Yakmamış
Bendeniz manyak olduğum için çok ilgisiz, mala da davara da fayda ya da zarar getirmeyen konularla uğraşmaya bayılırım, beni dinlendirirler: Roma tarihi, Çek sineması, Japon şiiri falan...
Televizyonda gösterilen "Roma" dizisinin DVD takımını alıp bir solukta seyredince, Roma tutkum gene depreşti. Bunda Octavianus'un anası Atia'yı oynayan Polly Walker'ın iri gözlerinin ve görkemli kalçalarının da etkili olduğunu itiraf etmeliyim. (Meğer Romalı Perihan gibi bir de Romalı Atiye varmış!)... Bir ara ufaktan Latince öğrenmeye de kalkmıştım ama arkasını getirememiştim, gene de Atia'ya derdimi anlatacak kadar Latincem var sayılır... (Benden iki bin yıl önce yaşamış kadınlara asılmak güzel fikir. Bir ara da Kamelyalı Kadın'a âşık olmuştum.)
Bu diziden de, Romalı aristokratlar sevişirlerken yatağın başucunda bir kölenin yelpaze yaptığını (o zamanın kliması!), yatarak yemek yemeyi seven Romalılar'ın yemek sırasında gelen çişlerini de yerlerinden kalkmadan ettiklerini, parmaklarını şaklatarak hazırda bekleyen kölelerini çağırdıklarını ve onun getirdiği bir kaba işediklerini, bu kaba da "urinarium" denildiğini falan öğrendim, yani müthiş bilgiler edindim! Canım ara sıra Suetonius, Plinius, Tacitus gibi tarihçileri de karıştırırız tabii...
Geçen gün Caius Publius Cornelius Tacitus'a göz atıyordum... Hayır, ÖSYS sınavına girmek için değil tabii, Messalina'nın kaç kişiyle yattığını öğrenmek için. (Tacitus ustamız böyle şeylerin çetelesini tutmaya bayılır.)
Birdenbire şu ünlü Roma yangını konusuna geliverdim. "Annales" isimli eserinin on beşinci tomarının otuz sekizinci parşömeni...
Tacitus, Roma'yı Neron'un yaktırdığının yalnızca bir söylenti olduğunu, bu konuda elde hiçbir somut bilgi ya da kanıt bulunmadığını yazıyor. Kendi eğilimi de Neron'un suçsuz olduğu yönünde...
Yangın çıktığında Neron Roma'dan uzakta, yazlık sarayındaymış (Antium'da), konuklarına "lir" çalarak Aeneas destanından bölümler okumaktaymış, daha doğrusu, söylemekteymiş. O çağda, bilirsiniz, hani tıpkı Manas destanı falan gibi, İliada ve Odissea da ezberden, müzik eşliğinde okunurdu...
Neron yangına ve halkın düştüğü durumla o kadar üzülmüş ki, kendi bahçelerine bile evsiz kalanların barınmaları için barakalar kurdurmuş, Ostia'dan mobilyalar getirtmiş, buğday fiyatını da "üç sesterse" indirmiş...
Fakat Roma yangını sırasında Troya'nın yakılıp yıkılmasını anlatan bir bölüm okuduğu için, oradan heves edip bu şehri de Troya gibi yaktırmış olduğuna dair bir dedikodu yayılmış...
Tacitus'a inanırım, çünkü Neron'un Pythagoras adında (hayır, ünlü matematikçi değil, bu başka) bir erkekle evlendiğini, düpedüz nikâh kıydırdığını yazacak kadar acımasız ve fütursuzdur. Yakmadı diyorsa, yakmamıştır.
Tacitus'un eserini 3 Avro'ya almıştım, Paris sahaflarından.
Bugünkü kurdan 6 YTL'ye ulaşılabilecek basit gerçek gözümüzün önünde durup dururmuş da bize okulda maval okumuşlar...
Bir de sizlerden saklanan Türkiye gerçeklerini düşünün...
Bu yazının başlığını, son günlerin gündemine uyup "kargaları kovalayan küçük Mustafa" yapacaktım ama hadi neme lazım sabah sabah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.