Kamuoyu araştırmaları ve toplumsal eğilimler

Kamuoyu araştırmaları ve toplumsal eğilimler

Kamuoyu araştırmaları, toplumun belli konulardaki tutum ve kanaatlerini ölçer ve buradan hareketle ileriye yönelik bazı tahminler yapmamıza imkan verir. Bu bakımdan faaliyet ve varlığı toplumun tutum ve eğilimi ile yakından ilgili olan kurum ve kişiler için kamuoyu araştırmalarının önemi asla ihmal edilemez niteliktedir.

Genel olarak kamuoyu araştırmalarının gündemi seçim dönemlerinde daha çok meşgul ettiği ve herkesin bu araştırma sonuçlarını konuştuğu biliniyor. Ancak seçim dönemleri dışında da özellikle siyasi partiler için kamuoyu araştırmalarının önemi büyüktür. çalışmalarını belli bir plan ve program dahilinde yürüten partilerin belli periyotlarla kamuoyu araştırmaları yaptırıp toplumun nabzını yakından takip etmeleri ve bu araştırmaların ortaya koyduğu fotoğrafa göre kendilerini yönlendirmeleri gerekmektedir. Neticede her siyasi parti toplumdan oy almak, oyunu artırmak, toplumla daha da yakınlaşmak amacındadır. Toplumu tanımadan, toplum kesimlerinin eğilim ve tutumu hakkında net bilgilere sahip olmadan bunu başarması imkanı yoktur. Toplumun beğeni ve eğilimleri ile partilerin geliştirdikleri siyasa ve programları arasında vazgeçilmez bir ilişki söz konusudur.

MetroPoll'un aralık ayının sonlarına doğru yirmi altı ilde ve toplum 1242 denek üzerinde telefonla görüşme yöntemiyle gerçekleştirdiği TüRKİYE'DE SİYASAL DURUM araştırması, 2008 yılı başında siyaset, liderlerin imajı ve kurumlara güven konusunda önemli verileri ortaya koymaktadır. Genellikle bu tür araştırma sonuçlarının değerlendirilmesinde durumları pek parlak bir tablo sunmayanlar dudak büküp geçerken sonuçların lehte olduğu kesimlerse kendi başarılı konumlarını tahkim etmek için bir propaganda malzemesi olarak kullanırlar. Bizim niyetimiz elbette bu değil. Genel eğilimler hakkında bazı tespitlerde bulunmak yararlı olabilir.

Toplumun yaklaşık dörtte üçünün hayatından belli düzeyde memnun olduğunu belirtmesi altı çizilmesi gereken bir eğilim olmalıdır. Bu durum Türkiye İstatistik Kurumu'nun memnuniyet araştırması sonuçlarıyla da belli düzeyde uyumludur. Mevcut bunca soruna, sıkıntıya ve probleme rağmen toplumun büyük bölümünün kendisini mutlu hissetmesi, toplumsal psikoloji ve milli birlik açısından altı çizilmesi gereken bir sonuçtur.

Araştırmada ilgimi çeken önemli bir veri "Türkiye'nin en önemli sorunları nelerdir?" sorusuna verilen cevaplarda işsizliğin yine ilk sırada yer almasına rağmen oranın yüzde 28'lere gerilemiş olmasıdır. Birkaç yıldır bütün araştırmalarda işsizlik mevcut sorunların ilk sırasında ve yüzde ellilerin üzerinde yer alıyordu. Türkiye'de bir anda işsizlik azalmış, yeni istihdam alanları hızla devreye girmiş olmadığına göre bunda etkili olan ne? Sanıyorum bu durumu sorunların ikinci sırasına yerleşen terör sorununun yüzde 27 gibi yüksek bir seviyede yer alması açıklayabilir. Geçen mart ayından bu yana en çok konuştuğumuz konu terör ve teröre ilişkin gelişmelerdir. Terör toplumun canını yakan ve tüm ülkeyi ayağa kaldıran sorunların başında gelmektedir. Bu nedenle sorunların önceliğinde ve önemliliği hususunda bir farklılaşma söz konusu olmuştur. İşsizlik ilk sırada yer almakla beraber terör önemini artırmış ve en önemli sorun sıralamasında işsizlikle aynı düzeye gelmiştir.

Bu durumu anlamlı kılan bir başka veri önümüzdeki beş yıl içerisinde hangi konunun en önemli olacağı sorusuna verilen cevaplarda terör konusu yüzde 28.5'e yükselirken işsizlik konusunun yüzde 13.8'e gerilemesi dikkat çekicidir. Toplum şu anda işsizlik sorununu ilk sırada en önemli sorun olarak görürken önümüzdeki beş yılda bu sorunun çözümüne ilişkin ciddi bir inanca sahip bulunmaktadır. Bunu yöneticilere ve izlenen politikalara güven şeklinde almak da mümkün. Diğer yandan şu anda en önemli sorun olarak ikinci sırada yer alan terör konusunun önümüzdeki dönemde ilk sıraya yükseleceği beklentisi, terör sorunun çözümüne ilişkin ümitsizliği ve sorunun çözümsüzlüğüne ilişkin toplumsal kanaati ortaya koyuyor ki bunun pozitif bir durum olmadığı açık.

Yazıyı bitirmeden bir başka önemli veriyi daha aktaralım. Toplumun dörtte üçü kurban kesip yardımda bulunurken dörtte biri kurban kesmediğini beyan etmiş.

Avrupa Birliğine destek yüzde ellilere doğru gerilemişken bu çalışmada bunun yüzde altmışların üzerine çıktığı görülüyor. Avrupa Birliği konusu Türkiye için hala ciddi şekilde destek gören bir konu olup sadece toplumun üçte biri karşı çıkmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi