Kaçırılmayacak kitaplar: Ötüken’in fikriyatı, Doğu-Batı külliyatı
Sivas ve Kırşehir kitap fuarlarından edindiğim güzel kitaplar var.
Bu kitaplardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum bugünkü yazımda.
ÖTÜKEN’İN FİKRİYATI
Önce Ötüken Yayınları’nın kitaplarıyla başlayalım kitapları kokla(t)maya!
Ötüken, milliyetçi fikriyatın en önemli, en nitelikli yayınevi -hiç tartışmasız. Ülkemizin fikir hayatını, kendi kulvarında zenginleştirmeye ön açıcı katkılarda bulunuyor.
Burada sizlerle paylaşacağım kitaplar, milliyetçi fikriyatın kurucu ve çaplı yazarlarının ana-metinleri.
Yusuf Akçura’nın hacmi küçük ama etkisi çok büyük risalesi “Üç Tarz-ı Siyaset”, bu ülkenin kaderiyle, geleceğiyle ilgilenen her insan evlâdının mutlaka okuması gereken önemli bir eser. Garpçılık, Türkçülük ve İslâmcılık akımları, yakın tarihimizin hafızası, geleceğimizin de kilometre taşları. Bu risalenin liseden itibaren bütün genç kuşaklara okutulması, çocuklarımızın fikrî donanım ve gelişimleri açısından önemli.
Akçura’nın “Şark Meselesine Dair ve Eski Şûra’-yı Ümmet’te Çıkan Makalelerimden” başlıklı kitabı, Batılıların bizim üzerimizdeki hesaplarını tarihî bir perspektife oturtarak inceleyen güzel bir eser.
“Muâsır Avrupa’da Siyasî ve İctimâî Fikirler ve Fikrî Cereyanlar” başlıklı kitabında, Akçura, milliyet, hürriyet, müsâvât ve sosyalizm kavramlarını ve bu kavramlar çerçevesinde zuhûr eden akımları mercek altına alıyor. Kolay kolay eskimeyecek bir kitap.
Sırada Türkçülük akımının kurucu-babası Ziya Gökalp’in kitapları var.
“Türkçülüğün Esasları”, Türkçülük akımının kurucu-metni Gökalp’in. Okumadıysanız, mutlaka okuyun.
“Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak” başlıklı küçük risalesi ile “Türk Medeniyeti Tarihi” kapsamlı kitabı, Gökalp’in kafasının ne kadar karışık bir fikir adamı olduğunu görmenizi sağlayacak kitaplar.
Fıkıh üzerinden yerli bir sosyoloji kurma kaygısı güdecek kadar dertli bir adam Gökalp. Ama aynı zamanda da fikirlerinin özellikle Durkheim’cı gelenekten ne kadar derin izler taşıdığını, yani -dönemin neredeyse bütün akımlarının belli başlı fikir adamları gibi- entelektüel bakımdan bir tür “gönüllü acentalık” yaptığını görmenizi sağlayacak kitaplar bunlar.
Ötüken’den Peyami Safa’nın bütün denemelerini alıp okuyun, derim. Peyami Safa, Türkçe ustası, fikir çilesi çeken bir düşünür aynı zamanda. Aslına bakılacak olursa, pek çok bakımdan Akçura’dan da, Gökalp’ten de çaplı, derinlikli ve özgün fikirlere sahip biri Peyami Safa.
Bu ülkenin her çocuğu, Peyami Safa külliyatını -sadece nefis denemelerini değil öncü romanlarını da- okumalı.
Peyami Safa, çağdaş Türkçe’nin Yunus’u zira.
Sahi, Millî Eğitim Bakanlığı, ne işe yarıyor bu ülkede, diye sormadan edemiyorum, burada.
DOĞU-BATI FİKRİYATI
Taşkın Takış, adıyla müsemma bir arkadaşımız. Kafasına taktığı şeyi yapıyor, kendini aşıyor, taşıyor... Güzel yapıyor, üstelik de.
