Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan Gebze-Halkalı tren hattının açılışında yaptığı konuşmada vatandaşları uyararak, “Sandıkta yapılan hatanın bedelini sadece o aday ödemiyor, tüm şehir ödüyor” demiş.

Bu uyarıdan sonra, “Sandıkta nasıl bir hata yapılabilir” düşünmeye başladık. Sahi sandıkta nasıl hata yapılır?

“Sandıkta yapılacak hatadan” kasıt herhalde birkaç yere mühür basmak gibi teknik hatalar olmasa gerek.

Bu uyarı “şöyle anlaşılırsa” herhalde “doğru anlaşılmış” olur.

Yerel seçimlerde iktidarda olan partiye oy verilirse doğru bir seçim yapılmış olur, muhalefetten biri seçilirse de “sandıkta hata yapılmış” olunur!

Şayet kastedilen bu ise 16 yıllık iktidarın türlü çeşitli hatalarından bıkmış usanmış olan seçmenlerin önü “hata yapmış olursunuz” denilerek kesilmeye çalışılıyor demektir.

Bize göre sandığa yansıyan her tercih doğru tercihtir.

Seçmen her kimi istiyorsa hür iradesi ile sandıkta onu tercih edebilmelidir. “İktidar partisine muhalif adayı seçersem ilim, ilçem, köyüm yeterli hizmeti alamaz” endişesi sağlıklı bir sonucun ortaya çıkmasına engel olacaktır.

Zaten iktidarda bulunanların da kendilerine muhalif isimlerin seçilmesi halinde onları hizmetlerden yoksun bırakacak bir şekilde davranmaları kabul edilebilir gibi değildir.

Tabii ki yerel seçimlerde ipi göğüsleyecek aday ile iktidarda bulunanların uyum içinde olmaları istenen ve arzulanan bir şeydir.

Ama bu uyum “illa iktidar partisinden yana olmalısınız” gibi zorlama sonucu ortaya çıkmamalıdır.

İktidarda bulunanlar kendilerine muhalif olanlar ile de birlik ve beraberlik içinde çalışmayı kabul etmelidir.

Yani “Sen bizdensin bütün imkânlardan istifade edebilirsin, sen bizden değilsin hizmet yerine ancak avucunu yalarsın” gibi anlayışın devlet yönetiminde yeri olmamalıdır.

Dileriz bu uyarı seçmenlere mecburi istikamet gösterme amacıyla yapılmamış sadece yerel yönetimlerin daha başarılı olmaları için iktidar ile uyumlu olmaları gerektiğini hatırlatmak için yapılmıştır.

Evet, sandıkta yapılacak hata ifadesini bu nedenlerle kabul edemiyor ve izaha muhtaç buluyoruz.

Günümüz Türkiye’sinde bu tür uyarıların pek hüsnü kabul görmeyeceğini ifade ediyoruz.

Çünkü seçmenleri yönlendirme yerine seçmen tercihlerine saygılı olmanın sorunları aşmada daha çok işe yarayacağına inanıyoruz.

Türkiye’ye böyle davranmanın yakışacağını düşünüyoruz.