Herkes geç kaldı
O akşam dernekteydim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçimin tarihini açıkladığı akşam.
Hangi dernek?
Benim şu alemde organik bağım olan tek dernek var. Bizim yaylanın, Aktaş Yaylası’nın derneği.
Dernek, aşağı yukarı bir kahvehane.
Temiz bir yer. Ara sıra uğrayıp hemşerilerimle vakit geçirmeyi vazife telakki ediyorum.
Şunu söyleyeyim. Bizim derneğin -tek tük istisna çıksa bile- alayı Tayyipçidir.
Bana soruyorlar ama, sordukları soruların cevaplarını benden önce veriyorlar.
Çünkü, bizim köylülerde, yanlarında ben olduğum zaman bir konuşma isteği depreşiyor.
“Herhalde Tayyip Bahçeli’ye sen açıkla dedi” diyor Azem Abi’nin küçük oğlu.
Küçük oğlu dediğim 40’ı geçmiştir.
Hasan Dayım da tasdikliyor onu. “Tayyip’in haberi olmaz olur mu” diyor.
Duraluşağı’ndan bir arkadaş, “Taayip kazanır” diyor, “Kılıçdaroğlu’na kim rey verecek?”
Hasan Dayım diyor ki, “Öyle deme, adamı körü körüne tutanlar var.”
***
Burada benim dikkatimi çeken, siyasetle çok uzaktan takip etmekten başka ilgisi olmayan, bütün kulislerin uzağındaki köylülerin, seçim tarihinin açıklanması konusunda Erdoğan’la Bahçeli arasında bir rol paylaşımı olduğundan şüphe etmemesi.
Demek ki, aksi doğru olsa bile, hadisenin seyri ‘danışıklı’ izlenimi veriyor.
Danışıklı da olsa, danışıksız da olsa seçim başladı.
Şimdi muhalefet partilerinin önünde, muhtemel Cumhurbaşkanı adaylarının önünde, uğraşmaları gereken bir sürü prosedür, tamamlamaları gereken bir sürü formalite var.
Bizim muhalefet, 2019’daki seçimlere bile hazır değildi.
Daha, mevcut sistemle ilgili tartışmalarını henüz tamamlamamışlardı.
Konuşacak çok mevzuları vardı.
Armudun sapı, üzümün çöpü.
Aday mı? Kervan yolda düzülür, buluruz bir aday.
Hadi bakalım, şimdi herkesin iki ayağı bir pabuçta.
Herkes geç kaldı.
AK Parti ve MHP hariç.
Danışıklı veya danışıksız... Ne değişir?
Devlet Bey topu havalandırdı, Cumhurbaşkanı Erdoğan golü attı.
Dakika 90.
İnkıtalardayız.
Çıkar mı bu gol?
***
Zihnen en hazırı Meral Akşener. Fakat onun da seçime katılma yeterliliği konusunda pürüzler çıktı.
Demokrasilerde çare tükenmezmiş, bulurlar bir çare...
Oysa Ak Parti ile MHP’nin her şeyi belli.
Oy pusulaları bile belli. Aylar önce çalışıp hazırladılar.
AK Parti’nin kongreleri, bitti bitiyor. Teşkilatlar yeniden kuruldu.
Mahir Ünal, “Müziklerimiz bile hazır” diyor.
MHP’nin çok şey yapmasına gerek yok zaten. Ak Parti’ye ayak uydursun yeter.
Ya CHP?
Haziran güzel aymış. Tabiat çiçeğe dururmuş. İyilerin kazandığı, kötülerin kaybettiği aymış, falan. Öyle diyor Kılıçdaroğlu.
Başka bir şey yok.
Çalışacaklar. Aday bulacaklar.
İttifak?
Artık yetişmez. Yetişse bile, ne pazarlığa vakit var, ne kaynaşmaya.
Olursa, alelacele, yarı pişmiş, yarı çiğ...
Dediklerine göre, ittifak vazifesini halk, kendisi sandıkta yapacakmış.
Olur, vatandaşın işi gücü senin arkanı toplamak.
Olanı biteni özetleyecek olursak, ‘Cumhur İttifakı’ siyaseten mantıklı bir hamle yaptı ve seçim yarışında fark edilir bir biçimde öne geçti.
Muhalefet yavaş yavaş arkadan gelecek.
Yavaş yavaş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.