Yanılgı
ABD’deki seçimlerde temel belirleyicinin uygulanacak politikalar olduğunu, bunun devlet dışı aktörlerin, özellikle parasal gücü temsil eden ve devletlerle rekabet eden küresel sermayenin etkisinin azaltılması olduğunu düşünüyor ve cumhuriyetçilerin kazanacağını tahmin ediyordum.
Bu analize eleştiri en yakınımdan geldi. Özetle şöyle söylüyordu: Siyasal hedef konusundaki teşhisin doğru ama bunu gerçekleştirecek aktörler konusunda yanılıyorsun. Senin söylediğin mücadele demokratların aday belirleme sürecinde zaten yapıldı ve Hillary Clinton’un yenilgisi devlet dışı aktörlerin yani küreselci eğilimlerin tasfiyesiyle sonuçlandı. Seçimler iki rakip arasında değil birbirinin alternatifi olan ve aynı politikaları uygulayacak kişiler arasında yapılıyor. Obama ve McCain rakip değil biri diğerinin sigortası. Üstelik Obama’nın seçilmesi devlet dışı aktörlerin kullanabilecekleri Bush karşıtı söylemleri de geçersiz hale getirecek ve McCain’in seçilmesi halinde sırtlanmak zorunda kalacağı Bush yönetiminin olumsuzluklardan kurtulacak, geçmişte sürdürülen politikalar, tüm kirlerinden arınmış olarak, devam edecek.
Ben Japonya’ya giderken Doğu rotasından gidileceğini söylerken o Batıdan da gidilebileceğini ve aynı yere varılacağını söylüyordu. Bu rotada hava şartları daha uygun olduğu için herhangi bir risk de söz konusu olmayacaktı.
Seçim sürecinde sistemin Obama’yı desteklemesi, sağlanan para ve medya desteği, hiçbir yıpratıcı eleştiri yapılmaması üstelik bir siyahın seçilmesinin devrim olacağı propagandası sürecin yakınımın öngördüğü yönde ilerlemesi sonucunu doğurdu. Yani Bush yönetiminin hedefleri yeni yönetimin de hedefi olacak ama herkes çok farklı bir politika izlendiğini düşünecekti.
Bir konudaki yanılgı diğerlerinde de yanılma ihtimalinin olacağının delili sayılır ve Bush dönemindeki siyasal hedeflerden çok farklı bir yöne gidilebileceği düşünülebilir ve buna karşı itirazım önemsenmeyebilir. Buna karşı senaryonun aynı olduğunu ama başrol oyuncusu olarak bir beyaz yerine siyahın seçildiğini söyleyebilirim.
Tartışmalar seçilen kişinin sürpriz olması nedeniyle kişi üzerinde yoğunlaşıyor ve uygulanacak politikalardan söz edilmiyor. Bush yönetiminin Irak’ı işgali için ciddi hiçbir neden bulunamıyor ve harcanan trilyonlarca dolar, kaybedilen askerler bir insanın akılsızlığını sonucu sayılıyor. Sanki bu dönemde ABD’nin tüm kurumları tatile çıkmıştı ve Bush tek başına gereksiz sayılan bunca işi yapmıştı. Bütün bu olanlar bir insanın akılsızlığının sonucu sayılıyor. Yeni yönetim tüm olumsuzlukları giderecek, askerleri Irak’tan çekecek ve askeri müdahaleyi bir araç olarak kullanmayacaktı. Oysa Bush yönetimi dünyanın gidişini değiştiren bir operasyonun mimarı idi. Yapılanı beğenmeyebilirsiniz ama küçümseyemezsiniz. Dünyayı yeni bir anlayışla yöneteceğini ilan eden küresel sermaye, çatıştığı devlete muhtaç hale geldi yeni dünya devletler etmelinde inşa edilemeye başladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.