Murat Paşa ile Mustafa Paşa arasında Üsküp
1884 yılı aralık ayının ikisinde, salı sabahı Üsküb’e nâdir görülen bir kar yağmıştır...Bu nadir görülen aşırı kar yağışı şehrin hayatını ciddi şekilde etkiler. Aynı gün sabaha karşı nâdir görülür bir şair de doğmuştur şehirde. Bu küçük çocuğun doğumundan o sabah Üsküp’te çok az kişinin haberi olmuştur...
Bundan 134 sene önce Üsküb’ün İshakiye mahallesinde büyük annesi Âdile hanımın konağında doğar Ahmed Âgah, yani Yahya Kemal…
Bizim kültürümüzde yağış kar olsun, yağmur olsun, rahmettir. Kar, yağmura göre toprağa daha fazla nüfuz eder; derinlere işler. Nadir yağan karın, bolluğundan ötürü toprağa daha fazla nüfuz ettiğini, iyice derinlere işlediğini düşünebiliriz.
***
Üsküp’te doğan şairin tesiri, nüfuz kudreti önce hissedilmese de, sonradan gittikçe büyümüş, vefatının üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar gelmiştir. Büyük şairler yalnız içinde doğdukları topluma değil, bütün insanlığa ilahî bir bağıştır, rahmettir…
Yahya Kemal’in vefatının 60.yılı dolayısıyla aziz şairin hatırasına Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği’nin düzenlediği Türkçe şiir şöleni vesilesiye Üsküp’teyiz. Azerbaycan’dan, Kerkük’ten Türkiye’den ve Balkan şehirlerinden şairler bu vesile ile bir araya geliyor. Nedense “Balkan ülkelerinden” demek gelmedi içimden. Bütün Balkanlar bir ülke olabilir ancak! En kabadayısı 7 milyonluk devletler (Sırbistan, Bulgaristan)! Makedonya’nın nüfusu ise bir buçuk milyon kadar.
Üsküp’ün tarihî merkezinde, Çarşı’da bir otelde konaklıyoruz. Tam Murat Paşa camiinin karşısında, arada dar bir sokak var sadece. Pencereden bakınca Murat Paşa’dan Mustafa Paşa camiine doğru bir eğim içinde sadece kubbeler ve minareler görünüyor. Çifte Hamam, Bedesten, Sulu Han, Belki Kurşunlu han…Ancak büyük bir şehre yakışacak büyüklükte ve mimari nitelikte yapılar.
Murat Paşa camii 17.yüzyılın sonuna tarihleniyor; Murat Paşa kim, meçhul… Zirvede Mustafa Paşa camii…Murat Paşa’dan iki asır önceye tarihlenen bu camiin banisi belli, II. Bayezid ve Yavuz Selim’in veziriâzamlarından. Mustafa Paşa caminin yanındaki türbede yatıyor. Türbenin önünde de kızı Ümmî Hatun’un kabri var. Üsküp’te neredeyse bütün şehirlerimize eli uzanan Mimar Sinan’ın eseri yok. Fakat Mustafa Paşa camii Sinan öncesi Sinan klasiğinin örneği büyük tek kubbeli etkileyici bir yapı.
İşte Üsküp’te ve buradayız, burası neresi? Burası büyük şairimizin doğduğu İshakiye mahallesinin yakını…
Üsküp, Yahya Kemal’e hayat verdi, şahsiyet kazandırdı. Hatıralarında çocukluğunun Üsküb’ü önemli yer tutar. Şimdi de Yahya Kemal Üsküb’e hayat veriyor desek, belki biraz mübalağa etmiş oluruz. Onun hatırası Üsküb’ü bizim için ayrıca değerli kılıyor. Şairin doğduğu ev yıkılmış, çocukluğunu geçirdiği ev tam yıkılacakken fark edilmiş. 2008’de bu evin Yahya Kemal müzesi yapılması konusunda Üsküb’ün Çayır belediyesi ilgilileri ile konuşmuştuk. Fakat nedense olmadı, Belediye evi UÇK müzesi yapmış. UÇK bir ara Türkiye’de de çok bilinirdi, Arnavutların Kosova Kurtuluş Ordusu. 1990’ların sonunda Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılması için mücadele etti. Kosova bağımsız oldu, UÇK da artık tarihî bir hatıra. Müze bakımsız, bahçesi çöp içinde, pek giden gelen de yok galiba. Kırık camlarından anlaşılıyor ilgisizliğin derecesi. Biz de birinci katta “Osmanlıya isyan etmiş Arnavut vilayetleri” haritasını görünce üst kata çıkmaya gerek görmedik.
***
Bu ev hâlâ Yahya Kemal müzesi yapılabilir. Şairin vefatının 50. Yıldönümünde, yani 2008’de şairin annesinin mezarını araştırmış ve İsa Bey camii haziresinde bulamamıştık. Buralarda vahabi sapkınları kabirleri, türbeleri ve hatta tarihi camileri tahrib etmek için vazifelendirilmişler âdeta. Osmanlı Müslüman izi silinsin ki kimliksiz bir şehir olsun, kolayca yutulsun Üsküp!
Bu defa camiin bahçesine Yahya Kemal’in annesi Nakiye hanımın hatırasına bir kitabe dikilmiş.
Üsküp fatihi olarak bilinen Paşa Yiğit’in camii ve türbesi Bursa Belediyesi tarafından ihya edilmiş. Üsküp’te TİKA birkaç önemli restorasyon faaliyeti sürdürüyor. Bunlardan biri Balkanların iki selatin camiinden biri olan Sultan Murat camii. Camiin karşısındaki saat kulesi de onarımda. Bir diğer onarılan camii de İshakiye camii. Bu arada Üsküp’te “Gazi Baba” diye nam salan en büyük tezkire yazarımız Âşık Paşa’nın türbesi de ihya edilmiş. Şehrin biraz uzağında olduğu için vahabilerin tasallutuna maruz kalıyormuş…
..............................................................................
Özür: Salı günü yayınlanan yazımızı, metin bittikten sonra daha önce müsveddede yer alan bir cümle ile Kaybolan Şehir şiirini silmeden göndermişiz ve metin o şekilde yayınlanmış. Okuyucularımızdan bu dikkatsizliğimizden ötürü özür dileriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.