İngiltere Başbakanı May’in, “AB defterini kapattık” şeklindeki sözlerine hem imreniyor hem de gıpta ile bakıyoruz.

İçimizden, “Keşke bizimkiler de böyle konuşabilse” diyoruz.

 Bizimkiler de konuşmasına konuşuyorlar ama bu kadar net ve kesin ifadelerle değil.

İngiltere Başbakanı May, “AB defterini kapattık” derken bizimkiler AB tarafından dürülen defterlerinin sayfalarını tekrar açmak için çabalayıp duruyorlar.

Asıl gücümüze gidende AB tarafından istenmememize ve sürekli dışlanmamamıza rağmen bizimkilerin kendilerini o ailenin bir parçası olarak görme ve gösterme gayretkeşliği.

Hem üye olmak için can attıkları AB politikalarının genelde başarısız olduğunu ifade ediyorlar hem de, “Avrupa kıtasının özüyüz” diye sevinç çığlıkları atıyorlar.

“Bu kadar başarısız bir topluluğa niye üye olmak istiyorsunuz?” sorusuna ise “o başka” diye cevap veriyorlar.

Ne demek o başka?

Başarısız bir topluluğa insan niye ortak olmak ister?

Evet, bizimkiler İngiltere Başbakanı May gibi net ve açık konuşamadıkları için yani AB defterini kapattıklarını ilan edemedikleri için May tarafından izlenen politikalara imrenip,gıpta ile bakıyoruz.

Darısı bizimkilerin başına diyoruz. İngiltere AB defterini kapatmakla bir şey kaybetti mi? Hiçbir şey kaybetmediği gibi aksine pek çok şey kazanması bile söz konusu!

Yarın İngiltere’yi başka ülkelerinde izlemesi ve AB defterini bir daha açıklamamak üzere kapatmaları kaçınılmaz gibi görünüyor.

Biz ise bir yandan AB politikalarının başarısız olduğunu ifade ederken bir yandan, “Avrupa’nın kıyısında değiliz özündeyiz” diye kendi kendimizi aldatmakla meşgulüz.

AB ile ne kadar sorun yaşarsak yaşayalım Avrupa’nın kıyısında bekleyen bir ülke değilmişiz özüymüşüz.

Bu görüşü paylaşan bir AB üyesi ülke bulabilir misiniz?

Yok, böyle bir ülke!

Hepsi bizi dışlıyor hepsi bizi istemiyor.

Her şeyden önce farklı dinlere mensup oluşumuz bize olan bakış açışlarını etkiliyor.

Ve bizi aralarında görmeye yanaşmıyorlar.

Açıkçası onlar bizi dinimizden dolayı dışlarken bizim kendimizi onların parçası ve özü saymamız çok gücümüze gidiyor.

Böyle bir yaklaşımı ne benimseyebiliyoruz ne de içimize sindirebiliyoruz. Kendileriyle aynı dinden olan İngiltere Başbakanı May bile bu tür laflar etmezken bizimkilerin sürekli böyle konuşmalarını hiç kabullenmiyoruz.