Karanlıkta kalan tarihi gerçekler
Atatürk'ün rakıyı leblebiyle içtiği bilinir.
Ancak bunun "sarı" leblebi mi yoksa "beyaz" leblebi mi olduğu konusunda ulema arasında ihtilaf vardır.
Bu konu karanlıkta kalmış, bir türlü aydınlığa kavuşturulamamıştır.
Çankaya sofrasında bulunmuş olanlardan birine sormak da hiçbir tarihçinin aklına gelmemişti...
Haa, bir de "Atatürk içki içmezdi" diyen tarihçiler vardır ki, buna da "resmi tarih" diyoruz.
Bunlar ağır bastıkları için yıllarca 10 Kasım günleri içki içmek yasaklanmıştı. (O günün aslında "10 Teşrinisani" olduğunu biliyor muydunuz? 1945 yılında değiştirildi, "kasım" yapıldı.
Cumhuriyet yönetimi, ayların isimlerini Türkçeleştirmek için niçin yirmi iki yıl beklemişti?) Yoksa içki yasağı Türk gençliğine "içki içmeyin, siroz olursunuz" mesajını vermek amacını mı taşıyordu?
Peki ama aynı gün sinemalar ve tiyatrolar da kapalıydı...
Gülmek de yasaktı. Güldüğüm için ilkokulda ceza almıştım!
***
Dün bu köşede yeni yayınlanmış bir Atatürk kitabını tanıttık.
Kitapta büyük önder hakkında çok çarpıcı açıklamalar var. Ne yapıyor? Işık tutuyor.
Örneğin, Atatürk'ün sucuk, pastırma, soğan ve sarmısak sevmediğini öğrendik ve bu bilgiden çok yararlandık.
Kefal ızgara ve çipura sevdiğini, peynirli ve tavuklu böreği, sulu irmik helvasını sofrasından eksik etmediğini de öğrendik. (Eee, leblebi ne oldu?) Az pişmiş sulu omlet de severmiş.
Sade mi peynirli mi?
Patates ve mantar da koyarlar mıymış, belli değil.
Niçin yazmıyorsunuz?
Ayrıca kuru fasulyapilav yiyip yemediği, üstüne üzüm-kayısı ya da erik hoşafı içip içmediği karanlıkta kaldı.
Eyyy tarihçiler... Niçin buna bir açıklama getirmiyorsunuz?
Herşeyi tarihçilere bırakıyorlar, ondan sonra da böyle oluyor işte...
Gene aynı kitapta, Atatürk'ün "İtalyan soslu makarna" sevdiği de yazılı.
Peki ama hangi İtalyan sos?
Domatesli mi kıymalı mı?
"Napoletana" mı "Bolognese" mi?
İtalyanlar gibi üstüne peynir de koyuyorlar mıydı?
"Parmesan" mı yoksa kafadan Trakya kaşarı mı? Eski kaşar mı taze kaşar mı?
Makarnayı kaç dakika kaynatıyorlardı, yedi dakika mı yoksa Türk ev kadınları gibi yarım saat mı?
"Al dente" mi yapıyorlardı yoksa Osmanlı işi mi?
Hangi çeşit makarna tercih ederdi, "spagetti" mi, "penne" mi, burgu mu, kelebek mi, fiyonk mu?
Bunları bilmek hakkımızdır.
Umarız bundan sonra yazılacak ve yayınlanacak yeni yeni Atatürk kitaplarında bu konular açıklığa kavuşturulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.