Kişi ve kimlik
Bir süre öncesine kadar Türkiye’yi tehdit eden, eğer Kuzey Irak’a müdahale edersek direneceğini ve orayı askerlerimize mezar yapacağını, bir Kürt devletinin kurulmasının sadece bir zaman meselesi olduğunu söyleyen Barzani söylemlerini terk etti ve son derece yumuşak mesajlar vermeye başladı.
Kişi aynıydı ama politik kimliği eskisinin tam zıddı olmuştu. Barzani’nin, bu görüşleriyle, konumunu koruyamayacağını ve yerini farklı bir politik kimliğe terk edeceğini düşünüyor ve söylüyordum. Kişi değişmedi ama politik kimliği olması gereken biçimde değişti.
Günümüzde bu duruma sık rastlamaya başladık. Mustafa filmiyle Atatürk’ün politik kimliği arka plana itilirken kişiliği öne çıkarıldı. Bu konumdaki kişilerin politik kimliklerinden soyutlanarak kişiliğinin öne çıkarılması politik kimliğinin yok sayılması ya da önemsizleştirilmesi anlamına geliyordu.
Ancak kişilik bazen politik kimliği belirleyen bir unsur olarak da kullanılabiliyor. Obama, Afrika kökenli oluşu ve Müslümanlıkla ilişkisi nedeniyle başlı başına bir mesaja dönüştü. Tamamen aynı politikaları izleyecek bir beyazdan farklı bir politik kimliğe sahip olduğu sanılıyor. Yani Afrika’ya açılma politikası izleyecek, İslam alemiyle iyi ilişkiler kuracak bir beyazdan daha etkili olacağı düşünülüyor. Halk duyularıyla daha kolay algıladığı için böyle bir simgenin söylemlerden daha etkili olacağı düşünülüyor.
Genelde herhangi bir eylemin öngörülen hedefe ulaşıp ulaşmayacağı tartışılır ve bu eylemin yaratacağı tepkiler ihmal edilir. Obama’nın seçiminde politik kimliği mi yani demokrat oluşu mu yoksa kişiliği mi, yani Afrika kökenli oluşu ve İslam’la ilişkisi mi rol oynamıştır? Onun politik kimliğine, yani demokrat oluşuna bakarak, oy verenler bir süre sonra kişiliğini tartışma konusu yaparlar mı?
Daha başka bir ifadeyle Obama bir çözüm müdür yoksa onun seçilmesiyle soy ve inanç konusu bir tartışmaya açılıp nihai karara mı varılacaktır? Bu sorunun cevabı ABD politikalarının belli soy ve inanca sahip olanların kontrolünde olduğu iddiasının ne kadar doğru olduğunu gösterecektir. ABD’yi Yahudilerin yahut Evangelistlerin idare ettiğini söyleyenler iddialarını sürdürebilecekler mi yoksa yönetici seçkinler için yeni bir tanım yapmak zorunda mı kalacaklar? Obama’nın izleyeceği politikalardan şikayetçi olanlar bunu demokratlığıyla mı yoksa rengiyle mi açılayacaklar?
Bu konu Türkiye için çok önemli. Çünkü büyük bir çoğunluk insanları değerlendirirken kişiliğinden hareket ederek politik kimliğini belirliyor. Yani kim olduğu ne yapacağının delili sayılıyor. Oysa tam tersinin daha doğru olduğunu, yani kişinin yaptıklarına bakarak politik kişiliğinin belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu durumda Obama’nın yaptıklarına bakarak onu beyaz bir Hıristiyan’la özdeş sayabilirim. Atatürk, benim için, politik bir kimlik ve düşüncedir. Günlük yaşamının bizlerden biri gibi olduğunu biliyorum ama onu değerlendirirken sadece politik kimliğiyle ilgileniyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.