H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Baykal ‘tarihsel yanılgı’yı keşfetti mi?

Baykal ‘tarihsel yanılgı’yı keşfetti mi?

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, gazetelerde çarşaflı ve başörtülü kadınlara CHP rozeti takarken yayınlanan fotoğrafı, biz köşe yazarlarının çok ilgisini çekti. Dünkü köşe yazılarının büyük kısmı ‘Baykal ve Çarşaf’ üzerineydi. Bu ironik görüntü, bazıları için ‘takiyye’ çağrıştırırken, bazıları artık Baykal’ın türban konusunda ezberini bozduğunu yazıyordu.
Baykal, daha önce de dinî referans sayılabilecek davranışlarda bulunmuştu. Torunlarıyla bayram namazlarına gitmesi, Mescid-i Aksâ’da namaz kılması, türbe ziyareti, Şeyh Edebalî’nin sözlerini çerçeveletip asması, onun aslında inançsız olmadığını gösteriyor. Esasen, dinî inanç sahibi bir siyaset adamının bütün bunları yapmasından daha tabiî bir şey olamaz. Yargıtay Başsavcısı ve AYM üyelerinin ‘kahir ekseriyeti’ aksini iddia etse de, bu tutumun lâiklikle hiçbir ilgisi yoktur.
Gelgelelim, lâikliğin dinsizlik, lâikçiliğin din düşmanlığı, ibadetin irtica, müminin mürteci kabul edildiği ve bırakınız kara çarşafı, başörtüsünün bile lâik devleti yıkma aracı olarak görüldüğü sapkın ‘cumhuriyetçi/jakoben’ anlayışa göre, bütün bunlar lâikliğin çiğnenmesi demektir.
Ne yazık ki CHP, bu ‘çarpık lâikçilik’ histerisinin daimî müptelâsı olarak bilinmiş ve dinî konulardaki aleyhtarlığı lâiklik çizgisinin çok ötesine geçmiştir. CHP, milletin temel dinî değerleriyle hiçbir zaman barışık olmamıştır. Bu yüzden de millet CHP’yi iktidara getirmemiştir. CHP, bu konudaki hatâsını görüp kendini yenileme yerine, milletin seçtiği iktidarları ‘gerici’ ve ‘irticacı’ olarak itham etmiş; ‘başörtülüler’ ve ‘imam hatipliler’ ile uğraşmış; böylece milletin büyük çoğunluğuyla ters düşmüştür.
Ecevit, Şeflik Dönemi’nin tek parti yönetimi anlayışının devamı olan bu yanlış lâiklik anlayışını fark etmiş; bu tutumu ‘tarihsel yanılgı’ ve ‘gardrop Atatürkçülüğü’ olarak adlandırmıştır. Ancak CHP, özellikle 28 Şubat Darbe Dönemi’nde ve sonrasında, milletin çoğunluğunu ‘irticacı’ ilân ederek tarihsel yanılgısını sürdürmüştür.
***
CHP’nin bu tutumunun faturası büyüktür. Türk toplumu, bu lâikçi baskı altında ezilerek huzursuz bir toplum hâline gelmektedir. Özellikle öğrenim hürriyetinin yasaklarla zedelenmesi toplumun huzursuzluğunu arttırmaktadır. CHP’nin tahrikiyle, lâiklik konusunda hassas olan asker, antidemokratik çıkışlarda ve müdahalelerde bulunabilmektedir. Gelişmiş demokratik rejimlerde din tartışmaları ön plânda yer almazken, Türkiye’de yüzyıldan fazla bir süreden beri başlıca tartışma konusu olarak devam etmektedir.
Baykal’ın bu ‘çarşaf açılımı’ (!), yaklaşan mahallî seçimler için verdiği gülünç bir popülist mesaj değil de, Ecevit’ten 40 sene sonra da olsa, tarihsel yanılgıyı keşfetmek ise, gerçekten üzerinde durulmaya değer demektir. Esasen, CHP’ye iktidar yolunun açılabilmesi de, onu halkın çoğunluğundan uzakta tutan ve değerleriyle karşı karşıya getiren bu tutumunu değiştirmesine bağlıdır. Aksi taktirde CHP tabanı, yüzde yirmiyi geçmeyen ve zaman içerisinde gittikçe küçülen bir azınlıktan ibaret kalacaktır.
Doğrusu, bizi asıl ilgilendiren husus, Türkiye’nin açık, demokratik ve huzurlu bir toplum olmasını engelleyen ‘CHP jakobenizmi’nin baskısından ve zararlarından kurtulabilmektir.
Baykal, çarşaflıya rozet jestinin, basit bir siyaset illüzyonu olarak görülmesini istemiyorsa ve söylediği gibi insanları kılık kıyafetine göre değerlendirmiyorsa, partisine aldığı ‘türbanlı’nın önündeki çağdışı öğrenim yasağının da kaldırılması için ne yapacaklarını açıklamalıdır.
Hiç değilse ‘gölge etmesin’ de, başka ihsan istemeyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi