AKP’li dostlarımız 24 Haziran seçimleri konusunda oldukça karamsar görünüyorlar!

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçileceğine kesin gözüyle bakıyorlar ama AKP’nin parlamentoda çoğunluk sağlayabileceğinden emin değiller.

Özellikle de MHP ile Cumhur İttifakı kapsamında birlikte hareket edilmesinin parti tabanında hoş karşılanmadığını düşünüyorlar.

Açık konuşmak gerekirse AKP’li dostlarımızı ilk defa bu kadar karamsar görüyoruz.

Karamsar olanlar sadece tabandaki AKP’li dostlarımız değil!

Partinin başında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Haziran seçimleri konusunda karamsar olmadığı söylenebilir mi?

Karamsar olmasa “Erdoğan’a oy vereceğim ama AKP’ye oy vermeyeceğim” diyenleri münafık olarak ilan eder miydi?

İktidar partisi yandaşları çok iyi biliyorlar ki bu seçimleri öncekilerde olduğu banko kazanmaları söz konusu değil.

Özellikle parti içi ihtilaflar ve çekişmeler parti tabanını yeni arayışlar içine itmiş durumda.

MHP ile yapılan ittifakta da ittifakın itici gücünün MHP olduğunun görülmesi iktidar partisi seçmeninin kafasını bir hayli karıştırmış durumda.

Kendi partilerini MHP’nin peşine takılmış olarak gören iktidar partisi seçmenlerinin gönlünün büyük ölçüde MHP’ye doğru kaydığı da inkârı pek mümkün olmayan bir gerçek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bazı partililer hakkında kullanılan “metal yorgunu” tanımı sanırız bütün AKP’liler için geçerli bir tanım!

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere yorgun olmayan bir AKP’li görmek ve göstermek kolay mı?

Onlardaki bu yorgunluk zaten katılmış oldukları televizyon programlarında gayet açık bir biçimde görünüyor.

24 Haziran seçimlerinde Erdoğan kazanır ve AKP kaybedecek olursa suçu hiç başka partilere özellikle de Saadet Partisi’ne yıkmaya çalışmasınlar. Çünkü suç tamamen kendilerinde!

Demek ki parti içi anlaşmazlıklar ve çekişmeler parti tabanını bıktırıp usandırmış ve insanlar yeni arayışlar içine girmişlerdir.

Ama üzülerek müşahede ediyoruz ki kimi AKP kurmayları daha şimdiden Saadet Partisi’ni suçlu ilan edip, “Biz varken seçimlerde ne işiniz var?” havasına girmiş durumdalar.

Saadet Partisi’nin seçimlere girmesi ile oyların bölünmesinden ve seçimleri kaybetmekten duydukları endişeleri(!) dile getiriyorlar.

Yani “biz birbirimize düştük, vatandaşın güvenin kaybettik” deme cesaretini bir türlü gösteremiyorlar.