Oy uğruna!
AKP’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci’nin şarap ile ilgili sözlerini okurken gözlerimize inanamadık!
“Kimsenin yaşam tarzına karışılmayacağı” açıklarken ipin ucu öylesine kaçırılmış ki!
Bir oy uğruna ipin ucunun bu kadar kaçırılması karşısında adeta ne diyeceğimizi ya da ne dememiz gerektiğini bilemez bir duruma düştük.
AKP’nin İzmir adayı Zeybekci şarap üretiminin desteklenmesinin ekonomi ile ilgili bir mesele olduğunu iddia ettikten sonra, “Sonuçta ben dini kimliği olan bir müftü değilim. Diyanet İşleri Başkanı değilim. Orası beni hiç ilgilendirmez” diyor.
Zeybekci’nin “beni hiç ilgilendirmez” dediği konu aslında O’nu da ilgilendiren, beni de ilgilendiren, seni de ilgilendiren bir konu! Yani Müslüman’ım diyen herkesi ilgilendiren bir konu.
Zira bu din sadece müftülere ya da Diyanet İşleri Başkanlarına inmiş bir din değildir.
Ortada çok açık bir dini emir varken hiçbir Müslüman “beni ilgilendirmez ben işin ekonomi boyutuna bakarım, katma değer oluşturuyor mu oluşturmuyor mu onunla ilgilenirim” diyemez, dememelidir. Nihat Zeybekci de buna dâhildir.
Bu tür sözler itikaden sıkıntılı sözlerdir.
Hem kendisini hem partisini sıkıntıya sokacak sözlerdir.
Farklı yaşam tarzlarını tercih eden seçmenlere sıcak görünmek için konuşulurken belli hassasiyetler gözden kaçırılmamalıdır.
Yani bu dünyada bir yerlere gelmek için öteki dünya harap edilmemelidir.
Üzüm üretimini desteklemeye eyvallah! Bağcılığı desteklemeye eyvallah! Pekmez üretimini desteklemeye eyvallah!
Ama şarap üretimi söz konusu olduğunda “inandım, iman ettim” diyen hiç kimse aynı rahatlık içinde buna destek veremez, vermemelidir.
Yani helal-haram ayrımına titizlikle riayet edilmelidir.
Haram olanı “benim dini kimliğim yok” diyerek kimse helal gibi göremez, gösteremez.
Hem nasıl dini kimliğin yok?
Müslüman’ım demek yeterince dini kimlik değil mi?
Bu tür konuşmalar yapan insanlara düşen ilk görev can-u gönülden bir tövbe etmek olmalıdır.
“Bu tür konuşmaların sürekli din düşmanlığı ile suçlanan CHP’lilerin konuşmasından ne farkı var” diye soracaklara verilebilecek bir cevap var mı?
Böyle bir konuşmayı duyduğu zaman Genel Başkanları Erdoğan ne düşünmüştür acaba? “Ben kimlerle yola çıkmışım” diye dizlerini dövmüş müdür, dövememiş midir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.