Sorunumuz çok büyük.

Sorunları söyleyemiyoruz; sorun tespiti yapamıyoruz.  Sorunları tespit edemeyince çözüm de üretemiyoruz.

Hatırlayın...

Sn Mehmet Şimşek aylar önce “Şimdiki iyi duruma bakıp aldanmayın, önümüzde sıkıntılı dönemler olabilir” uyarısında bulundu da ne oldu... Sn Cumhurbaşkanı kamuoyu önünde “Farklı düşünen arkadaşlar” dedi ama kamuoyu arkasında ne olduğunu bilmiyoruz.

Ülkemizde sorun söylemek çok sorunlu hale geldi.

Hükümet emeklilere bayram ikramiyesi başta olmak üzere seçim paketi açıkladığı 03 Mayıs günü;

“Dolar 4,20

Kısa vadeli tahvil faizi %15,0 

Çifte açık (cari açık ve bütçe açığı) riski finansa göstergelere yansıyor” demiştim.

Bu açıklamam üzerine bir dostum; “Ana muhalefet gibi davranma” demişti. Sahi çifte açığın kriz riski oluşturacağı uyarısı nasıl ana muhalefet gibi oluyor. Olmuyor, çünkü maalesef ana muhalefet halen iktidarın ekonomi konusunda en büyük destekçisi. Muhalefet çok daha fazla çalışmış olsaydı bu kadar yanlış kim nasıl yapabilirdi?

Dün Mehmet Şimşek Amerikan Fox TV’ye açıklamalarda bulunmuş. Gelin bu açıklamaların ne anlama geldiğini beraber çözelim:

M. Şimşek: “Kısa vadede büyüme ağırlıklı olarak tüketimden geliyor. Türkiye her zaman iç talep eksenli büyümüştür. Tüketim kısmen cari açığa yansıyor”

Açıklama: Türkiye eskiden hızlı büyüme dönemlerini çok düşük cari açıkla sağlayabiliyordu.  Mesela 1986-87 yıllarında %7,0 ve %9,5 büyüme oranlarını sadece -1.465 ve -806 milyon dolar cari açıkla gerçekleştirmiş. Hatta 1995-96-97 yıllarında %7,2; %7,0 ve %7,5 büyüme oranları da  -2.339; -2.437 ve -2.638 milyon dolar cari açıkla sağlanmış.

M. Şimşek: “Türkiye’nin inşaatla büyüdüğü eleştirisi haksız. Avrupa’da deprem ve altyapı sorunu daha az. O nedenle bize inşaat gerekli”

Açıklama: Türkiye’de inşaat ve betona yatırım oranı suni şekilde destekleniyor ve bu nedenle artan inşaat yatırımlarına rağmen ev sahiplik oranı yükselmiyor. Hala kiracı oranı yükseliyor. Kısacası AK Parti öncesi faiz rantı vardı; sonrası beton rantı oldu.

M. Şimşek: “Esas olan sürdürülebilir yüksek büyümedir. Yılın ikinci yarısında daha makul, daha sürdürülebilir bir büyüme politikası öngörüyoruz.”

Açıklama: Türkiye şu anda sürdürülemez bir büyüme politikası izliyor. Yani 7,4 büyüme aslında yeni bir sorun yumağı.

M. Şimşek: “Bir süredir para politikasının duruşuna ilişkin ciddi tartışmalar vardı, bu da ister istemez  piyasaya oynaklık olarak, gerek döviz kurunda gerekse diğer alanlarda olumsuz yansıyordu.”

Açıklama: Aslında bu cümle her şeyi açıklıyor. Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan aşırı dalgalanma nerede ise tamamen bizim eserimiz. Gerekli dönemde Merkez Bankasının elini kolunu bağlayıp faiz artışına izin vermemek; enflasyonu düşürmek için düşük faiz gerektiği ısrarında direnmek, bizi daha yüksek kur ve daha yüksek bir faiz dengesine taşıdı. Kendi kendimize bir ekonomik kriz çıkardık. Hiç öyle “şer güçler” diyerek veya “yabancı saldırısı” diyerek kendi  hatalarımızı örtmeyelim. 

Evet, bu uyarıları ve açık mesajları biz verdiğimizde maalesef hoş görülmüyoruz. Oysa cari açık yanına eklenen bütçe açığı riski ile beraber bugün dolar 4,55 ve euro 5,38 lira. Faiz ise artık yüzde 19,0’da.

Eeee... Şimdi n’olacak!

ERDOĞAN’IN KÖPRÜSÜ PARALI OLAMAZ

Dün Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan bayramda köprülerin ve otoyolların ücretsiz olacağını açıkladı.

Ülkemizde her bayramda köprüler ve otobanlar ücretsiz olarak vatandaşın hizmetine sunuluyor.

Lakin şimdi bir şartla oluyor;

Rahmetli S. Demirel’in yaptırdığı 1. köprü bedava

Rahmetli T. Özal’ın yaptırdığı 2. köprü ve otobanlar bedava

ama

Sn Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptırdığı;

Avrasya Tüneli

Osman Gazi Köprüsü

Yavuz S. Selim Köprüsü

ve otobanları bayramlarda da paralı olmaya devam edecek.

Bence bu sorun bir an önce çözülmeli. Demirel ve Özal’ın zamanında yapılan köprü ve otobanlar Türk Halkına bedava olacak ama Sn Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan zamanında yaptırılan köprüler ve otobanlar bayramlarda bile paralı olamaya devam edecek. Olmaz böyle...