AKP’li yöneticilerin bir ön kabulü var. Zannediyorlar ki “doğru aday” buldukları zaman yerel seçimleri kazanmaları çantadaki keklik ya da sepetteki üzüm gibi olacak!

Kanımızca bu noktada önemli bir yanlışa imza atıyorlar.

“Doğru adaydan” çok “doğru fikri” ya da “doğru görüşü” arasalar çok daha sağlıklı bir iş yapmış olurlar.

Ama onlar “işin aslı” yerine “teferruatla” vakit geçiriyorlar. 

Bugüne kadar hep iktidarda oldular.

Her seçim döneminde “doğru adayı” hatta “en doğru adayı” bulmak için çalıştılar. Ve “bulduk zannı” ile birçok ismi aday yaptılar.

Peki, sonra ne oldu?

“Doğru aday” zannettikleri isimlerle “yollarını ayırmak” zorunda kaldılar.

“Doğru aday” yerine “doğru fikri” ya da “doğru görüşü” aramış olsalar böyle bir sorun yaşarlar mıydı?

Kuşkusuz böyle bir sorun yaşanmazdı. Bugün de aynı yanlışa imza attıklarına göre yani “doğru fikir” ve “doğru görüş” yerine “doğru aday” aradıklarına göre yine aynı akıbete uğramaları kaçınılmaz olacak.

Yani seçimleri kazansalar bile “doğru aday” sandıkları isimler ile yine yollarını ayırmak zorunda kalacakları aşikâr değil mi? AKP yönetimi önce “yanlışın nerede yapıldığını” araştırmalı ve ona göre çözüm üretmeye çalışmalıdır.

“Doğru adayın” bulunması yapılan yanlışları telafi etmediğine ve parti içi huzursuzluğu gideremediğine göre başka çareler aramalılar.

Öncelikle de “doğru fikri” ya da “doğru görüşü” temsil edip etmediklerini kendi aralarında tartışmalılar.

Savundukları “Muhafazakâr Demokrat” görüşün kendilerini ne kadar temsil ettiğini ciddi biçimde tartışmalılar. “Biz ne istiyoruz, Muhafazakâr Demokrat görüş ne diyor?” sorusuna cevap aramalılar.

Bu sorunun cevabını buldukları anda seçim kazanacak doğru aday yerine seçim kazanamayacak olsa da doğru fikir ya da doğru görüşün çok daha önemli olduğunu görecekler.

Demek istediğimiz şudur ki hesaplar sadece “seçim kazanma” üzerine yapılmamalıdır. Çünkü doğru fikri ve doğru görüşü temsil etmek seçim kazanmaktan çok daha önemlidir.

Bu inceliği fark edemeyenler iktidara gelebilirler, yıllarca iktidarda da kalabilirler ama asla muktedir oldukları söylenemez.