Yeni dönemi Erdoğan’ın yeni söylemleri şekillendirecek
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim gecesinden bu yana yaptığı hemen her konuşmada “tevazu” konusuna vurgu yapıyor. Seçimlerden zaferle çıkmış bir liderin, başarıya rağmen içe dönük özeleştiri yapması, aslında AK Parti’nin bugüne kadar bütün seçimlerden başarıyla çıkmasının da önemli bir göstergesi.
Uzun süredir AK Parti konusunda gerek içeriden, gerekse dışarıdan yapılan eleştirilerde özellikle bir “başarı yorgunluğu”na vurgu yapılıyor. Evet bu parti 16 yıldır ülkeyi yönetiyor ve yaptığı hizmetlerin karşılığını da millet sandıkta takdir ediyor. Ancak bugüne kadar yüksek sesle telaffuz edilmese de, partinin millet nezdindeki algısında zaman zaman bir zaaf görüntüsü oluştuğu da muhakkak.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan sandıktan aldığı mesajla özellikle içe dönük cesur bir eleştirel adım atıyor ve partinin bütün katmanlarına açık yüreklilikle şu mesajı veriyor: “Bizi yücelten tevazumuz olmuştur. Eğer biz bu tevazuyu kaybettiysek işte bu açık net, puan kaybına da neden olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde eğer ciddi bir puan kaybı olmuşsa bunu kendi nefsimize soracağız. ‘Biz hatayı nerede yaptık? Yanlışımız nerede’ Çok iyi hizmetler yapmış olabilir, bu hizmetler gerektir. Ama yeterli değildir. Yeterli olan o gönüllere girmektir. Gönüllere girersek bu işi başarmış oluruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumartesi günkü AK Parti grubundaki konuşmasında yeniden “tevazu” vurgusu yaptıktan sonra seçim sonuçları konusunda çok daha dikkat çekici bir uyarıda bulunuyor: “Milletimizin sandıkta yaptığı hassas ayarı doğru değerlendirmemiz lazım.”
Denebilir ki “Seçim sonrası mesajlara fazla anlam yüklememek lazım, zira cumhurbaşkanı bu tür eleştirileri her zaman yapıyor.” Hayır, bu kez farklı... Hemen hatırlatalım, siyasi davranışların sosyolojik tabanda nasıl bir karşılık bulduğunu ve ne tür sonuçlar ürettiğini en iyi Tayyip Erdoğan bilir...
Çünkü Erdoğan sandık sonuçlarını sadece matematiksel olarak değil, sosyolojik olarak da analiz ediyor. Evet sandığın değişmez sonucuna göre Cumhur İttifakı başarılıdır. Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olarak seçtirmiştir ve parlamentoda da çoğunluğu sağlamıştır. Ama sonuçlara derinlikli olarak baktığımızda, Erdoğan’ın da belirttiği gibi AK Parti’nin geçen seçimlere göre oylarının önemli ölçüde azaldığı da bir gerçektir. Cumhurbaşkanının “milletin hassas terazisi”ne vurgu yapmasının en önemli sebebi ortaya çıkan bu zaaf görüntüsüdür.
Erdoğan’ın her vesileyle tekrar tekrar verdiği bu mesajların yeni dönemin şekillenmesinde belirleyici olacağı kanaatindeyim.
Hatırlayalım, Erdoğan seçim öncesinde yaptığı açıklamalarda “Yeni dönem daha fazla demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır. Yeni dönem daha fazla refah, daha fazla zenginlik, daha geniş özgürlük dönemi olacaktır” taahhüdünde bulunmuştu.
Cumhurbaşkanının seçim öncesi verdiği taahhütlerle bugün altını kalın çizgilerle çizdiği ‘tevazu’, ‘milletin hassas terazisi’ kavramlarını birlikte değerlendirdiğimizde yeni dönemin kapılarının yeni bir demokrasi iklimine açılacağı yönündeki umutların daha da güçlendiğini söylemek mümkün. Ve en önemlisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son grup toplantısında yaptığı konuşmada “Ehliyet ve liyakati öne çıkarmak suretiyle yeni döneme girmiş olacağız” sözleridir.
Gerçekten de Türkiye’nin şu anda en önemli meselesi ehliyet ve liyakattir. Eğer Erdoğan’ın bu söylemleri yeni dönemin ruhunu oluşturabilirse, hem yeni sistemin ayakları yere daha sağlam basacaktır, hem de Türkiye’nin demokrasi vizyonu zenginleşecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.