Dindarlara baskı böyle yapılıyor!

Dindarlara baskı böyle yapılıyor!

Ertuğrul özkök, Prof. Nur Vergin’in ‘Dindarlara baskı yapıldı’ ifadesinin doğru olmadığını yazdı günlerce. Ertuğrul Bey, etrafına biraz daha dikkatli bakabilseydi, bu baskının bariz bir şekilde yapıldığını görecekti!

Kimsenin kimseye ‘höt’ dediği yok, bu doğru.

Ama detaylara bakmak lazım...

Yazılanları görmek, konuşulanları işitmek lazım.

Bakın, yapılan baskılar öyle bir hal aldı ki, dindar insanlar Allah’a şükretmekten korkar hale geldi. İnancını yaşayanlar Allah’ın adını anmadan önce etrafına bakar oldu!

Akşam yazarı Oray Eğin’in evvelki gün kaleme aldığı bir yazı, dindarlara yapılan baskının boyutunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor.

Eğin, Mustafa Denizli hariç, ağzından ‘Allah’ kelimesi çıkan herkesi ‘inanç ticareti’ yapmakla suçluyor!

Futbolcuların birbirlerine ‘Allah’a emanet ol’ demesi bile, batıyor Akşam yazarına.. O’na göre, Haluk Ulusoy’un da, son günlerde sık sık Allah’ın adını anması hayra alamet değil:

‘(...) Dikkat edin, hükümetle problemli gibi görünen federasyon başkanı Haluk Ulusoy’un son zamanlardaki bütün söylemlerinde Allah kelimesi yer alıyor.’

Ne desin Haluk Ulusoy?

Ne demeli ya da?

Oray Efendi’ye göre, Allah demesin de ne derse desin!

Ertuğrul özkök istediği kadar Prof. Nur Vergin’i yalanlasın..

Her şey gün gibi ortada.

Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam için yazılanlar, dindarlara yapılan baskının bir başka çarpıcı örneğini teşkil ediyor!

Oray Eğin’i dinliyoruz bir kez daha:

‘(...) Ertuğrul Sağlam’ı ele alalım; bugüne kadar ne yaptı? Ama bağlantıları ve çevresi var. Yardımcısı da Gülen cemaatine yakın. Ve bu teknik kadro Beşiktaş’ın işine çok yarayabilecek üç futbolcuyu bir anda gönderebiliyor. Hele de Koray’ı. çok iyi bir futbolcu ama yaşam tarzı ‘cemaatçiliğe’ uymuyor. Burada verilen mesaj da açık: Allah retoriğine ya teslim olursunuz ya da kelleniz gider. Bir tür Taliban taktiği.’

Bu kadar olmaz, olmamalı. Eline tutuşturulan kalemi bu kadar pespaye bir şekilde hiç kimse kulanmamalı... Ama oluyor, akıl durgunluğu yaşanınca, her şey ama her şey yazılabiliyor...

İktidarda AK Parti var çünkü...

Vur vurabildiğince...

Peki bu nedir Ertuğrul Bey?

Baskı değil mi?


Gürkan Zengin namaz kıldı diye...


çiğdem Anad’ın CNN Türk’ten ayrılmasıyla birlikte, Gürkan Zengin’in ismi, ‘haberin patronu’ olarak geçmeye başladı. ‘Editör’ programını yapıyordu Gürkan...

çok da başarılıydı... Hala öyle... Gürkan’ın başarılı olması, Oray Eğin’e yetmedi ama...

Yukarıdaki gibi saçmaladı yine. Dedi ki:

-Gürkan Zengin, CNN Türk’ün başına geçmek için, Taha Akyol’un Cuma namazı kıldığı Bebek Camii’ne gitti.

İşte Oray Eğin böyle biri... Kin ve nefretini, insanların inançlarına saldırarak gidermeye çalışan biri...


Asıl Kürt düşmanlığı!


Hakiki Kürt (!) olabilmek için ya öldüreceksin, ya da Hatip Dicle gibi, öldüreni alkışlayacaksın!

Kürt değilsin, ya da olamazssın şiddetten yana değilsen... Şiddeti kınamak, küçük bedenleri bomba ile birbirinden ayıranları lanetlemek, Kürtler’e ihanet (!) sayılıyor artık!

Hani, her ağzını açtığında, ‘dinci’ diyorlar ya AK Parti yöneticilerine. DTP’de ise, doğruyu söyleyenlerin alnına, ‘Kemalist’ damgası vuruluyor. ‘Kemalist’ olmak, ya da ‘acı gerçekleri’ söylemek, ‘ihanettir!’ onlara göre.

Aysel Tuğluk’a, ‘Kemalist’ sıfatı yakıştırıldı dünden itibaren..

‘Hain’ yani...

Peki neden böyle? Nedeni Tuğluk’un şiddete karşı olması. Diyarbakır’da patlayan bombaya isyan etmesi. Doğru, o cephede hakaret olarak karşılık buluyor.

Varsa, yoksa şiddet! Kürt düşmanı olmak böyle bir şey işte...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi