Denilir ki: Hatasız kul olmaz! Elhak doğrudur.

Ve doğrular karşısında boynumuz kıldan incedir.

Siyasetçi de bir kul olduğuna göre demek ki hatasız siyasetçi de olmaz!

Elhak bu da doğrudur.

Bizim derdimiz siyasetçinin hatalarından çok aynı hatada ısrarcı olmasınadır.

Siyasetçi doğal olarak hata yapabilir. Önemli olan yaptığı hatanın farkına varıp bir daha aynı hataya düşmemesidir.

Problem siyasetçinin yaptığı hatanın farkına varamaması ve aynı hataya tekrar tekrar düşmesindedir.

Ne acıdır ki bu durum günümüzde sıkça yaşanıyor.

Siyasetçiler bolca hata yapıyorlar.

Ve de yaptıkları hataların farkına varamıyorlar.

Farkına varamadıkları için de aynı hatayı tekrarlanmakta ısrar ediyorlar.

Söylemlere bakarsanız ne aldatan oluyorlar ne de aldanan!

Ama fiiliyata bakıldığı zaman tam tersi karşımıza çıkıyor.

Özellikle de siyasetçinin sürekli aldandığı gerçeği ile karşı karşıya kalmak kaçınılmaz hâl alıyor.

Peki, siyasette hata yapmamanın bir yolu yok mudur?

Olmaz olur mu elbette vardır.

Özellikle siyasetçi etrafına doldurduğu danışman ordusunu ciddi biçimde gözden geçirmek zorundadır.

Danışman ordusu “evet efendimciler” ya da “isabet buyurdunuz” diyenlerden geçilmiyorsa o zaman bir hatadan ötekine koşmak kaçınılmaz olacaktır.

Siyasetçi danışmanları arasında yaptığı yanlışları yüzüne karşı söyleyecek isimlere yer verirse o zaman bir hatadan ötekine koşturup durmayacaktır.

Ülkemiz siyasetinde göze ilk çarpan gerçek ise siyasetçilerin yüzlerine karşı gerçekleri söyleyecek isimler yerine her dediklerini alkışlayan tipleri tercih etmeleri olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu yüzden de aynı hatalar ya da benzer hatalar tekrarlanmaktadır.

Evet, kulun hatasız olmadığı gibi kuşkusuz siyasetçi de hatasız olmayacaktır.

Önemli olan hataların tekrarlanmamasıdır.

Ne yazık ki siyaset dünyamız henüz bu olgunluğa ulaşmış durumda değildir. Hata üstüne hata yapılması adeta siyasetin vazgeçilemez unsuru olmuş durumda.