Batmanlı Kürdün mektubu
Yazılarımızı yakından takip edenler, bilir. Pek okur mektubu yayınlamam. Kalbini ve beynini hiç kimseye kiralamayan insanların beni daha iyi anladığını göstermek, daha da önemlisi bu ülke için yüreği çarpanların hislerine tercüman olabilmek için, bu kuralı bozup mektubun geniş özetini yayınlamak istiyorum.
Kendisinden izin almadığım için ismini güvenlik gerekçesiyle yazmayacağım. Belki üniversite mezunu değil, ifadeleri karmaşık. Ama bu ülkenin birliğine gönülden bağlı ve zihni hür...
‘Bundan daha iyi makale olmaz’ deyip aradan çekiliyorum.
- 90’lı yıllardan önceydi tam tarihi hatırlamıyorum amcamların köyüne (Batman’ın bir köyü) gitmiştik babamla, akşam yengemle fısıltılı bir şekilde konuşurken şahit oldum, yengem yakındaki dağı göstererek, ‘teröristler gelmiş’ dedi korku içinde. Bu şunu gösteriyor Şamil Abi, halk PKK’nın ilk yıllarında terörist diyordu ve korkuyordu.
- Yine aynı sene yazın amcamlara gitmiştim. Askerler akarsudan geçerken 2 tanesi suda boğulmuştu. Köylü bu hadiseyi duymuş, kadınlar, yengem de aralarında oturup ağlıyorlardı, hiç tanımadıkları, görmedikleri askerler için. Bu şunu gösteriyor, biz doğu-batı kardeştik (şimdi de öyleyiz), ortak değerlerimize beraber ağlar beraber güleriz.
Ayrı devlet
kuracağız dediler
- Sonra Şamil Abi birileri geldi, dedi ki ‘siz eziliyorsunuz, hor görülüyorsunuz, size devlet kuracaz, hak getirecez, bu devlet sizi eziyor, insan yerine koymuyor’, halk önce inanmadı ama sonra doğuya sürgüne yollanan asker, polis, özel harekat, insanları hor gördü, ezdi, küfretti, vurdu, kırdı.
- Örnek olarak ben lisede iken okul çıkışında arkadaşlarımla buluşmak için sivil giyinimli idim, okulun çıkışına yaklaşınca arkadan yetişen polis tekmeleyip küfrü basmıştı, tek suçum öğrencilerin arasına girmek istememdi.
- Bir örnek daha; Sağolsun ilçenin kaymakamı köyler arası turnuva düzenlemişti, köy şen şakrak traktörlerle ilçeye desteğe gelmişler, biz de okuldan kaçıp maça geldik, maçın en heyecanlı anında bir uzman jandarma bir tane genci kalabalığın arasından çıkarıp dipçik ile döve döve uzaklaştırdı, sanırım tek suçu Kürtçe konuşmaktı. Kaç kişi o gün devletine düşman oldu siz tahmin edin. Şehirde öyle bir ortam vardı ki, asker polis görmek öcü görmek gibiydi sanki, hemen gelecek kafana hiç unutmadığım o beyzbol sopalarına benzeyen sopalarla vuracaklar gibi geliyordu.
- Şimdi Şamil Abi doğup büyüdüğüm köydeki karakolu anlatim size. Köyden 2 kilometre uzakta bir karakol her hafta havaların güzel olduğu zaman köyün gençleri karakola gider maç yaparlardı, biz de çocuktuk gider desteklerdik, maç sonrası baklava varsa yerdik yoksa da bazen karakolun içine girer yemekhanede yemek yerdik.
Asker abi
ekmek verir misin?
- Yılmaz komutan vardı ufacık yaşıma rağmen hiç unutmam kendisini babamla araları çok iyiydi, babam arada bir ona ekmek yada köyden başka şeyler götürürdü çok iyi bir insandı. Biz çocuklar karakolun hemen ilerisindeki akarsuya girmek için giderdik ya da balık tutmaya dönerken karakolun önünden geçer ‘asker abi’ diye bağırırdık, ‘bize ekmek verir misin’, çok acıkırdık bize ekmek verirdi asker ağabeyler, fırın ekmeği.. Biz tandır ekmeği yediğimiz için sürekli, fırın ekmeği tatlı gelirdi. Bu bahsettiğim güzellikler çatışmaların en yoğun olduğu zamanlarda da devam ederdi.
- Tabi bizim karakolda olay yok, sanırım PKK da rahatsızdı bu durumdan ve kimilerine göre devlet de neden bu karakolda hiç olay olmuyor diye (burada önemli bir soru işareti var tabi ben cevabını öğrendim). Neyse hal böyle olunca PKK emir vermiş karakolu vurun diye. Tabi karakolun çevresindeki köyler haber almış ya da duymuş karakolu vuracaklar, millet isyan etti ‘karakola dokunmayın’ diye, ‘karakolumuz iyidir vurursanız kötü olur bizim için’ diye. PKK’yı engellemeye çalışmışlar sonradan duyduk ki teröristler ‘biz emir aldık mecburuz vurmaya ama madem öyle diyorsunuz bırakın bir kaç tane mermi sıkalım, havadan sonra çekiliriz.’ Ve gerçekten de öyle oldu çatışma çıktı ama herhangi bir burun kanaması bile olmadı. Maddi zarar bile yoktu.
Vatan bölüneceğine
ben bölüneyim
- İşte Şamil Abi hangisi bizim devletimizdi, kafamız karışıktı, ben karakoldakiler bizim devletimiz kanısına vardım ve Anadolu’ya, Anadolu insanına aşık oldum bu vatan parçalanacağına, bölüneceğine ben ortadan ikiye bölüneyim, daha iyi diyecek olgunluğa eriştim. Diğer arkadaşlarımız da lisede ellerine verilen silahları kabul ettiler onlar bize tekme atan döven devlete inandılar.
- Şimdi Şamil Abi artık eskisi gibi değil öcü gözüyle baktığız polisleri gördüğümde içime bir emniyet hissi oluşuyor. Kürtçeyi her yerde rahatlıkla konuşabiliyor hatta en samimi arkadaşlarım batılı ve sırf Kürtlüğümden dolayı ekstra beni seviyorlar (ben de bunu seviyorum).
Acımı paylaştılar
- Hatta 6 ay önce İstanbul’a geldiğimde size mail atmıştım, o zaman da babamı kaybettiğimde gece öğrendim, sabah ilk uçakla Diyarbakır oradan da Batman’a cenazeye son anda yetiştim. Mezarlıktan eve geldiğimde 2 tane arkadaşım benden önce evime varmışlar acımı paylaşmak için. Hayatlarında hiç gitmedikleri doğuya, evime benden önce varmışlar, sahi evimi nasıl bulmuşlar, hala sormadım bilmiyom. Şimdi Şamil abi kim hangi güç beni bu insanlardan ayırabilir?
- Bu adamların yaptıkları iğrenç oyunları gördükçe sinirden bir bomba gibi olup üzerlerine patlayasım geliyor.
- Hastane yüzü göremeyen insanlar şimdi Batman’da kurulan çok lüks özel hastanelerde tedavi görüyor, bedava kömür alıyor, bedava ders kitabı alıyor, yardım alıyor, dilini konuşabiliyor, ama gel gör ki bundan rahatsız olanlar, akıllarını çelmeye devam ediyorlar.
- Çok uzun yazdım burda keseyim aslında anlatacak çok anım var ama siz dinlemek ister misiniz bilemediğim için bu şekilde yarım bırakıyorum. Derli toplu olmadı ama ne demek istediğimi anlayacaksınızdır çünkü ortak hissiyatımız var.