Tayyip Bey’e bu kötülüğü kim yapıyor?
Ülkemizde çok ciddi bir anlama ve anlatma “sorun”u olduğu görüşündeyim. Anlam alanı belirsiz kelimeler kullanılması meseleyi daha da vahimleştiriyor. Bir metnin dilbilimi ve anlambilimi açılarından ele alınması ilim, fikir ve edebiyat alanlarında bile önemsenmiyor.
Tesadüfen televizyonun açık olduğu bir anda Cumhurbaşkanımız “İcraat programımızda yer alan 400 eylemden 340 tanesini tamamladık. Bunların arasında gerçekten önemli, gerçekten tarihi, milletimizin umut ve heyecanla beklediği pek çok projemiz bulunuyor” diyordu.
Bu cümleden benim ne anladığım veya anlamadığım önemli değil.
Geniş kitleler ne mâna çıkarıyor, esas olun bu.
“Eylem” her ne kadar uydurma bir kelime ise de Türkçenin yapısına aykırı değil. İlk defa bu kelimeye 1935 yılında yayınlanan Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu’nda rastlıyoruz. Devlet açısından alırsak ne Abdülhamid kullanmış bu kelimeyi ne de Atatürk. Menderes, Demirel, Özal, Erbakan çizgisinde de kullanılan bir kelime değildir. Ecevit kullandı mı? Onda şüphem var. Fakat son yıllarda yöneticilerimiz her nedense bu kelimeyi hayli sık kullanıyor. 1935’te yayınlanan Kılavuz’daki anlamı ile kullanıyor olabilirler mi? O zamanki anlamın “muamele” olduğunu hatırlatarak sorumuzu açıklığa kavuşturalım.
Şimdi kimse eylemi muamele karşılığı olarak kullanmıyor. “İşlem” muamelenin yerine kullanılan bir kelime günümüzde.
Adım adım gidelim, Dil Kurumu’nun 1945’te yayınlanan sözlüğünde “eylem”, “1.Fiil. 2. Ameliye, ameliyat” karşılıkları ile yer alıyor.
Dilbilgisi terimi olarak eylem, fiilin karşılığı. Ameliye de yeni dilde “işlem”le karşılanıyor. Ameliyat artık sadece tıp terimi olarak kullanılıyor. Batı dillerinde “operasyon” ameliyattır, bizde operasyon daha çok güvenlik alanında kullanılır.
Bu konuşmada “eylem”in fiil karşılığı olarak kullanıldığı iddia edilemez. “Eylem”in zaman zaman aksiyon, hareket karşılığı olarak kullanıldığı da biliniyor. TDK sözlüğünün son baskısında şu karşılıklar var: “1.Eyleme işi, fiil. 2. Bir durumu değiştirme veya ileri götürme yönünde etkide bulunma çabası. 3. Fiil.” Son anlamın dilbilgisi terimi olduğu belirtiliyor.
Hadi resmî sözlüğe göre, Cumhurbaşkanı’nın ne demek istediğini anlamaya çalışalım?
Anlayan beri gelsin!
Biz sözlükte “eylem”i şöyle açıklamışız: “1. Fiil ve ameliye. 2. Sokak hareketi, anarşik hareket. 3. ‘İşlem, muamele’ karşılığı olarak da kullanılmıştır.”
Bizim gençliğimizde “eylem” hiç makbul bir kelime değildi.
Solun çeşitli hizipleri sürekli “eylem” yaparlardı.
Bu eylemler masum sokak gösterisini aşar, yakıp yıkmaya kadar girerdi. Zamanın islâmcı ve ülkücü gençleri “eylem” kelimesini kullanmaktan bu yüzden imtina ederlerdi. Öyle sanıyorum ki, bizim kuşağa yakın olan Tayyip Bey’in hafızasında kelime bu anlamıyla da yer etmiştir.
“Günümüz siyasileri içinde Türkçeyi en iyi kullanan, kelimelerin hakkını veren kimdir?” denilirse, bunun cevabı Tayyip Erdoğan’dır. Dil hassasiyeti bir lider için önemli bir göstergedir. Fakat biliyoruz ki, devlet adamları kendiliğinden yani hazırlıksız konuşmaktan kaçınır. Bu yüzden ehil elemanlar tarafından konuşma metinleri hazırlanır, yönetici metne son şeklini verir. Bu kadar çok faaliyetin olduğu, vak’anın cereyan ettiği bir dönemde Devlet başkanı birçok vesile ile konuşmaktadır. Bu ister istemez konuşma metinlerine yeterli dikkatin gösterilmesini zorlaştırıyor olmalıdır.
Bu konuşmada bunu aşan bir durumla karşı karşıyayız.
Hükümet “100 günlük İcraat programı” açıklıyor. İcraat “icra”nın çokluk şeklidir. İcra, yürütme; bir kararı, bir fikri, bir tasavvuru, bir düşünceyi gerçekleştirme, tatbik etme, uygulama; kuvveden fiile geçirme, bir fiili yapma” demektir.
Eskiden “İcra Vekilleri Heyeti” vardı. Sonra bunu şöyle Türkçeleştirdiler: “Bakanlar kurulu!” Buradan icraat çıkar mı? Şimdi “İcra Heyeti” yahut “Yürütme Kurulu” demek yakışık alır.
İcraat kelimesi kullanılmaya devam ediliyor. Yerine “eylem” koysalar, kimsenin yapabileceği bir şey yok, iş bu kadar keyfi!
Onun yerine uygulanmasına eylem denilmesi anlam bulanıklığından başka bir şey değil. Her halde uygulama veya işlem denilmesi daha doğru olurdu.
Okuyucu diyecek ki, “bu da kimin derdi?”
Dil hassasiyeti bilinen Tayyip Bey’e birilerinin kötülük yaptığını düşünüyoruz, o kadar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.