İktidarın icraatlarını kayıtsız şartsız savunanlar ile aramızda önemli farklılıklar bulunuyor.

Onlar iktidar ne yaparsa yapsın üzerinde hiç kafa yormaksızın doğru kabul ediyorlar ve yapılanlara karşı çıkılmasını vatana ihanetle eşdeğer tutuyorlar.

Biz ise iktidarın yaptığı yanlışların ortaya konulmasını ve bu yanlışlar konusunda yöneticilerin uyarılmasından yanayız. Tek doğrunun sadece iktidarın yaptıklarının olmadığının bilinci ve şuuru içindeyiz. İktidarın icraatlarını kayıtsız şartsız savunanların gözlerini hırs öylesine bürümüş ki; dün kardeş gibi gördükleri isimleri bugün resmen düşman olarak ilan ediyorlar. Oysa bugün suçlanan isim dün de aynı durumdaydı.

İşlerine geldiği zaman baş tacı edip işlerine gelmediği zaman yerin dibine batırarak doğru siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Ve bu halleri eleştirilince hiç hoşlanmıyorlar. Daha açık yazalım.

Abdullah Gül ismi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçmeye başladığı andan itibaren O’na demediklerini bırakmaz oldular. Türkiye düşmanlığı yapanlarla aynı kare içinde görünmesinden tutun da vatan hainleri ile işbirliğine kadar bir sürü iddianın sahibi haline geldiler.

Oysa aynı ismi kardeş ilan ederek baş tacı edenler de bizzat kendileriydi.

Geçmiş yıllarda kendisini Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan eden ve destekleyenlerin bugün içine düştüğü çelişkili durum gerçekten ibret alınması gerek bir durum! Mesele Gül’ü sevmek ya da sevmemek değil. Önemli olan ilkeli davranabilmektir. Bize göre farklı düşüncelere ve görüşlere saygı duyulması gerekir.

Bizim gibi düşünmüyor diye herkesi düşman safına katmak akıllı insanların yapacağı bir şey olamaz.

Netice itibarıyla biz böyle düşünüyoruz O öyle düşünüyor denilip saygı duyulması gerekir diye inanıyoruz.

Gül aynı Gül olduğuna göre dün O’nu baş tacı edenler bugün hangi nedenle kendisini yerden yere vurduklarını izah edecekler?

“Madem bu kadar kötüydü dün niye öyle göklere çıkardınız?” sorusuna verebilecekleri bir cevap var mı?

Yoksa iktidarın icraatlarını kayıtsız şartsız savunanlar yine aldatıldık, kandırıldık mazeretinin arkasına mı saklanacaklar? Kimin bu kadar kandırılma ve aldatılma hakkı olabilir ki!