Yıllar önce Doğu-Batı dergisini çıkardı, umutsuzca... Ama yılmadı, direndi ve dergi tuttu sonunda. Doğu-Batı, sığlığa prim vermeden niteliğin, çapın, kalibrenin mücadelesini veriyor: Ülkenin farklı entelektüel kesimlerinin yetenekli isimlerini bir araya getiriyor ve fikir hayatımıza -değeri, daha sonra daha iyi anlaşılacak- önemli katkılarda bulunuyor.
Sevgili Taşkın kardeşim, sadece dergi çıkarmıyor; aynı zamanda aynı adla külliyatını adım adım oluşturan bir yayıneviyle de ülkemizin fikir hayatına hizmet ediyor.
Doğu-Batı Yayınları, Hilmi Ziya Ülken külliyatını basacakmış. (Son olarak İş Bankası yayımlıyordu. Ve güzel de yayımlıyordu. Özenle).
Doğu-Batı’nın sizlerle paylaşacağım ilk kitabı, cins düşünür Spinoza’ya ait. “Politik İnceleme” başlığını taşıyan metni Türkçeye sevgili Murat Erşen kazandırmış.
Murat Erşen deyince bir mim koymamız gerekiyor. Siyaset felsefesinin, klasik ve çağdaş belli başlı kurucu metinlerini art arda, özenli çevirilerle yayımlıyor...
Sanırım İmge’den basıldı çoğu -ama görmedim henüz!
Doğu-Batı’nın ikinci kitabı, Jacqueline Russ’un “Avrupa Düşüncesinin Serüveni” başlıklı kitap. Özcan Doğan, kitabı o kadar güzel çevirmiş ki, Türkçe yazılmış bir metin okuduğunuzu zannedebilirsiniz. “Koyutlamak” gibi ne anlama geldiği hiç anlaşılmayan uydurma bir kaç kelimeye takıldım sadece.
Tek bir ciltte, Batı düşünce tarihini bütün yönleriyle, zihin açıcı bir dille anlatan güzel bir kitap bu.
Jacques le Goff’un “Ortaçağ Batı Uygarlığı” kitabı, nefis bir kitap. Bir numaralı ortaçağ tarihçisi Le Goff. Her kitabı, ufuk açıcı Le Goff’un.
Bu arada yeri gelmişken Umberto Eco’nun Alfa’dan çıkan 4 ciltlik çığır açıcı “Ortaçağ” derlemesini mutlaka edinin, derim.
Son olarak Nigel Tubbs’ın “Batı Felsefesi Tarihi” başlıklı kitap, yıllar sonra okuduğum en güzel kitaplardan biri.
Kitabın başlığına bakmayın: Batı felsefesinin, daha doğrusu Batı Felsefesi Tarihi’nin felsefesini yapıyor Tubbs. Zor bir kitap ama kanatlandırıcı bir metin pek çok bakımdan. Bu kitapla ilgili ayrıca yazmak isterim -fırsat bulursam tabiî!
Sadece şu kadarını söylemekle yetineyim: İslâm Felsefesi’nin felsefesini yaptığı bölümde Gazâlî’yle ilgili yazdıkları Gazâlî’nin İslâm düşüncesini bitirdiğini düşünen sığ tipler için şok etkisi yapacak cinsten.
Kant’ın damarlarında Gazâlî dolaşır, derim hep. Nigel Tubbs, sadece bu görüşümü desteklemekle kalmıyor, Derrida’da ve Deleuze’de de Gazâlî izleri buluyor!
Kitabın çevirmeni, Doğan Barış Kılınç’ı, her satırında hissettiğim çabası, özeni ve emeğinden ötürü kutluyorum. Onun da, felsefe dilini yoksullaştıran, felçleştiren uyduruk, köksüz sadece zihnî yıkımla sonuçlanan Aziz Yardımlı diline prim vermemesini diliyorum.
Ve Taşkın Takış kardeşime bu düzeyli yolculuğunda başarılar temenni ediyorum.
Gördüğünüz gibi Aylak Adam Yayınları’nın aforizma kitaplarına yerimiz kalmadı. O da başka sefere, artık.
Kitap gibisi yok. Dünyanın acımasızlığından kitaplara sığınarak kurtulabilirsiniz ve böyle böyle kozanızı örerek kendi dünyanızı kurabilirsiniz, diyorum.
Zihin açıcı okumalar...
Vesselâm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.