Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan partisine mensup kişilerin “ben” diyemeyeceklerini mutlaka “biz” demek zorunda olduklarını şöyle dile getiriyor:

“Ben” partisi değiliz “biz” partisiyiz!

Söylem olarak gerçekten çok güzel ve kulağa çok hoş gelen bir ifade tarzı ile karşı karşıya olduğumuzu itiraf etmeliyiz. Siyasette bu olgunluğa ya da bu kıvama ulaşmış bir partiye henüz rastlamadığımızı da söyleyelim.

Söylemler hep bu tarz olur ama eylemler de hep tam aksi şekilde tecelli eder. Aynen şimdi AKP’de olduğu gibi!

Evet, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Ben partisi değil biz partisiyiz” diyor ama fiiliyatta durum böyle mi?

Şahsen bir AKP’li olsak Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a şunu sormak isterdik:

Böyle diyorsunuz ama partide niye bizim sözümüz geçmiyor da hep sizin dedikleriniz oluyor?

Kabul etmek gerekir AKP içinde bütün gözler Genel Başkan Erdoğan’a çevrilmiş, bütün kulaklar yine O’na yönelmiş durumda!

Kimse O’nun söyleyeceği şey dışında bir şeyi ne söylüyor ne de konuşuyor! Hiç kiçHiçHiuşkusuz yazıp çizen de yok!

Hâl böyle olunca AKP nasıl oluyor da, “Ben partisi olmayıp biz partisi” oluyor?

Biliyoruz Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan bu sözleri yerel seçimlerde aday olacak kişiler için söylüyor.

“Aday adayı olup da aday olamayanların” partiye küsmemeleri ve sırt çevirmemeleri gerektiğini anlatmak için böyle konuşuyor.

Ama eylemleri bu söylemine destek vermiş olsa daha etkili olmaz mıydı?

Yani parti yönetimin de kendi dediklerinden çok teşkilatın dedikleri yerine getiriliyor olsa elbette bu söylem çok daha etkili ve de tutarlı bir söylem haline gelirdi.

Şimdi ise sadece güzel ve kulağa hoş gelen söylem olmaktan öteye bir anlam ifade etmiyor.

Kuruldukları ilk günlerde de benzer söylemler kullanıyorlardı.

Mesela “ortak akıl” gibi bir şeyden söz ediliyordu!

O zaman, “Biz bu partiyi ortak akıl ile idare edeceğiz” iddiasında bulunanların çoğu bir yanlara savruldu gitti.

Bir tek genel başkan kaldı.

Yani “ortak aklın” yerini “tek kişinin aklı” aldı.

Bugünkü söylemleri de aynen kuruluş günlerindeki söylemleri gibi havada kalmaya mahkûm!