AKP üzerinde oynanan üçüncü hamle oyun
Üçüncü hamle
Son günlerde AKP ve onun liderine yönelik eleştirilerin dozundaki artış kadar bu eleştirilerin geçmişte destekleyenlerden gelmesi ne anlama geliyor? Obama gibi geldiler Bush gibi oldular sözünün bir özdeyişe dönüşmesi ve eğer Erdoğan cumhurbaşkanı, Gül başbakan olsaydı bu sıkıntıların yaşanmayacağı iddiası parti içinde daha başarılı bir yönetim arayışının mı yoksa siyasi bir projenin ifadesi mi?
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaptığım bir televizyon programında şunları söyledim: Sorun cumhurbaşkanının kim olacağı değil başbakanlık koltuğuna kimin oturacağıdır. Taraflardan biri Erdoğan’ı cumhurbaşkanı yaparak yönetimin Gül’e geçmesinden yana diğeri ise bunun tam tersinin olmasını istiyor. Bu durum kişisel bir sorun değil siyasal bir tercihtir. Çünkü bu ikili arasında ideolojik farklılıklar olmasa da siyasi açıdan farklı uygulamaları olacaktır. Bu farklılık ülke sınırlarını aşan ve dünyayı ilgilendiren boyuttadır.
Birinci hamle Erdoğan’ın başbakan kalmasıyla sonuçlandı ama mücadele sona ermedi. AKP’nin kapatılma davası bu partiyi ve onun ideolojisini tasfiye etmekten çok birinci hamlede başarılamayanı ikinci bir hamleyle gerçekleştirmekti. Eğer parti kapatılırsa yönetimden uzaklaştırılmış olan Erdoğan’ın yerine bir başkası geçecek ama parti sadece ismi değişerek, mağdur konuma düştüğü için daha da güçlenerek iktidarını sürdürecekti. Bu yönde gayret sarf eden başka siyasi partiler de vardı.
AKP kapatılmayınca proje gerçekleşemedi ama mücadele sona ermedi. Üçüncü hamle partiyi destekleyen yazar ve aydınların Erdoğan’ın izlediği politikaları eleştirmesi, üslubunu yadırgaması, devlet kurumlarıyla ahenk içinde olmasının eleştirilmesi biçiminde başlatıldı. Askerle siyaset kurumu arasındaki yakınlaşma, bazı politikalarda sağlanan uyum teslimiyet olarak kabul edildi. Parti devletle halk arasındaki ayrışmadan güç alıyordu ve yakınlaşma misyonun terki anlamına geliyordu. Oysa bu çatışma ülkemizin kronik sorunuydu ve çözülmediği sürece siyasete her türlü müdahale mümkün olabiliyordu.
AKP aynı ideolojiyi paylaşmayan ama söylemlerinden ve demokratikleşme politikalarından yaralanan liberal aydınların desteğini sağlamıştı. Bunların AKP’ye desteği kendi hedeflerine ulaşmalarına faydalı olmasıyla sınırlıydı. AKP’ye ideolojik yakınlığı olan bazı yazarlar ise liberal söylemleri kendi ideolojilerinden daha fazla benimsemeye başladılar.
Üçüncü hamle dışarıdan değil destekçilerden geldiği için daha tehlikeli olabilir. Eğer beklentiler gerçekleşmiyorsa aynı yerde kalmanın bir anlamı kalmadı diye düşünebilirler.
Bu durumda kitleyi de peşlerinden sürüklemeleri gerekir ve bunu yolları vardır. Bu amaca yönelik olup olmadığını henüz kestiremediğim bir olay ilgimi çekti. CHP çarşaflı kadınları partisine törenle üye yaptı. Acaba liberallerle dindarların buluşmaları için yeni bir adres mi aranıyor?
Birinci ve ikinci hamleler nispeten kolay atlatıldı. Üçüncü hamlenin akıbeti hakkında henüz bir tahminde bulunamıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.