimiz son din İslam’ın temsilcileridir. Bütün insanlık İslam’ın ebedi hakikatine muhtaçtır. İslam’ı gölgelemek isteyenler kula kul olmamızı isteyenlerdir. Kula kulluk isteyen düzenlerin hepsi batıldır. Bize düşen İslam’ın hakikatine sadakat üzerine yürümektir. Mutlaka hayatın nabzını tutmalı, olana bitene müdahil olacak kadar haberdar olmalıyız. İmamlarımız, vaizlerimiz hayatın içinde olmalıdır. Cemaatini tanımayan bir imam görevini hakkıyla yapmış sayılmaz. Sorumluluğumuz tüm insanlığa karşıdır. Doğru İslam’ı öğretmek üstümüze önemli bir vazifedir. Tarikatların işi irşat etmektir. Tarikatların işi ticaret değildir, siyaset değildir.”

Bu nasihatlerin hangi birine itiraz edilebilir? Elbette hiç birine itiraz edilemez.

Ama bir de şu sözlere kulak verelim:

“Tarikatların görevi vatandaşın dini duygularını istismar ederek kendi karanlık menfaatleri uğruna vatandaşları ifsat etmek değildir. Bunun bedelini bu ülke 15 Temmuz da ödedi.”

Evet, bu sözler iktidar partisi açısından “bindiği dalı kesmek” değilse nedir? Öncelikle tüm tarikatları 15 Temmuz’a yol açan FETÖ ile bir tutmanın doğru olmadığını ifade etmeliyiz.

Bugüne kadar birçok hayırlı hizmete öncülük eden tarikatların böyle suçlanmasını doğru bulmayız.

Bu sözler üzerine ister misiniz İskender Paşa, İsmail Ağa, Menzil, Aziz Mahmud Hüdai ve Altınoluk gibi cemaatler kapılarını iktidar partisine kapatıversinler!

Pek çok hayırlı hizmetleriyle tanıdığımız yukarıda isimlerini zikrettiğimiz ve de isimlerini saymayı ihmal ettiğimiz cemaatlerin 15 Temmuz’a yol açan FETÖ ile bir tutulmasına gölümüz asla elvermez.

Bu sözleri de “güncellenmeli” talebi gibi maksadını aşan sözler olarak görüyoruz. Çünkü biz tarikatları vatandaşların dini duygularını istismar eden ve karanlık menfaatleri uğruna vatandaşları ifsat eden kuruluşlar olarak görmüyoruz.

Bu sözlerin mutlaka tashihi gerek diyoruz. Tarikatların yanlışları olabilir ama kanaatimizce hiçbirine karanlık menfaat sahibi tanımlaması ile hitap edilemez. Aralarından bir iki yanlış yapan çıktı diye hepsi nasıl karalanabilir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi