Adalet gecikmesin, yazarlar tahliye edilsin
Zaman gazetesi davasından tahliyeler devam ediyor. Ali Bulaç daha önce tahliye edilmişti. Ahmet Turan Alkan da tahliye edildi. Onlara geçmiş olsun derken, diğer yazarların tahliyesinin gecikmemesini temenni ediyoruz.
Bu konu ile ilgili menfur 15 Temmuz darbesinden kısa süre sonra yazdıklarımız da bu minval üzereydi. Bu vesileyle 02.08.2016 tarihli Vahdet gazetesinde çıkan yazımızı hatırlatma maksadıyla tekrar yayınlıyoruz.
D. Mehmet Doğan: Darbenin Sıcağında Örgütün Yeniçerilerinin Durumu...
*
Biz yine de, fikir emekçilerinin fiilen darbede rol almamışlarsa, mahkeme edilseler bile, tutuklanmalarının doğru olmadığını düşünüyoruz. Eğer suçları mahkemece sabit görülürse, cezalarını çekerler elbette..
Sıra onlara gelecekti, nitekim geldi... Darbeci örgütün gazetecileri ve yazarlarından söz ediyorum. İçlerinde bazıları var ki, yıllarca aynı zeminlerde bulunduk. Fikir yakınlığımız aynı zamanda bir mücadele zemininde bulunmamızı gerektiriyordu. İhtilaflı konular olsa da fikirleri ile, tavırları ile var olmalarını olağan karşıladık. Şimdi onlar tutuklanıyor ve gazetelerde tutuklama resimleri, televizyonda görüntüleri yayınlanıyor. Buna sevinmeli miyiz?
Darbeyi onlar mı planladı? Eğer darbenin planlanmasında, uygulanmasında payları varsa, elbette cezalarını çekeceklerdir.
Asıl soru şu: Bunlar cemaatten/örgütten yazarlar mıydı?
Görebildiğimiz kadarıyla camianın kaleminden istifade etmeyi uygun buldukları kişilerdi bunlar... Artık yaşları yetmiş civarında yazarlar... Örgütten önce vardılar, ünlüydüler; örgüt onları âmaline hizmet için devşirdi. Tabii bu statüye rağmen kendilerini örgüt içinde gören, onların emellerine fazlasıyla kendini kaptıranlar da vardı. Bunlar örgütçülerden fazla örgütçü yazılarıyla bir zamanki itibarlarına yazık ettiler. Onların aşırı tavrını örgüt yetiştirmesi yazarlar göstermiyordu, bunu dahi fark edemediler. Demek ki onlar böyle bir işle vazifelendirilmişlerdi. Bunlar camianın yeniçerileri, devşirmeleri konumunda idi.
Bu örgüt, haricî unsurları işine geldiği şekilde ve yere kadar kullanır, işi bittiğinde bir kenarda bırakır. Sanmam ki herhangi birisi gerçekten örgütün hiyerarşisinde yer alsın.
O süreç içinde bu eski dostlarımızla bir araya gelme zeminlerimiz ortadan kalktı. Onlar örgüte gömüldüler, hatalı hatasız her fiilini aklamaya çalıştılar. Kıvrak kalemleriyle, parlak zekâlarıyla, güçlü birikimleriyle hizmete devam ettiler. Buna rağmen örgütün yapılanması dikkate alınırsa, bunların hiç biri camianın önde gelen isimleri arasında değildi.
Şimdi onlar tutuklanıyor, buna sevinmeli miyiz?
Doğru bildiğimizi şimdi söylemek zorundayız: Bu tutuklamalar, bu sıcak günlerde olağan görünebilir. Bunların içinde gerçekten darbe girişiminde rolü olanlar varsa, onlarla ilgili gerekli işlemler yapılmalıdır elbette, yoksa cemaatin yayın organlarında yazdıkları için tutuklanmaları doğru bir yaklaşım değildir. İçlerinden birisi, camianın darbeci tavrını benimsemediğini açıkça beyan etti. Bir fikir adamının, bir ilim adamının hayatında doğru karar verdiği anlar olduğu gibi, yanlış karar verdiği dönemler de olabilir. Her yanlış cezayı gerektirmez. Onlar için en ağır ceza, yazacak mecralarının, konuşacak zeminlerinin tükenmesidir. Şu anda en ağır cezaya çarptırılmış durumdalar zaten.
Menfur bir darbe teşebbüsü sonrası soruyu yanlış sorduğum, konuyu yanlış vaz’ettiğim söylenebilir.
Doğrudur: Darbe –Allah göstermesin- muvaffak olsa idi… Tutuklanacak yazar ve gazeteci sayısı kim bilir şimdikinin kaç katı olacaktı? Bir kısmı ifna edilecek, belki yıllarca bir zamanların faal yazarlarının, gazetecilerinin ne âlemde olduğu sorulamayacaktı bile…
Bu satırların yazarının da, ilk ağızda kelepçelenip kodese gönderilenlerden olacağını tahmin etmek güç değil.
Biz yine de, fikir emekçilerinin fiilen darbede rol almamışlarsa, mahkeme edilseler bile, tutuklanmalarının doğru olmadığını düşünüyoruz. Eğer suçları mahkemece sabit görülürse, cezalarını çekerler elbette..
Vahdet, 02.08.2016
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.